Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Kurlar hareketli

Türk ekonomisinde kurlarda yukarı yönlü bir hareket baskısı gözlemlenmektedir. Euro tarihi zirvesini gördü, yarım dolar ve yarım eurodan oluşan döviz sepeti de tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Dolar ise hem tarihi zirvesi ve hem de psikolojik eşik olarak nitelenen seviyelere çok yakın bir noktada sıkışmış görünüyor.

Fed cenahından gelen enflasyon yorumları sonrasında ABD Hazine tahvili faizi ve dolar endeksi düşerken, gelişen ülke para birimlerinde Filipin Pesosu ve Türk Lirası hariç diğerleri yükseldi.

Ons altın fiyatları ise yılın ilk üç ayını kayıpla kapattıktan sonra Nisan ayında yönü yukarıya çevirmiş, Mayıs ayında yaşadığı hızlı yükseliş sonrası 1.900 doların üzerine çıkarak yıl başından bu yana getirilerde ilk defa artıya geçmiş bulunuyor.

En son Ocak ayı başında bu seviyelerde bulunan ons altın, sonrasında tahvil faizlerindeki yükselişle birlikte 1.700 doların altına kadar gerilemişti. Yurt içinde dolar kuru ve ons fiyatı ile belirlenen gram altın fiyatları da doğal olarak yükseliyor, tarihi zirvesine yaklaşıyor. Diğer yandan Türkiye'de borsa endeksi düşüyor, borsa endeksi düşerken eş zamanlı olarak borsadaki yabancı payı da azalıyor ve yüzde 41,99 ile endeksin hesaplandığı 2004 yılından bu yana görülen en düşük orana inmiş bulunuyor. Burada borsadaki hisselerini satan yabancıların dövize satın alarak ülkede çıkış yaptıklarını söylemek yanıltıcı olmayacaktır.

Sonuçta kurların hareketini etkileyen iç ve dış unsurlar var. Dış unsurların başında Covid-19 salgınının küresel ölçekte yarattığı ekonomik ve sosyal kriz ile mücadele edebilmek için Fed ve diğer büyük merkez bankalarının uyguladığı politikalarındaki değişim eğilimleri gelmektedir.

Bu kapsamda piyasalarda en önemli gündem maddelerinden biri Fed'in faizleri artırmaya giden yolda ilk hamlesi olarak yorumlanan varlık alımlarının azaltılma olasılığına ilişkin ortaya atılan yeni iddialardır.

Fed'in piyasalara pompaladığı likiditeyi azaltmak ve hatta geri çekmek için atacağı adımlar muhakkaktır ki dolara diğer para birimleri karşısında değer kazandıracaktır. Bu adımların dedikodusu bile yetmektedir, özellikle de gelişmekte olan ve kırılgan ekonomilere sahip ülkelerde dolar kurunun artışına zemin hazırladığı açıktır.

Aşıların yaygın olarak kullanılması ile salgın kontrol altına alınınca bu salgının ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal krizde sönümlenecektir. Bu noktada zamanlama aşıların toplum bağışıklığını sağlayabilecek ölçekte uygulanması ile belirlenecek ve göründüğü kadarıyla da o gün yaklaşıyor.

Dünyada petrol başta olmak üzere emtia fiyatları da artıyor, gıda fiyatları da doğal olarak bu artıştan nasibini alıyor. Dışarıdaki gelişmeler bu yöndeyken, şimdi birde kurları etkileyen içerideki gelişmelere bakalım.

Türkiye hâlâ toplum bağışıklığı sağlayabilecek ve salgının kontrol altına alınmasını gerçekleştirebilecek aşılama operasyonunu başaramadı. Görünen o ki bir terslik olmazsa bu aşılama operasyonu Haziran başında başlayıp Ağustos ayı ortalarında ancak netice verebilecek. Her şey istendiği gibi gitse dahi salgının sonbahar başından önce kontrol altına alınabilmesi çok olası görünmüyor. Bu durum özellikle de turizm sektörü açısından bu yaz sezonunun da kaybedileceği anlamına geliyor. Yeterli miktarda turist gelmemesi halinde buradan kazanılacak dövizler de olmayacak ve cari açığın kontrolü büsbütün elden kaçacak demektir. Salgın önlemlerinin bütçe açıklarına neden olacağı, vergi gelirlerinin düşeceği, borç faizlerinin artacağı da kesindir.

Zaten büyük bir dış borç sorunu yaşayan Türk ekonomisi daha da zorlanacak ve bir ödeme krizi riski artacaktır.

Kurların enflasyonu arttırıcı etkisi zaten tartışmasız bir gerçek. Artan kur ve emtia fiyatları ise enflasyonist bir etki yaratacaktır.

Diğer yandan Türkiye sadece sağlık ve ekonomik krizler ile uğraşmıyor bunun yanı sıra uluslararası ilişkilerde de çok ciddi krizler yaşıyor. Bu üç ayaklı kriz doğal olarak içeride siyasi bir kriz iklimi de yaratıyor. Önümüzde çok zorlu bir dönem olduğunu öngörmek için kahin olmaya gerek yok, işimiz de çözüm de zor...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları