Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Paranın milliyeti olmaz mı?

Son Katar vakasından beri bir çok kişi paranın rengi, dini, milliyeti olmaz diye konuşup duruyor, lakin bu kesim son derecede ciddi bir yanılgı içindedir!

Paranın bal gibi de rengi, milliyeti ve hatta dini vardır çünkü; para başlı başına bir hükümranlık ifade eden ve o parayı basan otorite yahut da hükümdara biatı gösteren en önemli simgedir.

Zaten paranın milliyeti olmasa Amerikan doları, Türk Lirası, İngiliz Sterlini, Suudi Arabistan Riyali yahut da Rus Rublesi adları kullanılmazdı değil mi?

Özellikle altın ya da gümüş gibi herhangi bir kıymetli madene bağlı olmayan kağıt paralar tamamı ile o paranın sahibinin itibarına bağlıdır ve o parayı kullanan herkes o paranın sahibine itibar etmekte, güvenmekte ve bir anlamda biatlarını sunmaktadırlar.

Para ile ilgili yanılgı üstelik sadece burada da kalmaz, paranın sahibi olan kişi, kurum yahut da devlet bu parayı sadece ticari amaçlar doğrultusunda kullanmayabilir de. Özellikle de devletler hem yurt içinde ve hem de yurt dışında sahip oldukları parayı kendi siyasi, ideolojik ve yahut da dini hedefleri doğrultusunda yoğun olarak kullanmaktan asla çekinmezler.

Yakın tarihimizden bir örnek vermek gerekirse örneğin FETÖ para kaynaklarını kendi meşum emelleri için kullanmadı mı? FETÖ'nün arkasında yurt dışı para kaynakları yok muydu? Parayı kontrol ederek, ekonomide hâkim olmayı ve bu şekilde kendi hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlamadı mı?

Bu sorulara tarafsızca cevap verebilen bir kişinin paranın rengi, milliyeti ya da dini olmaz demesi ne kadar mümkün olur?

Paradan kastedilen "para sahibi sermayedar" yahut da kısaca "sermaye" ise ve bu söylemden kasıt sermayenin milliyeti, dini, dili olmaz ifadesi ise orada da çok büyük bir yanılgı ve çelişki vardır.

Bu ifadeyi eğer özel kişi ve kurumların elindeki sermaye için kullanıyorsak elbette sermayenin milliyeti, dini, dili olmaz diyebiliriz ve lakin eklememiz gereken bir husus daha vardır; sermayenin sadece milliyeti, dini, dili değil vicdanı da yoktur!

Sermayenin tek amacı daha fazla kâr elde etmek, daha büyük pazarlara hâkim olmaktır. Eğer kanunlar ve kurallar ile sermaye denetlenemez, kontrol altına alınamaz ise sermaye halka ve çevreye zarar veren iş ve eylemlere kolayca girişir.

İşte tam da bu yüzden milletlerin yahut da halkların devletleri vardır!

Çağdaş ve demokratik bir devletin temel ödevi yerli ya da yabancı fark etmeksizin sermayenin halka ve çevreye zarar vermesini engellemek, bunun için kurallar ve standartlar koymak, sermayenin iş ve eylemlerini denetlemektir.

Eğer bir devlet bunu yapmaz ve yahut da yapamazsa sermaye kolayca tekelleşir, karteller ve oligopoller oluşturarak, tabiri caizse halkı dibine kadar soymaya, sömürmeye başlar. Bu yüzden de devletin temel görevi milletini yerli ya da yabancı sermayenin sömürüsünden koruyacak tedbirleri almak ve kuralları koymaktır.

Sermaye elbette sadece özel kişi ya da kurumların elinde olmayabilir, Çin gibi bir çok ülkede devlete ait sermaye de bulunur ve devlet bu sermayeyi sadece ticari yahut da ekonomik amaçlar için kullanmaz, siyasi hedefleri ve uluslararası ilişkileri de gözeterek kullanır. Sadece Çin örneği bile sermayenin milliyeti olmaz ifadesini yalanlamaya yeter de artar bile.

Paranın rengi olmaz ifadesini kullananlar sanırım "kara para" tabirini de duymamışlardır. Malum kara para ifadesi terör ya da organize suç parasından, vergisi verilmemiş kazanca kadar oldukça geniş bir yelpazeyi ifade eder. Kara paraya hükmedenler kendi yasa dışı düzenlerini korumak ve sürdürebilmek amacını güderler, sahip oldukları parayı da bu amaçla kullanmaktan çekinmezler. Mesela bir organize suç yahut da kaçakçılık şebekesi sahip olduğu parayı "rüşvet" olarak siyasilere ve bürokratlara dağıtarak kendisine dokunulmazlık satın almaya, gemisini rahatça yürütmeye çalışmaz mı?

Paranın hangi yol ve yöntemler ile kazanıldığı da en az harcama biçimi kadar önemlidir. Hırsızlık, rüşvet, gayrimeşru ve yahut da gayri ahlaki yollar ile kazanılan para ile insanın emeği ve alnının teri ile kazandığı para hiç bir tutulabilir mi?

Sonuç olarak para sadece para değildir; paranın kimin parası olduğu, nasıl kazanıldığı ve nereye, ne amaçla harcandığı çok daha önemlidir.

Bu yüzden de milletin menfaatini korumak ile yükümlü olan yöneticiler para yahut da sermaye hareketleri için "paranın milliyeti, dini, imanı, rengi olmaz" diyerek yükümlülüklerinden kurtulamaz. Demokratik ülkelerde iktidarlar ellerinden geçen her türlü paranın hesabını şeffaf bir şekilde milletlerine vermek ve parasal işlerde daima milletlerinin menfaatlerini korumak ile sorumludurlar.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları