KKK yani Kur Korumalı Mevduat Hesabı, bankanın verdiği faizin üstüne Hazine ve Merkez Bankası tarafından bir kur farkı oluşması halinde taahhüt edilen meblağın mevduat sahibine ödenmesini içeren Türk Lirası bazında bir vadeli yatırım aracıdır. Bu yatırım aracını tercih etmek ve parayı vadeli hesaba bağlamak isteyen biri için temel varsayım, döviz kurlarının banka tarafından verilen faiz oranından fazla artmayacağı hatta düşeceği yönünde olmalıdır. Eğer Türkiye gerçekliğinde döviz kurlarının ve altın fiyatının banka tarafından verilen yüzde 14-15 civarındaki yıllık faiz oranında daha az artacağını ve hatta düşeceğini düşünüyorsanız KKM yatırımı yapmak mantıklı olacaktır. Lakin dövizin ya da altının bir yılda bankanın verdiği faiz oranından fazla artacağını düşünüyorsanız, KKM yatırımı hiçbir şekilde mantıklı olmayacaktır.
KKM yatırımı yapmak için elbette bir diğer gereklilik de vadeli döviz mevduat hesaplarına verilen faiz oranının sıfır ya da çok düşük olmasıdır. Bugünlerde bazı özel bankaların vadeli döviz mevduat hesaplarına yıllık yüzde 5 civarında faiz verdiği konuşuluyor. Böyle bir durumda KKM mevduatına yatırım yapmak için döviz kurunun bir yılda yüzde 9-10 seviyesinden daha az artacağını ya da düşeceğini varsaymanız gerekiyor. Aksi takdirde paranızı vadeli döviz mevduat hesabında tutar, hem döviz artışından ve hem de dövize verilen faizden faydalanırsınız. Üstelik bu durumda döviz alım satımından oluşacak makas da sizi hiç etkilemez çünkü döviziniz dövizdir.
Gelelim GES yani Gelire Endeksli Senet meselesine bu borçlanma aracı da büyük bir şaşaa ile duyuruldu ama piyasada KKM kadar bile heyecan uyandırmadı, kurlara hemen hemen hiç etki etmedi.
Oysa açıklamanın açıklaması daha fazla heyecan uyandırmış, piyasalar kapandıktan sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan, açıklama yapılacağına dair açıklama ile beraber kurlar ciddi ölçüde gerilemişti. Sonrası fos çıktı, dağ fare doğurdu herkes enflasyona endeksli süper bono beklerken gelire endeksli senet çıkarılacak dendi. Lakin bu senetler tam olarak gelire endeksli bile değildi. Bir faiz oranı değil alt ve üst limiti tanımlanmış, bir faiz koridoru belirlenmiş alt limit garanti edilmiş üste ise bir faiz sınırı konmuştu. Bu senedin asgari birleşik faizi %23,5 olarak belirlenmişti üstelik bu bonolar sadece gerçek kişilere satılacak ve ikinci eli de olmayacaktı.
Bu senedi almak için bir yıl içinde döviz kurunun ve enflasyonun yüzde 23,5''dan fazla artmayacağını varsaymak gerekiyor.
Peki, iktidar mensupları bile böyle bir beklenti ve iddia içinde mi?
Elbette hayır...
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kızılcahamam''da AKP''nin 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı''nda yaptığı sunumda Türkiye''nin enflasyon hedefleri ve 2023 yol haritasını anlattı. "2023''e giderken en önemli hedeflerden biri enflasyonda kalıcı düşüşün sağlanması" mesajının öne çıktığı toplantıda, Nebati, 2022 yılı sonu için yüzde 48-49; 2023 yılı sonu için ise yüzde 19.9 enflasyon tahminini paylaştı. Oysa Nebati, daha 3 ay önce yaptığı açıklamada Türkiye''nin 2023 seçimlerine enflasyonda tek haneyle gireceğini savunmuştu.
Nebati''nin bu öngörüsünü gerçekçi bulsanız ve ciddiye alsanız bile paranızı yüzde 23,5 faiz ile GES''e yatırmanızın manasız olduğu ortada olacaktır.
Ekonomi literatüründe homoekonomikus diye bir kavram vardır, ekonomik olarak rasyonel düşünen ve en az maliyetle en yüksek faydayı sağlamayı amaçlayan birey demektir.
Bir birey yatırım yaparken iki temel unsuru göz önüne alır; öncelikle parasının değerini korumayı ve daha sonra ise yüksek faiz elde etmeyi planlar.
Bir yatırımcıya parasının değerini korumayacak ve alternatifinde daha yüksek getiriler bulunan düşük faizli bir yatırım aracı teklif etmek o yatırımcının zekâsına açık bir hakarettir.
Hem bir yıl sonra enflasyonun yüzde 30''lardan aşağı olmayacağını söyleyen ve hem de yıllık yüzde 23,5 faizle bana borç verin diyen bir yönetim yatırımcılar ile dalga geçiyor demektir. Yatırım yapacak birini bulur mu? Sanmam...
