Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kamuran ÖZGEN

Kamuran ÖZGEN

TURİZM EKONOMİSİ VE POLİTİKASI

Kültür ve Turizm

Bir ara Kültür ve Turizm Bakanlıkları birbirinden ayrılarak iki ayrı bakanlık olarak çalışmaya başlamıştı ve çok iyi de olmuştu, ama sonrasında yine bu iki bakanlık birleştirildi ve tek çatı altında çalışmaya zorlandı. Bunun çok yerinde bir karar olmadığını da mevcut ve önceki bakanların "kültür" ile ilgili yapmadıklarına baktığımızda çok iyi bir şekilde görebiliyoruz.

Türk Milleti ve onun binlerce yıllık tarih ve kültür birikimini temsil edebilmek öyle kolay bir şey olmasa gerek. Sonuçta binlerce yıllık tarihi en ince ayrıntısına kadar bileceksiniz ve kültürel değerlerimizi koruyarak yeni kuşaklara tanıtıp gelecek kuşaklara aktarılmasını bakanlık ve ona bağlı kuruluşların çalışmaları ile sağlamalısınız.

Geldiğimiz noktada maalesef Kültür Bakanlığı'nın Turizm Bakanlığı ile birleştirilmesi sonucunda, kültür sadece "ören yerleri ve müzelerden" ibaret gibi bir uygulama söz konusu. Ülkemizdeki "Turizm Sektörü" profili incelendiğinde; "doğayı katleden, anayasal olarak tüm vatandaşların kullanımına açık olan plajları özel mülkü gibi gören, sadece bugünü düşünen, kolaycı" bir yapı ile karşılaşırız. Dolayısı ile tek düşünceleri "pazarlamacılık" olan bu profile sahip insanların "kültürümüze" katkılarının neler olduğu ciddi anlamda sorunludur.

Abesle iştigal

Kendi işletmesi haricinde hiçbir işletmeyi düşünmeyen, işletmesinde konaklayan bütün müşterileri kendi öz malı gibi gören ve onlara her türlü hizmeti satmaya çalışan bu genel turizmci zihniyetine, "Kültürümüzün emanet edilmesi" kadar abesle iştigal bir durum olamaz. Ülkemizin tanıtımı için her yıl milyonlarca Dolar bütçe kullanan bu yapıların "Türkiye Tanıtımı" adı altında katıldıkları fuar ve etkinliklerde yaptıklarını incelediğinizde, turistik yerlerin resimleri haricinde bilgiyi bulamazsınız.

Kültür, Turizm'e endeksli bir yapı olarak düşünülemez. Kültürel değerlerimizin korunması ve tanıtımı öncelikli olarak kendi vatandaşlarımıza düzgün anlatılması ve bu yönde ülke genelinde yapılacak etkinliklerle sağlanabilir. Kültürel bağlarımızın uzantıları ile aramızda bugüne kadar hangi etkinlikler yapıldı hatırlamıyorum. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile aramızda hangi etkinlikler bir takvim dahilinde her yıl yapılıyor bilmiyorum. Dolayısı ile bütün mesaisini otellerin odalarını doldurmak için uğraşan bir zihniyetin "Kültürümüzü tanıtma noktasında" neler yapabileceği veya yaptığı büyük bir soru işareti taşımaktadır.

Yukarıda bazılarını dile getirdiğim nedenlerden dolayı, Kültür ve Turizm kesinlikle birbirinden ayrılmalı ve hak ettiği şekilde kültürümüze gereken önemi verecek şekilde bir yapılanmaya gidilmelidir. Ülkemizin tarihsel ve kültürel yapısı göz önünde bulundurulduğunda Dışişleri, İçişleri, Savunma ve Kültür bakanlıklarının ne kadar önemli oldukları ve bu önem göz önünde bulundurularak görevlendirilmelerin yapılması uygun olacak ve toplumu hayrete düşürecek açıklamalarla karşı karşıya kalınmayacaktır.

Anlamsız birliktelik

Tanıtımların ne kadar etkili olduğunu öğrenmek istediğimizde, ülkemizde bulunmuş olan yabancılara "Türkiye denince aklınıza ne geliyor?" sorusu sorulduğunda, büyük bir çoğunluk "kebap, deniz, plaj, dansöz" cevabını vermektedir. Bu da gösteriyor ki; turizm ülkemizi ziyaret eden yabancılara, kültürümüze dair bir şey öğretemiyor. O zaman aynı çatı altında olmasının bir anlamı da bulunmamakta.

Turizm işletmelerinde "Türk Gecesi" adı altında düzenlenen eğlencelerde "dansöz oynatmaktan başka bir şey" yapmayan bu sektöre "kültürü emanet etmek ne kadar akılcıdır?.." Yorumu okuyucularımıza bırakıyorum.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları