Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hakan Paksoy

Hakan Paksoy

MİLLİ DÜŞÜNCE

Saçılımın güncellenen açılımı

Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge tartışmaları hız kesmeden devam ediyor. Güvenli bölge sadece Fırat'ın doğusunda olacakmış gibi bir algı hâkim. Ancak görünen o ki bütün Suriye sınırımızla birlikte Irak sınırımızı da kapsayacak bir yöne doğru gidiyor. Bu konudaki işaret fişeklerini ve gidişâtla ilgili düşüncelerimi "Yeni açılım(lar)ın ayak sesleri" ve daha önceki yazılarımda paylaştım. Yeni fişekler atılmaya da devam ediliyor.

Kim bu Demirtaş kardeşler?

İlginç açıklamalar peş peşe basında yer almaya başladı. Mesela, bugün adı HDP olan bölücü parti, 2007-2008 yılları arasında daha, Demokratik Toplum Partisi iken genel başkanı olan PKK yöneticisi Nurettin Demirtaş açıklama yaptı. "Davutoğlu bu tutumuyla geçmişte ortağı olduğu suçlarını belki affettirebileceği gibi Türkiye'nin demokratikleşmesine de hizmet edebilir" dedi. Aynı haberde "Davutoğlu bunların nasıl bir özel savaş makinesi olduğunu iyi bildiğinden adımlarını oldukça hesaplı atmaktadır. Öküzün yere düşmesini beklemektedir. O zaman bıçak çeken çok olur!" sözleri de dikkat çekici.

Parti kuracağı haberleri dolaşıma çıkmakla birlikte ne olacağı daha kesinleşmemiş olan bir kişi için, PKK'nın en üst düzey yöneticilerinden birisinin ilginç cümleleri var. Kamuoyunun terörle mücâdeleye verdiği desteği düşündüğümüzde, Türk Milletinin "Özel savaş makineleri"nin yanında yer alacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Gerçi Türkiye Türklerinin bugün yaşadıklarında büyük vebali olan bir siyasetçiden bahsediliyor ama tarladaki ayrık otlarını temizlemek de böyle bir şey olsa gerek.

Aynı saatlerde cezaevindeki küçük kardeş Selahattin Demirtaş'ın açıklaması da basında yerini aldı. HDP eski Genel Başkanı annelerin Diyarbakır'da HDP önünde devam eden eylemlerinin haklı olduğunu söylemiş. Ayrıca, çok uzun zamandır bölücü terör örgütünün elinde olan kamu görevlilerini hatırlatıyor. Çözüm olarak sunduğu beş maddelik teklifinde de PKK'nın elindeki bu kamu görevlileri için TBMM'de komisyon kurulmasını istemiş. Bu istek bölücü terör örgütünü siyasi muhatap almak anlamına da geliyor. Tıpkı 15 Şubat 2015'teki Dolmabahçe Mutabakatı ve onu takip eden 22 Mart'ta Diyarbakır'da, İktidarın okunmasına izin verdiği nevruz mektubundaki istekler gibi.

Bir fikir özgürlüğü kararı daha...

Ardından 24 Haziran seçim sürecinde TRT ekranlarına çıkarılarak HDP'ye tarafsız kalma çağrısı yaptırılmasının fikir özgürlüğü olduğuna dair İstanbul Savcılığı'nın kararı basında görüldü. AYM'nin, "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi" diye basına açıklanan bildirinin fikir özgürlüğü kapsamında olduğu kararı gibiydi. Ancak bu sefer küçük(!) bir fark vardı; açıklamayı yapan, ellerinde onlarca Mehmetçiğin kanı olan bir katildi. Artık teröristlikten emekli edilmiş bir cani idi ve kırmızı bültenle aranıyordu. Cumhurbaşkanı da bugün kumpas olduğu ortaya çıkan isimli davalardaki savcılara arka çıktığını çağrıştıran bir şekilde TRT yetkililerine destek olmuştu.

İlginç bir ziyaret...

Bu arada HDP heyeti Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bir ziyaret gerçekleştirdi. 7 Eylül (2019)'de başlayan görüşmenin ilk durağı Mesut Barzani'ydi. Yapılan görüşmenin fotoğrafı tıpkı heyetler arası resmî görüşme gibi verilmişti. Bu görüşmede kendisinden Kürt sorunu(!) için destek isteyen HDP heyetine Mesut Barzani'nin söyledikleri de manidardı. Barzani'nin bürosundan "Kürdistan'ın her parçasının kendine göre özellikleri var. Çekişmelerden uzak durmak için Kürt taraflar, Kürdistan'ın her parçasında bu özel durumları göz önüne almalıdır. ... Türkiye ve Kürdistan'ın diğer parçalarında Kürt meselesinin barışçıl bir şekilde çözüme kavuşması için gereken desteği vermeye ve elinde geleni yapmaya hazır olduğunu kaydetti." açıklamaları geldi.

Bir gün sonra Neçirvan Barzani heyete; "Şimdi barış zamanı. Savaş hiçbir şeyin çözümü değil. Türkiye'de Kürt sorunu ancak barış ile çözülür. Barış için fırsatlar kaybedilmemeli" dedi.

Görülenlerden anlaşılan o ki yeni açılımlar için "İyi Kürtçüler(!)" aranıyor. Hatta bulunmuş gibi. AKP Kongresindeki "Türkiye seninle gurur duyuyor(!)"  diye atılan slogan hâlâ hafızalarda taze. 2003'de tapu ve nüfus kayıtları imha edilirken aslının bizde olduğu, merak etmemiz gerektiği söylenen ancak bugün başkonsolosluk açarak tanıdığımız devletçiğin yöneticileri ile irtibat devam ediyor. Neçirvan Barzani'nin Kürdistan Başkanı(!) olarak göreve başlama törenine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun katılması da daha çok yakında gerçekleşti.

Bu konularda Müyesser Yıldız Odatv'de, 10 ve 12 Eylül (2019)'de çok önemli iki yazı kaleme aldı. Ciddi bir fikri takip ile konuları ele alan Yıldız, Beyaz Saray'da, 5 Kasım 2007'de gerçekleşen Erdoğan-Bush görüşmesi öncesi ve sonrasındaki açıklamaları hatırlatarak bugünle ilişkisini incelemekte.

Ya içeride neler oluyor?

Cumhurbaşkanı büyükşehir belediye başkanlarını toplantıya çağırdı. Toplantıda önemli konuların görüşüldüğü söylendi. En önemlisi de teferruat verilmemekle birlikte, büyükşehir yasasında değişiklik üzerinde konuşulduğu açıklandı. CHP Genel Merkezinin de mutabık olduğu bu husus, aslında yıllardan beri tartışma konusu. Tartışma, yerel yönetimlere aktarılacak yetkiler içinde doğrudan egemenliği ilgilendiren yetkiler üzerinde yoğunlaşıyor.

Seçim döneminde söylenen reform, kent anayasası, büyük şehirler -özellikle İstanbul için- Ankara'dan yönetilemiyor gibi popülist söylemlerin de arkasında sıkıntılı bir süreç yaşanabilir. Bu hususlarda en çok dikkatli olması ve partililerini uyarması gereken kişi Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tır. Hem Başkent Belediye Başkanlığı hem de hukukçu olması bu görevini kolaylaştıracaktır.

Kamuoyunda tartışılan, çok yakın gelecekte giriyoruz şeklinde açıklamaların gölgesinde kalan ve dikkatlerden kaçan gelişmeler, gelecek hakkında ipuçları veriyor. Çok milletli devlet yapısı olmadan gerçekleşmesi mümkün olmayacak bu proje doğrudan Türk Milletinin egemenliğini ilgilendiriyor.

Kelebek kanatlarını daha hızlı çırpmaya başladı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları