Değerli okuyucularım genelde "koronavirüsün görüldüğü ülkelerin ABD ile arasının açık olması tesadüf mü?" şeklinde sorular soruluyor. Bugünkü yazım bunun üzerine olacak.

***

Her zaman komplo teorilerine mesafeli bakmışımdır. Komplo teorilerinin sonunun paranoyaklık olduğunu da biliyorum.

Lakin buradaki durum farklı görünüyor. Gerçek gün gibi gözümüzün önünde ise, bu paranoyaklık olmaz.

Gerçek ne mi?

***

Hemen yazayım. Koronavirüs nerede ortaya çıktı? Çin'de. Çin, ABD'nin bir numaralı düşmanı değil mi? Elbette düşman.

İkinci ülke İran değil mi? Haberlerde sizler de görmüşsünüzdür İran'da da tıpkı Çin'deki gibi gibi insanlar sokakta düşüp ölmüyor mu?

***

Google'da bir araştırma yapın. Bakın ne gibi sonuçlarla karşılaşıyorsunuz...

***

Türkiye'de koronavirüs vakaları çok az. Bir İtalya, bir Fransa gibi hatta komşularımız Yunanistan ve Bulgaristan gibi değiliz.

***

Türkiye'de koronavirüs vakası Rusya ile anlaşma sonrası ABD kaynaklı artar mı? Bunu ileriki günlerde göreceğiz!..

***

Ayrıca İtalya'nın petrol şirketlerini de bu koronavirüsün vurduğunu vurgulayayım. Malum ABD eşittir petrol avcılığı. ABD'nin Irak'a demokrasi getirmek için değil petrol için girdiği ortaya çıkmıştı.

***

ABD emperyalizminin koronavirüs tehdidi diyebilir miyiz?

Bu soruya net olarak 'evet' cevabını verebiliriz.

***

Veya diğer iddiaya göre, insanların nüfusu arttı. Dünya kaynakları bu nüfusa yetmiyor. Milyonlarca insan ölür dünya bize kalır diye bu virüs yayıldı. Bu iddiada sadece ABD yok. Dünyanın büyük güç devletlerinin hepsinin olduğu öne sürülüyor.

Bu korkunç iddia doğru mu? Keşke olmasa. Bu öne sürülenlere göre, insanlıktan çıkmış emperyalist çeteler insanları para için öldürmeyi göze almış demektir.

***

Ülkemizdeki koronavirüs iddiaları derinlik kazanmaya devam ediyor. Lütfen ülkemizde diğer olaylarda olduğu gibi 'interneti yavaşlat, bastır sustur, kapat, halının altına süpür' zihniyeti ile bu virüse bakılmasın.

Basına haber olmasın, kimse duymasın toplumda infial olmasın diye bu korkunç virüse bakılırsa iş çözülmez. Tam tersi, basın aracılığıyla sosyal medya etkinlikleri ile bu virüsün vahim olduğunu topluma anlatılıp bu illetle hep birlikte mücadele etmeliyiz.