Muhalefetin ekonomi eleştirilerine tepki gösteren AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her evde araba var, kapıcısında araba var. İkinci elde araç yetişmiyor. Hepsinin istatistiklerini tutuyoruz. Nerede ne oluyor, ne satılıyor bunların hepsini gayet iyi biliyoruz" demiş.
Sayın Erdoğan'a kendisine sunulan istatistiklere pek de inanmamasını önemle hatırlatırım!
Malum onlar zammı zam, hastayı hasta bile saymıyorlar, sizin önünüze koydukları istatistiklere muhtemelen el arabaları ile bebek arabalarını da dâhil etmiş efendim bakın çok geliştik, halkımız çok zengin ve mutlu herkesin evinde arabası var falan demişlerdir. Netice itibariyle yemin etseler başları ağrımaz, arabamı araba…
Geçtiğimiz günlerde de Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz, artan kurlar hakkında konuşmuş ve "Pahalılık olabilir. Türkiye'de son 20 senede her eve bakın ya bir otomobil ya da 2 otomobilimiz var. Her evde 2-3 telefon var." ifadelerini kullanarak medyada gündem olmuştu.
İşin açığı Türkiye ve dünya gerçeklerinden bihaber olan AKP'li kadrolar, Alice harikalar diyarında yaşıyor ve Polyannacılık oynuyorlar.
Sevgili AKP yöneticileri biraz canınızı sıkacak ama ben buradan size biraz gerçekleri anlatayım:
TÜİK verilerine göre, trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Aralık 2020 ayı itibarıyla 24 milyon 144 bin 857 oldu.
Aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların % 54,3'ünü otomobil, % 16,3'ünü kamyonet, % 14,5'ini motosiklet, % 8,1'ini traktör, % 3,6'sını kamyon, % 2,0'ını minibüs, % 0,9'unu otobüs ve % 0,3'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Türkiye'de 2020 yılı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 24 milyon 144 bin 857 adet motorlu kara taşıtı için ortalama yaş 14,2 olarak hesaplandı. Ortalama yaş otomobillerde 13,2, minibüslerde 14,4, otobüslerde 14,1, kamyonetlerde 12,3, kamyonlarda 17,2, motosikletlerde 13,7, özel amaçlı taşıtlarda 13,1 ve traktörlerde 24,2'dir. Yani vatandaşlarımızın sahip olduğu yollarda gezen araçların çoğu epeyce yaşlı, ekonomik ömrünü tamamlamış, hurdadan hallicedir.
Türkiye'de her 1.000 kişiye düşen motorlu taşıt sayısı 251 yani bizim ülkemizde neredeyse her 4 kişiden yalnızca 1 tanesinin motorlu bir taşıtı var. Bu da bizi, dünya listesinin 64. sırasına yerleştiriyor.
Avrupa Birliğinde 100 kişiye 51 otomobil düşerken bu sayı Türkiye'de sadece 14.
Resmi istatistiklere göre Türkiye'de 0 ila 5 yaş grubunda 6 milyon civarında araç var, 15 yaşından büyük araç sayısı ise 8 milyon 300 bin adet civarında bu araç parkımızın ne kadar yaşlı olduğunu göstermektedir.
Özellikle tarımsal üretimde kullanılan traktörlerde yaş çok yüksek traktörlerin % 55,6'sı 20 yaşın üzerinde sadece ve sadece 17,3'ü 0 ila 5 yaş arasında yer alıyor.
Sayın Erdoğan artık sokaklarda dolaşmıyor, etrafında hep gıcır gıcır Mercedesler, cillop gibi Audiler görmeye alışık olduğundan vatandaş da böyle arabalara biniyor diye düşünüyor olmalı, ama maalesef durum böyle değil ülkemizdeki araç parkı oldukça yaşlı.
Bu araçların yüzde kaçının resmi, askeri ve ticari araç olduğuna dair bir bilgiyi TÜİK sitesinde bulamıyoruz, yani bu araçların hepsini kişilerin kendi kişisel malı da sanmayın.
Ayrıca bu günün dünyasında otomobil sahibi olmak artık bir lüks değil, günlük gereksinim ve Türkiye'nin bu gereksinimi karşılamakta oldukça yetersiz olduğunu da söylemek lazım.
Diğer yandan araç sahibi olmak da yetmiyor, o aracın deposunu doldurabilecek, vergisini, sigortasını, bakımını yaptırabilecek gelire de sahip olmak gerekmektedir.
Türkiye'de araç fiyatları dolara, euroya endeksli, lakin gelirler Türk Lirasıyla kurlar böyle kontrolden çıkınca araç sahibi olmak da araç kullanmak da çok zorlaşıyor.
