Bir konuşmanızda bazı devlet dairelerinin kiralık binalarda iş gördüğünü ve seçildiğiniz takdirde Çankaya Köşkü''nü kullanacağınızı ve bugün cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılan kaçak saraya da devlet dairelerini taşıyarak israfa son vereceğinizi söylemişsiniz...
Aman diyeyim bu son derecede yanlış bir iş olur!
Orası Atatürk''ün miras bıraktığı bir arazi, sadece ve sadece miras bırakanın arzusu doğrultusunda kullanılmalıdır.
Şunda haklısınız bu iktidar döneminde bazı kamu kurumlarını kiralık binalara çıkardılar, bu binaların çok önemli bir kısmını da yandaş iş insanlarından fahiş kiralar ödeyerek tuttular ve bu çok büyük bir israfa neden oluyor. Bu yanlış politika derhal düzeltilmeli ve israfı önleyecek yeni bir sistem kurulmalı fakat bunun yolu Atatürk''ün arzusu hilafına yasalara ve imara aykırı olarak inşa edilmiş bir binayı kullanmak değildir.
Bu bina sembol bir bina olarak Erdoğan''ın tek adam iktidarını temsil etmektedir ve bakanlıklar ve sair kamu kurumları gibi iktidarın bir unsuru olan tüzel kişilikler tarafında asla ve kata kullanılmamalıdır.
Böyle bir kullanım Erdoğan tarafından inşa edilen tek adam rejiminin ruhunun kamu kurumlarının üzerinde dolaşmasına davetiye çıkarır ve yarın öbür gün Erdoğan''a benzer biri çıkar bu binaları tekrar saraya çevirmeye falan kalkar. Bu yüzden kimsenin saray iştahını depreştirmeye falan gerek yok diye düşünüyorum.
Ayrıca burası bir saray fantezisi ile inşa edilmiş, fazlasıyla süslü, abartılı pahalı ve debdebeli bir yer. Burayı standart bir kamu kurumu için kullanmak da israf olacaktır.
Burası için benim önerim; Mustafa Kemal Atatürk''ün de vasiyetine uygun olacak şekilde bir kültür sanat müzesi olarak kullanmak.
Bu konuyu yakından takip eden ve çok iyi bilen Tezcan Karakuş Candan "Öncelikle Atatürk''ün vasiyeti ve şartlı bağışı var. Bu alan her ne olarak kullanılacaksa öncelikle bu vasiyet dikkate alınmalıdır." demektedir.
Tezcan Karakuş Candan "Şartlı bağışa göre Atatürk Orman Çiftliği üzerindeki bütün zirai işletmeler, donanımları birlikte bir zirai üretim birimi olarak korunması ve işlerliğinin devamı şartı ile hazineye devredilmiştir. Bağış senedinde ayrıca, çiftlikte arazi ıslahı ve düzenlenmesi yapılması, çevrenin güzelleştirilmesi, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler sağlanması, halka nefis ve katkısız gıda maddeleri üretilmesi ve temini amacı açıkça belirtilerek bunların gerçekleştirilmesi yükümlülüğü konulmuştur. Atatürk''ün kişisel mülkünü bağışladığı hazine, Atatürk Orman Çiftliği''nin mülkiyetini anılan yükümlülükleri ile birlikte devralmıştır." Demektedir.
Ben bir ekonomist olarak fiili gerçekler, ihtiyaçlar, hukuk ve Atatürk''ün vasiyetini dikkate alarak bir öneride bulunmak, bir sürü israfa yol açan bu şatafatlı yapıları halka ve ekonomiye kazandıracak bir kullanım biçimi önermek istiyorum.
Burasının Paris''teki Louvre Müzesi, Saint Petersburg''daki The State Hermitage Müzesi, Londra''daki British Museum ya da New York''ta yer alan Metropolitan Sanat Müzesi gibi devasa bir insanlık tarihi, sanat ve kültür müzesi olarak kullanılmasını önermek istiyorum.
Böyle bir kullanım hem Anadolu''muza çok yakışacaktır ve hem de çok büyük bir ihtiyaçtır.
Bakınız Anadolu dünya uygarlıklarının kurucu beşiğidir ama bu uygarlıklardan kalan milyonlarca arkeolojik eser ve bu topraklarda üretilmiş binlerce sanat eseri halk ile buluşamadan depolarda istiflenmiş bekliyor, çünkü yeterince uygun sergi alanı bulunmuyor.
Biz bu kaçak sarayı arkeoloji ve sanat eserlerini sergilemek için kullanırsak hem Ankara''ya devasa bir çekim merkezi kazandırmış oluruz, dünyanın dört bir yanından insanlar bu eserleri görebilmek için Ankara''ya gelir ve hem de bu binalara harcanan parayı üstelik de döviz olarak geri kazanma olanağına kavuşmuş oluruz.
Üstelik bu tür bir kullanım hem Mustafa Kemal Atatürk''ün şartlı bağışına ve hem de onun savunduğu sanata, bilime öncelik veren çağdaş dünya görüşüne uygun olur.
Atatürk''ün bağış koşullarına aykırı olarak kendine saray inşa eden sanat ve bilim düşmanı politikacılara da sağlam bir gönderme yapılmış olur, bir daha kimse böyle bir işe kalkışmaya cesaret edemez...
