Son seçimlerden bu yana herkes bir kaybetmek kazanmak tartışmasına girdi seçim kazanmayı başarı, seçim kaybetmeyi başarısızlık olarak tanımlayan değerlendirmeler yapılıp duruyor.

Bakınız net olarak söyleyeyim bir politikacı için seçim kazanmak nihai bir başarı değildir!

Eğer seçim kazanmak bir başarı olsaydı, seçim kazanarak iktidara gelen ve defalarca seçim kazanarak iktidarda kalan fakat ülkelerini bir felakete sürükleyen Adolf Hitler, Benito Mussolini, Saddam Hüseyin, Beşar Esad, Muammer Kaddafi ve hatta Vladimir Putin en başarılı politikacılar olmaz mıydı?

Seçim kaybetmek bir başarısızlık mıdır?

Elbette hayır Abraham Lincoln defalarca seçim kaybetti ama bugün dünyanın büyük bir saygı ile hatırladığı bir devlet adamı, kaç kişi Abraham Lincoln karşısında seçim kazanan herhangi bir politikacıyı bugün anımsıyor?

Ülkemizden de bu konuda güzel ve önemli örnekler var bu örneklerden biri Alparslan Türkeş bir diğeri ise Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır.

Alparslan Türkeş hayatı boyunca hiç seçim kazanamadı, tek bir defa bile birinci partinin lideri olarak meclise giremedi, birçok defa baraj altında kalarak milletvekili bile seçilemedi velakin beğenin beğenmeyin Türk siyasi hayatını en çok etkileyen siyasetçilerden biridir.

Bazı dönemlerde hükümette yer alsa dahi hiçbir zaman ne tek başına iktidar olabilecek bir güce erişebilmiştir ve ne de mecliste ciddi bir çoğunluk sağlayabilmiştir buna rağmen kim çıkıp da Alparslan Türkeş başarısız bir politikacıdır diyebilir? Kim Türkeş’e seçimi kazanamadı istifa etsin gitsin dedi?

Benzer şekilde Necmettin Erbakan da çok uzun bir süre boyunca marjinal ve küçük bir partinin Genel Başkanı olarak kalmış ömrünün son demlerine kadar meclis çoğunluğunu elde edip iktidar olamamıştır.

Necmettin Erbakan’ın siyasi kariyeri bir ders niteliğindedir, savunduğu değerlere, uyguladığı politikalara katılın katılmayın Erbakan Türk siyasetine damgasını vurmuş, etkileri bugün dahi süren bir politikacıdır.

Bakın kısaca hatırlatayım: Erbakan siyasi kariyerinde 14 Ekim 1973 seçimlerinde Millî Selamet Partisi yüzde 12 oy oranıyla 48 milletvekilliği kazandı. Seçimlerden hemen sonra 1974'te Bülent Ecevit'in liderliğindeki CHP ile MSP arasında kurulan koalisyon hükûmetinde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu.

Mart 1975'te AP, MSP, MHP ve CGP arasında kurulan I. Milliyetçi Cephe hükümetinde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu. 1977 genel seçimlerinde MSP'nin milletvekili sayısı yarı yarıya düşerek 24'e geriledi. Temmuz 1977'de AP, MSP ve MHP koalisyonuyla kurulan II. Milliyetçi Cephe hükümetinde yine devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu.

12 Eylül cuntası tarafından yapılan 1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı. Ancak 6 Eylül 1987 referandumu sonrası siyasete döndü.

11 Ekim 1987'de Refah Partisi Genel Başkanı seçildi. RP’nin Milliyetçi Çalışma MÇP ve IDP ittifak kurduğu 1991 seçimlerinde Konya'dan milletvekili seçildi. 27 Mart 1994'te yapılan yerel seçimlerde partisi yüzde 19 oranında oy alarak büyük bir başarı kazandı. İki önemli büyükşehir olan İstanbul ve Ankara'yı genç adayları Recep Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek ile kazandı.

Erbakan ve Millî Görüş Hareketi'nin tarihindeki en büyük başarıyı elde ettiği 1995 seçimlerinde RP, aldığı yüzde 21,37 oy oranı ve kazandığı 158 milletvekili ile birinci parti oldu. DYP ile ANAP arasında kurulan kısa ömürlü koalisyon hükûmetinin istifasından sonra birbirlerinin yolsuzluk soruşturmalarını kapatmak şartıyla Tansu Çiller'in DYP'si ile kurduğu REFAHYOL hükûmetinde 28 Haziran 1996'da başbakan olarak göreve başladı. Sonrası malum 28 Şubat süreci istifa, Anayasa Mahkemesi, 16 Ocak 1998'de Refah Partisi’nin kapatılmasına ve aralarında Erbakan'ın da olduğu 6 kişiye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesine karar verdi.

Bu siyasi kariyere bakıldığında Erbakan için seçim kazanmanın küçük bir istisna olduğu görülmüyor mu? Kim Erbakan’a seçimi kazanamadı istifa etsin gitsin dedi?

Sonra partisi bölündü ‘Millî Görüş Gömleği’ni çıkardım diyen Erdoğan ve arkadaşları parti kurdu iktidara yürüdü vs. vs.

Netice itibarıyla bir politikacı için asli başarı yönettiği halkına kazandırdıkları ve savunduğu değerler yaptığı katkılardır gerisi lafugüzaftır.

Siyasette seçim kazanmak sadece savunduğun ilke, değer ve politikaları uygulamak için kazanılan bir şanstır daha da fazlası değildir.