Hakkını yemeyeyim bu başlığın telif hakkı gazeteci İsmail Saymaz''a ait, onun tarafından atılan bir tweette gördüm, çok hoşuma gitti, cuk oturmuş dedim ve başlıkta kullandım hakkını helal etsin…
İsmail Saymaz bu tanımı Kur Korumalı Mevduat hesapları üzerinden yapmış ama bence bu başlık sadece Kur Korumalı Mevduat hesapları ile ilgili de değil. Bu başlık Erdoğan tarafından uygulanan ekonomik politikaların tam bir özetidir, çünkü Erdoğan her ne yapıyorsa milyonların parasını milyonerlere aktarıyor ve büyük bir servet transferine imza atıyor.
Doğru, Kur Korumalı Mevduat sistemi elinde dolar, Euro, altın hatta Türk Lirası cinsinden birikimi olanların bu birikimlerini Kur Korumalı Mevduata getirmeleri karşılığında bankaların ödeyeceği faize artı olarak oluşabilecek kur farklarının kamu bütçesinden ödenmesi taahhüdünü içermektedir. Bu bankaya yatıracak birikimi olmayanların da ödediği vergiler ile oluşan kamu kaynaklarının bankada birikimi olanlara aktarılması demektir ki, bir tür sermaye transferi olduğu yadsınamaz.
Üstelik Kur Korumalı Mevduat sistemi beklendiğinin tam aksine bir işlev görmüş ve dolarizasyonu da arttırmıştır. BDDK verilerine göre KKM''nin devreye girdiği 24 Aralık ile biten ilk hafta TL mevduatın KKM hariç toplam mevduat içindeki payı yüzde 37.35 seviyesindeydi, 27 Mayıs haftası verisinde ise KKM hariç TL mevduatın payı yüzde 28.16''ya gerilemiş durumdadır. Hacimleri toplamı 4.7 trilyon TL''ye ulaşan döviz mevduat ve KKM hesaplarının toplam mevduattaki payı ise yüzde 71.84''e ulaşmış bulunmaktadır.
Mahfi hoca da "Kur Korumalı Mevduat hesabı dolarizasyonu artırdı" başlıklı yazısında KKM''nin TL''yi yabancı paraya endeksleme uygulaması olduğu için yabancı para olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, dolarizasyonun yüzde 71.8''e ulaşarak rekor kırdığını anlatıyor ve "Kur Korumalı Mevduat uygulaması, dolarizasyonu azaltmak bir yana artırmış, yanı sıra bütçeye gereksiz yükler yüklemiş ve gelir dağılımını daha da bozmuş bir uygulama olarak tarihe geçecek gibi görünüyor." demekte.
Kıyametin koptuğu ve Kur Korumalı Mevduat sisteminin açıklandığı 20 Aralık 2021 günü Gösterge Niteliğindeki Merkez Bankası Kuru alış 17,47 satış 17,50 seviyesindeydi. Bir gün sonra ayın 21''inde 13,03 liraya geriledi, gerileme 11,40 seviyesine kadar sürdü ve dolar yılı 13,32 seviyesinden tamamladı. Bu yazının yazıldığı saatlerde dolar 17,09 Euro ise 18,33 seviyesine kadar yükselmişti.
Kur Korumalı Mevduat hesapları ile ilgili bilgiler şeffaf olarak paylaşılmadığı için ancak tahmini hesap yapabiliyoruz ve 52- 53 milyar dolar civarında bir yekûn tuttuğunu ve bu uygulamanın sonucunda her 1 liralık kur artışında kamu bütçesine yaklaşık 50 milyar liralık bir yük geldiğini öngörebiliyoruz. Kur 17,30 seviyesine kadar çıkıp bu seviyede yılı tamamlasa bile en az 200 milyarlık bir faiz yükü kamuya yüklenecek, milyonlardan alınıp milyonerlere verilecek.
Atalarımız, görünen köy kılavuz istemez demiş bu uygulama sadece bütçe dengelerini değil aynı zamanda gelir adaletini de bozacaktır lakin Erdoğan tarafından uygulanan tüm ekonomik politikalar zaten bu şekilde bir sonuç doğurmaktadır.
Örneğin milyonlara ait olması gereken kent rantı üç beş yandaşa peşkeş çekilmekte ve sonuçta kentlerde de milyonların hakkı iktidar tarafından alınıp milyonerlere aktarılmaktadır.
Yap İşlet Devret modeli ile yapılan sağlık, ulaşım, enerji ve iletişim projeleri de servetin milyonlardan alınıp milyonerlere verilmesidir.
Özelleştirme adı altında sürdürülen yağma düzeni de milyonların malının milyonerlere peşkeş çekilmesi değil midir?
Sonuç; Erdoğan iktidarda kaldığı ve serveti milyonlardan alıp milyonerlere dağıttığı sürece bu düzen böyle gider, dar gelirli, yok yoksul ezildikçe ezilir, para babaları kalkındıkça kalkınır, semirdikçe semirir Nebati de gözleri ışıl ışıl bu düzen ile övünür durur.
