Geçmiş iktidarlar dönemlerinde 70'li yıllardaki kıtlık dönemi hariç hiç böyle spekülatif hareketlere şahit olmamıştık. Özellikle de 2010 yılından sonra her yıl bir veya iki ürünün fiyatlarının normal piyasa koşullarına göre fahiş bir şekilde arttığına şahit oluyoruz.
Hatırlatalım.
Geçtiğimiz yıllarda soğan ve patates kıtlığı çekilmiş ve bunları stoklayanları Sayın Cumhurbaşkanı gıda teröristleri olarak ilan etmişti. Bir dönem prinç fiyatları aşırı yükselmişti. Yine yumurta fiyatları üzerinde oynanan manipülasyonları henüz unutmadık. İktidarın beceriksiz ekonomi yönetimi sayesinde dolar 8 liradan 1 ayda 18 liraya yükselmesine göz yumulmuştu. Doların ateşinin düşürülmesi adına borç alınarak hazine kasasına konulan dolarların eritilmesi ise ayrı bir garabetti. Buna rağmen vatandaş iktidarın piyasaya dolar satmasına güvenmemiş ve doların fiyatı her gün yükselmeye devam etmişti.
Sonra ne oldu?
İktidar 70'li yıllarda denenen 'Kur Garantili Mevduat' hesabı dönemine tekrar döndü. Rahmetli Özal, Kur Garantili Mevduat Hesapları veya diğer ifade ile 'Dövize Çevrilebilir Mevduat' hesaplarının ülkeye getirdiği sıkıntıları anlatmıştı. Özal; DÇM'lerin son ödemesini 1998 yılında yaparken şunları söylemişti: "İnşallah bizden sonrakiler aynı hataya düşmezler ve Dövize Çevrilebilir Mevduat hesaplarına başvurmazlar" Eveet döndük yine başa. Merkez Bankasının piyasaya sürdüğü dolarlar birilerini zengin etmekten ileriye gitmemişti. 20 Aralık tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı pakete göre 70'li yıllara geri dönülmüş ve "Dolara endeksli, garantili kur mevduat" dönemine geri dönülmüş oldu.
Sonra ne oldu? Dolar 8 TL'den 1 ayda 18 TL'ye çıkarken kimler kazandı ise 18 TL'den 11 TL'ye inerken de aynı odaklar kazanmıştır. Doların düşüşü vatandaşın iktidara güvendiğinden değil, kesesini düşündüğü için doların yükselişi durmuş ve bir gecede 18 TL'den 11 TL düzeyine gerilemiştir. Aslında ekonomiyi kendi kuralları içinde bıraksalardı bu dalgalanmalar asla yaşanmayacaktı. Ama Sayın Cumhurbaşkanı talimatla Merkez Bankası Politikaları Faizlerini düşürünce ekonomi piyasalarında iktidara güven kalmamıştı. Olayın başka bir yönü ise; dolar kuru hızla yükselirken iktidar ve yalakaları tarafından kendi beceriksizliklerinin üzerini örtmek için, bunu dış güçler yapıyor propagandası yapılıyordu. Ancak doların 1 gecede 11 TL seviyesine düşmesi iktidarın başarısı olarak lanse edilmeye başlandı. Bu ne yaman çelişkiydi böyle!
Konu başlığımıza dönecek olursak, belki gözlerden kaçmamıştır. Son dönem kur dalgalanmalarından kaynaklanan iğneden ipliğe zam gelmişti. Ancak, geçmişte olduğu gibi 2-2,5 TL olan patates bir anda 6 TL'ye yükseldi. İşte bunu anlamak mümkün değil. Çünkü; patates ve soğan fiyatları kısa bir süre önceye kadar 50 kuruş farkla atbaşı gidiyorlardı. Halbuki Türkiye patatesi ithal de etmiyordu. Ne oldu da soğan yerinde sayarken patates fiyatları bir anda 6 TL'ye yükseldi. Anlaşılır gibi değil.
DÇM'ler Z kuşağının değil gelecek kuşaklarında geleceklerini ipotek altına almıştır. Musa Eroğlu'nun türküsündeki dizelerde olduğu gibi "Aşağıdan, yukarıdan yolun sonu görünüyor."
Haydi hayırlısı…
Ne mutlu Türküm ve Müslümanım diyene, ve diyebilene
