Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hasan Balaban

Hasan Balaban

TAKAZA

Otoriter, patrimonyal düzen nasıl devrilir...

Patrimonyalizm, Max Weber'in 1922 tarihli "Ekonomi ve Toplum" çalışmasında literatüre kazandırdığı bir kavram. Patrimonyal düzende lider, otoritesini, tepesinde kendisinin olduğu bir kişisel çıkar ağı kurarak yürütür. Liderin altındaki çarkın dişlilerinin sadakati, liderin, onlara sunduğu ihsanlarla (toprak, kamu ihaleleri, makam, yolsuzluklarına, suistimal, suçlarına göz yumulması vs) sağlanır.

Politik bilimci Nathan Quimpo, patrimonyalizmi, 'hükümdarın, kamusal olan ile şahsi olanı ayırt etmediği ve devletin bütün imkanlarını, işlerini, şahsi imkanı ve işi gibi gördüğü yönetim' olarak tanımlıyor.

Patrimonyal düzende devlet başkanı, kişisel cüzdanı ile hazine arasında hiç bir fark görmez. Hazineyi kendi kişisel lüks giderleri, siyasi ve kariyer çıkarları için rahatça ve çekincesiz kullanabilir. Bu bakış, lidere sadık bütün devlet kadrosu için de aynen geçerlidir. En küçük ilçedeki yetkiliye kadar kimse, şahsi cüzdanı ile emrindeki kamu imkanları arasında bir fark görmez. Normal bir demokraside yolsuzluk, suistimal, zimmet, rüşvet olarak görülecek her şey, yaygın ve olağan bir uygulamaya dönüşür.

Bu düzende, devlet kadroları için başta anayasa olmak üzere mevzuatın ve anayasal kurumsal yapının hiçbir önemi yoktur. Hepsi göstermeliktir. Parlamentodan, yargıya, ordudan polis gücüne kadar bütün devlet aygıtları, anayasaya, millete, ülkeye değil sadece ve sadece lider ve ailesine sadıktır. En yüksek otorite liderin talimatlarıdır.

Patrimonyal düzende yolsuzluk, bireysel bir kanunsuzluk olmaktan çıkar, sistemli bir hükümet uygulamasına dönüşür. Düzen, istisnasız olarak, sürekli ekonomik gerileme ve kronik mali kriz üretir. Halkına müreffeh bir yaşam sağlaması imkânsızdır.

Lider ise, ekonomi her gün bir öncekinden daha kötüye giderken, kurduğu sistemin devamını sağlamak için kişisel, grupsal sadakatleri ödüllendirmeye devam etmek zorundadır. Bundan vazgeçemez.

Çünkü, 'çıkar', liderin çarkının bütün dişlilerini çalıştıran yegane motivasyondur. Lider, etrafındaki ağın, devlet iktidarı, devlet imkanları, makam ve rant paylaşımı yoksa, bir saniye bile yaşamayacak bir ağ olduğunun farkındadır. Ama ekonomi daraldıkça bu adaletsiz çıkar dağılımına toplumun diğer kesimlerinin duyacağı tepki de kaçınılmaz olarak büyür. Her patrimonyal düzende, bu yüzden, sosyal kaos kaçınılmazdır.

Bugünlerde bütün dünya, yeni bir demokratik sınavdan geçiyor. Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, milli iradenin en yüksek tecelligâhının devlet başkanı değil parlamento olması, hukukun üstünlüğü, üniversite, basın ve protesto özgürlüğü gibi kavram ve kurumların niçin oluştuğunu yeniden hatırlamaya başlıyoruz.

Otoriter rejimler ve bu rejimlerin nasıl devrileceği üzerine çalışan Amerikalı Siyaset Bilimci Prof. Erica Chenoweth, "Geçen yüzyıl boyunca, şiddet içermeyen mücadele biçimlerinin, şiddet içerenlerin neredeyse iki katı daha etkili olduğunu ve şiddet içermeyen eylemleri tercih etmek yalnızca ahlaki bir seçim değil, aynı zamanda bir hareketin başarıya ulaşması için stratejik bir gereklilik" olduğunu  açıklamıştır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ise, önümüzdeki yüz yıl içinde demokrasi düşmanlarının başına neler gelebileceğini gayet net olarak açıklamıştı.

Tam 17 Aralık 1927'de Mustafa Kemal Atatürk Meclis'te şunu diyor: "Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis, bu tip yapılar din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı'yı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil, yüz yıla kalmadan, eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirine düşeceklerdir. Ayrıca, unutmayın ki o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları