Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kamuran ÖZGEN

Kamuran ÖZGEN

TURİZM EKONOMİSİ VE POLİTİKASI

Koronavirüsü ve turizm gerçeği

 Ocak ayı sonundan itibaren ilk kez Çin'de baş gösteren ve şu anda neredeyse dünyayı kasıp kavuran koronavirüsü salgınından öncelikli olarak çıkarmamız gereken derslerin başında, "acilen turizm teşvik kanununu en az 10 yıllığına rafa kaldırmak" gerektiğidir.

Doksanlı yılların başında "bacasız fabrika" olarak topluma propagandası yapılan ve dönemin iktidarının yandaşlarına peşkeş çekilen kredilerin çoğunun buharlaşması ile sonuçlanan süreçlerden geçerek bugüne gelen "turizm sektörü", bundan sonra yatırım yapılması "en riskli sektör" haline geldi.

Çünkü "turizm sektöründeki ürünler" ihraç edebildiğiniz elle tutulur maddi varlıkların toplamı olmayıp, ancak bire bir müşterinin ülkenize ve turizm tesislerine gelerek aldığı hizmetler topluluğundan oluşmasından dolayı ve yine ancak verilen hizmet süresinin sonunda parasını kasanıza koyabildiğiniz bir ürünler bileşiminden oluşuyor.

Son koronavirüs salgını olayı ve dünyadaki ekonomik, sosyal, toplumsal, siyasi vb. etkilerinden çıkarılacak en büyük ders, kesinlikle "turizm sektörüne yatırımların durdurulması" yönünde karar alınmasıdır. Bu olayın etkilerinin ve sonuçlarının tüm dünyayı nasıl etkilediği göz ardı edilerek "turizm yatırımlarına" devam edilmesi, ülke kaynaklarının heba edilmesinden başka bir anlam taşımayacaktır.

Küreselleşme politikaları ve onun dünyadaki tüm ulus devletleri parçalama ve yönetme sonra da kendisine bağımlı "sadece tüketen toplumlar yaratma" projesi, son salgın olayında küreselleşme ve onun en büyük propaganda malzemesi olan; "devlet şeker üretmesin, ayakkabı üretmesin, ilaç üretmesin, bez üretmesin, et üretmesin, süt üretmesin…" ve sonunda devlete ait ne kadar fabrika var ise özelleştirildi.

Geldiğimiz nokta; II. Abdülhamit Dönemi'nde kuduz ve difteri aşılarını üretebilmek için devlet aklı ile hareket edip, on bin Osmanlı altını karşılığı doktor ve veterinerlerini Fransa'ya gönderip aşının nasıl üretileceğini öğrenen akıldan, küreselleşmeci propaganda etkisinde alınan özelleştirme kararları ile devlete ait ilaç fabrikalarını kapatan devlet aklına teslim olduk.

"Bacasız fabrika" diye turizm sektörü için yıllardır yapılan propaganda ile bu sektörün başındaki yöneticilerin ellerinin değdiği her şey sanki dövize dönüşüyormuş algısı yaratıldı. Bu algıyı iyi kullanan uyanık yatırımcılar da devletten istedikleri arazilerin kendilerine tahsis edilmesini kolaylıkla sağladılar ve Anayasamıza göre Türk halkının ortak kullanım alanları olan sahillerimizi bile tel örgüler içine alıp, halkın girişini yasakladılar.

Devlet edenlerden ricam, turizme kesinlikle artık yatırım için kredi vermeyin. Var olan yatırımların daha verimli kullanılmasını teşvik edin. Turizm sektörüne yapılacak her yatırım ülke ekonomimizin gelecekteki benzer virüs salgınlarında daha da büyük yaralar almasına neden olacaktır. Çünkü turizm sektöründeki genel mantık, "daha fazla yatak daha fazla turist ve daha fazla döviz" mantıksızlığı üzerine kurulmuş durumda.

Bundan sonraki söylem, "daha az yatak, daha kaliteli turist ve daha fazla döviz" şeklinde olmalıdır. "Daha fazla turist eşittir daha fazla döviz" mantıksızlığı, sırf yatak kapasitesini doldurmak için dünyanın hangi ülkesinden olursa olsun tur operatörlerinin, turist olamayacakları bile Türkiye'ye getirmesine neden olmakta ve bu durum gelecekte daha etkili bir virüs salgınında ülkemizi büyük risk altına sokmaktadır.

Önümüzdeki on yıl boyunca turizm yatırımları için düşünülen yatırımların ve bütçesinin sağlık ve laboratuvar yatırımlarına yapılmasının ülke ve milletimiz için en mantıklı yatırımlar olacağına inanıyorum. Sonuçta bu salgında dünyanın süper ekonomileri denen ülkelerin ne hale düştüklerini gördük. Uzaya uydu gönderen ülkelerin salgında en önemli ve basit ihtiyaçlar listesinde olan maske, test kitlerini bile üretemediklerine şahit olduk.

Lütfen aklımızı başımıza alalım ve "kurgulanmış geleceğin" analizini iyi yapıp ona göre tedbirlerimizi alalım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları