Turizm sektöründeki "tur hizmetleri çeşitliliğini" artırmak amacı ile "alternatif turizm" olarak sunulan turlardan birisini de "jeep safari turları" oluşturuyor. Bu araçların sahiplerinin kendi başlarına organize edemedikleri, bir A Grubu seyahat acentası denetiminde ve "sportif faaliyet belgesi" alarak çalıştırılabilmekte. Genel olarak "jeep safari turu" diye anılan bu turlarda yıllardan bu yana büyük problemler yaşanmaya devam ediyor. Her yıl meydana gelen ölümlü kazalar, turların sorumlusu olarak araç şoförlerinin gönderilmesi ve aşırıya kaçan veya kural tanımaz davranışları nedeni ile sebep oldukları çevresel sorunlarda işin cabası.
Halihazırda "jeep safari turlarında" kullanılan araç sayısının beş binden fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu araçların ruhsat kayıtlarına bakıldığında "minibüs, kamyonet veya arazi taşıtı" ibareleri bulunmakta. Uygulamada normal şartlarda, "minibüs" olarak kayıtlı olmayan araçlar ile yolcu taşımacılığının yapılamayacağı Karayolları Kanunun da belirtilmesine rağmen, turizm bölgelerinde "kamyonet ve arazi taşıtı" olarak kayıtlı olan araçlarında "jeep safari turlarında" kullanıldıklarını ve bunlara da ilçe kaymakamlıklarında "sprotif faaliyet belgesi" verildiğini görüyoruz.
İsminde "jeep" geçmesinden dolayı, sadece "jeep türü araziye uygun araçlarla" yapılabilen bu turlarda kullanılan araçlara baktığımızda, hemen hepsinin orduda veya diğer devlet kurumlarında ömrünü tamamlayıp ıskartaya çıkan araçlardan alınarak hizmet verilmeye çalışılmakta. Hemen hepsi nerede ise otuz yaşından fazla, yorgun ve sürekli arıza çıkaran bu araçların, artık kullanımının önüne geçilip daha modern ve standardını devletimizin belirleyeceği bir yerli arazi aracı modeli üretip, turizm sektörünün hizmetine sunulmalıdır.
Arazi şartlarına uygun araçlar üretme konusunda deneyimi olan BMC ve OTOKAR gibi yerli sanayi kuruluşlarımızın bir an evvel, kapasiteleri 10-12 kişi olacak şekilde ve sivil kullanıma uygun bir arazi aracı üretmesi büyük önem arz ediyor. Ordudan çıkma jeeplerin hem çok eski hemde yorgun olmaları, parça konusunda da dışa bağımlı olmamıza neden oluyor. Eğer yerli sanayimizi sivil kuruluşlarında kullanacağı araçlar üretme konusunda yönlendirir isek hem kendi arazi araçlarımızla turlarımızı yapacağız ve verdiğimiz hizmeti de daha güvenli ve konforlu araçlarla sunmuş olacağız.
Yaklaşık bir yıl önce BMC firmasının (medyaya yansıdığı kadarı ile gördüğümüz) "kamyonet modeli" üzerinde biraz çalışma ile rahatlıkla, arazi taşıtında minibüs rahatlığı sağlayacak bir araca dönüşebilir. Böyle bir araç üretildikten sonra, tüm turizm firmalarına "bundan böyle safari adı altında yapılacak turlarda bu araç modeli kullanılacaktır" diye genelge gönderilip, uygun şartlarda da firmaların bu araçları satın almaları sağlandığında, bir yıl içerisinde tüm turizm bölgelerimizde bu "yerli arazi araçlarımız ile safari turları" yapmanın gurur ve huzurunu yaşayabiliriz.
Bu tür bir aracı üretme girişiminde bulunacak olan firmanın, modelin geliştirlmesi aşamasında kesinlikle turizm sektöründe bu turları yapan acenta sahiplerinden, araçlarda olması gereken özelliklerle ilgili fikir alması faydalı oalcaktır. Çünkü bu tür araçlar yazın etrafı açık, kışında kenarları kapalı şekilde hizmet verecektir.
Turizm sektöründe güvenilir ülke olma yolunda atılan adımlarımıza, hey yıl yüzbinlerce turistin katıldığı "jeep safari turlarında kullanılacak yerli yeni araç kullanımı mecburiyeti getirerek bir aşama daha kaydedilmiş" olacaktır. Son yıllarda turizmciler ordu çıkması eski araçlarla uğraşmaktan bıktıkları ve güvenli olduğunu düşünmediklerinden, daha yüksel modelli minibüs taşıtlarının yan camlarında açma yaparak soruna çözüm bulma yoluna gidiyorlar. Ama bu araçlarla da dağlık arazide yapılması gereken turlar yapılamıyor, çünkü bu araçlar o yollara uygun değiller.
