Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Sarayın kalın, sağır duvarları

Saray duvarları içeri ile dışarıyı, halkla saraylıyı yalıtır, dışarının sesi saraya ulaşamaz, saraylılar gerçeklerden kopar ve bir hayal dünyasında yaşamaya başlar. Saray duvarı dediysek bu duvarlar her zaman taştan, topraktan, demirden yapılmaz, çoğu duvar etten, kemikten oluşur. Saraylıların etrafını çevreleyen çokbilmiş danışman ve bürokrat taifesi dışarının sesini bir sünger gibi emer, sadece ve sadece hoşa gidecek, efendilerini kızdırmayacak ve bu arada da kendilerine yarar sağlayacak bilgilerin saraylılara ulaşmasına izin verir.


İlk zamanlarında halk adamı olmakla övünen, devletin tahsis ettiği lojmanda bile oturmayıp halkın arasında, sıradan bir apartman dairesinde oturan Erdoğan nedendir bilinmez gitti kendini saraya hapsetti, etrafının çevrilmesine, halktan yalıtılmasına izin verdi.
O gün bu gün halktan ve gerçeklerden tamamen kopmuş bulunmaktadır bu durum doğal olarak siyasetine ve konuşmalarına da yansıyor.
Bakın ekonomi liyakatsiz iş bilmez kadroların elinde çok ama çok kötü yönetiliyor, kötü yönetilen ekonominin sonucunda ortaya çıkan hayat pahalılığının yıkıcı etkisi ise halkta çok büyük bir tepkiye yol açıyor. İktidar ise halkın bu tepkisini görüp çözüm üretmeye, ekonomiyi adam gibi yönetmeye odaklanacağına algıyı yönetmeye, hayat pahalılığının suçunu başka yerlere atmaya odaklanıyor. Sonuçta da ortaya bir çözüm hatta çözüm arayışı bile çıkmıyor.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, yapmış olduğu son konuşmada hem fiyatlaması küresel düzeyde yapılan ürünlerin yol açtığı dengesizliklerle ve hem de fahiş kazanç peşinde koşanlarla mücadelenin sürdüğünü iddia etmiş.
Erdoğan özellikle gıda fiyatları konusunda vicdansızlık yaparak milletin aşına, ekmeğine, geçimine göz dikenlere acımayacaklarını belirterek, "Böyle dönemlerde hep birlikte fedakârlık yapmamız, günlük kazancımızı değil, ortak geleceğimizi düşünmemiz gereken günlerdir" diye konuşmuş. Tamamı ile gerçeklerden kopmuş değilse halkın algısını yönlendirmeye çalışan bir konuşmadır bu.
Bakın tek bir örnek bile buradaki iddiaların içinin ne kadar boş olduğunu göstermeye yetecektir:
Malum Japonya bir ada ülkesi ne doğru dürüst madeni var ne petrolü ve ne de doğal gazı bunların hepsini ithal etmek zorunda, dolayısıyla fiyatlaması küresel düzeyde yapılan tüm ürünlerdeki değişimlerden etkileniyor. Çok büyük bir tarımsal üretim imkânı da yok üstelik. Tüm bu koşullara rağmen enflasyon sadece yüzde 0,9. Bu şunu net olarak gösteriyor eğer ekonomiyi doğru düzgün yönetebiliyorsanız paranız değer kaybetmiyor, enflasyon yükselmiyor ve halkınız da geçim sıkıntısı çekmiyor.
Türkiye''de iktidar sadece konuşuyor enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele etmiyor tam tersine enflasyonist politikalarda gaza basıyor, sonuç ortada:
Mart verileri ile birlikte Türkiye''de enflasyonun TÜİK verileri ile bile % 60 seviyesini geçmesi bekleniyor bu enflasyon oranı ile Türkiye ekonomisi kontrolden çıkmış bulunmaktadır.
Dünyada enflasyonu en yüksek ülkeler sıralaması şöyle:

 

Venezuela    472,00    
Sudan    260,00    
Lübnan    240,00    
Suriye    139,00    
Küba    77,30    
Zimbabve    66,10    
Surinam    61,50    
Türkiye    54,44    
Arjantin    50,70    
İran    35,40    
Etiyopya    34,50    
Angola    27,66    

Mart verisi açıklandığında Surinam''ı da geçeceğimiz kesin gibi görülmektedir, bakalım  Zimbabve''yi de geçip şampiyonluğa bir adım daha yaklaşacak mıyız? Bu ay olmazsa merak etmeyin bir sonraki ay zaten kesinlikle geçeriz…
Üstelik bu sıralama devletin resmi istatistik kurumu TÜİK verilerine göre, ENAG verilerini dikkate alırsak Küba''yı da geçip on küsur yıldır iç savaş yaşayan Suriye ile yarıştığımız görülecektir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları