Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Liyakat ya da sadakat

AKP iktidarında ne yazık ki sadakat hemen her zaman liyakatin önünde yer almıştır. Oysa liyakatsiz bir sadakat işlerin gerektiği gibi yapılmasında başlı başına bir sorun kaynağıdır. Liyakatsiz kişilerin makam, mevki ve yahut da sair menfaatler vermek suretiyle sadakatlerini sağlamak kolaydır, çünkü zaten başka çareleri, şansları ve geçimlerini sağlayabilecek bir liyakatleri yoktur. Lakin şunu da hatırlatmak gerekir satın alınan bir sadakat çok büyük bir kolaylıkla, daha fazla bir bedel takdim edene de kolaylıkla satılabilir. Bu yüzden böyle bir sadakate çok da fazla bel bağlamamak gerekir.

Sadakat uğruna liyakat ehli olmayan kişilere görev tevdi etmek ise muhakkaktır ki eninde sonunda başarısızlığa yol açar.

Bu uzun girizgah niye diye sorarsanız; malum yakın geçmişte bankacılık hakkında herhangi bir bilgisi olmayan bir kişinin kamu bankalarımızdan birinde yönetim kurulu üyeliğine atanması, bu atamanın yapıldığı günlerde epeyce eleştirilmişti. Sonra bu konu unutuldu, mevzu küllendi gitti.

Şimdi bu konu gündeme tekrar geldi, lakin bu sefer liyakat üzerinden değil ahlak üzerinden gündeme geldi. Meğer malum zevatın diploması da sahteymiş, sahte lise diploması alarak eğitim hayatına devam etmiş, yüksek okul bitirmiş, yani ortada sadece bir liyakat değil aynı zamanda birde ahlak sorunu varmış.

Ülkemizde bütün okullarımızın spor salonlarında Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim" sözü yazılıdır. Demek ki biz bu sözü duvarlara yazmış asmışız, lakin orada kalmış zihinlere, gönüllere yazamamışız.

Sahte diploma edinmek suç mudur değil midir bilmem, lakin en azından ahlaksızlık olduğu kesindir.

Sporun amacı sadece kişileri oyalamak, toplumu eğlendirmek değildir. Spor sayesinde bir toplumu oluşturan bireyler kompleks organizasyonlar oluşturabilecek bilgi ve beceriler ile sporcu disiplinini, ahlakını ve takım ruhunu kazanır. Bu gelişmiş bir toplum oluşturmanın ilk ve en önemli aşamasıdır.

Üzülerek görüyoruz ki ülkemizde daha bu aşamada basit bir diplomayı edinmek için bile kanun ve kuralları çiğneyerek sahtekarlık yapmaktan çekinmeyen bir sporcu, bilgi ve yetenekleri ile hiç de uyumlu olmayan bankacılık gibi bir sektörde en üst karar merciine, salt sadakati dolayısı ile siyaseten tırmanabiliyor.

Bu olay hem bankacılık sektörümüz, hem sporumuz ve hem de siyasetimiz açısından son derecede sakıncalı bir duruma işaret etmektedir. Mevzu bahis sadakat olunca her türlü liyakat ve ahlaki ilkenin teferruat olarak kabul edildiği bir sistem ile gelişmiş, müreffeh ve güçlü bir ülke idealine ulaşmak asla mümkün olamaz.

Toplumsal gelişmenin en önemli anahtarı her türlü görev için insan seçerken liyakat ve ahlak ilkelerine uygun davranmaktır, bu ilkenin ihmal edildiği toplumlar az gelişmişliğe mahkûm olmaktan asla kurtulamaz.

Konu elbette bir kişinin bireysel kabahati, suçu yahut da ahlaksızlığı olsa bu kadar üzerinde durmaya gerek de olmayabilir, fakat liyakat ehli olmayan kişilerin özellikle de kamuda çeşitli görevlere getirilmesinin bir istisna olmadığını görüyoruz.

Dahası bu ülkede liyakat ehli olmayan kişiler sadece sadakatleri gerekçesiyle bir çok sınavda bin bir türlü dalavere ile diğer insanların önüne geçmektedirler. Bu da bir iki değil binlerce defa ortaya çıkan ülkemizin bir gerçeğidir.

Sadece sınavlarda yapılan ve FETÖ gibi yapıların uzmanlık alanı haline gelen sahtekarlıklardan da bahsetmiyorum, mülakat ve benzeri yöntemler ile sınavlardaki eşitlik ve hakkaniyet ilkesi darma duman edilmiyor mu?

Güya KPSS gibi bir sistem ile kamuda işe alımlarda eşitlik, adalet ve liyakat ilkeleri hayata geçirilmeye çalışılmıştı. Şimdi binbir türlü yol ve yöntem ile KPSS sistemi delik deşik ediliyor sınavda yüksek puan alan öğrencilerin elleri böğründe kalırken, dayısı olan en iyi işleri kapıyor.

Kısacası sistem çürümüş durumda, bu sistemi sadece yasalar ile düzeltmek de mümkün değil, öncelikle sistemi böyle çürüten sadakat ve yandaş takıntılı kafa yapısını düzeltmek lazım.

Ha bu yapılmazsa ne mi olur? Bu gün içinde debelendiğimiz yoksulluk ve yolsuzluk bataklığında çok uzun bir süre daha debelenmeye devam ederiz, olacak olan budur...

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları