26 Haziran Uluslararası Uyuşturucuyla mücadele günü nedeniyle açıklamada bulunan İYİ Parti Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Eskişehir İl Başkan Yardımcısı Özlem Güngör, uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle meydana gelen ölüm olaylarının her yıl arttığına dikkat çekti.
Güngör açıklamasının devamında uyuşturucu mücadelele ile ilgili çok sert kanuni düzenlemeler yapıldığı halde etkin tedbirler alınmadığı için uyuşturucu satıcılarının genclere bazı internet siteleri üzerinden bile uyuşturucu sattıklarını beyan etti. Avrupa Uyuşturucu ajansının 2019 raporuna göre Türkiye'nin halen Uyuşturucu trafiğinde lider transit ülke olma konumunu koruduğunu, Türkiye'de yakalanan uyuşturucu miktarının tüm Avrupa'da yakalanan miktardan fazla olduğunu söyledi.
İYİ PARTİ'DEN UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE ÇAĞRISI
Türkiye’de bir yıl içerisinde ele geçirilen uyuşturucu miktarı tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ele geçirilen miktarın çok üzerinde bulunuyor.
Adalet Bakanlığı verilerine göre 2011 yılında 105 kişi uyuşturucudan hayatını kaybederken 2016 yılında bu sayı 920’ye yükseldi. Son resmi istatistiklere göre Türkiye’de 2017 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 941 oldu. Ölenlerin büyük çoğunluğu erkek, yaş ortalaması ise 32.
Bu arada raporda sosyal medya ve internetin yasadışı karanlık ağı Darknet üzerinden yapılan uyuşturucu kaçakçılığında artış olduğuna, hatta kullanıcılara uyuşturucunun hızlı ulaştırılmasını sağlayan “Uyuşturucu çağrı merkezleri” olduğuna da dikkat çekildi.
Kısa adı TUBİM olan Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nce 2018 Uyuşturucu Raporu hazırlandı. Raporda, öne çıkan ifadeler ise şöyle:
-Türkiye’de uyuşturucu madde bağımlılığı tedavisi için 2017 itibarıyla 45 i ayakta 55 i yatarak hizmet veren 100 tedavi merkezi bulunuyor. Tedavi merkezlerinin toplam yatarak kapasitesi bin 26.
-Tedavi merkezlerine yapılan toplam ayakta tedavi başvuru sayısı 211 bin 126.
-45 yatarak tedavi merkezine 2017’de yapılan başvuru sayısı 12 bin 501 oldu.
-Yatarak tedavi görenlerin cinsiyete göre dağılımları incelendiğinde, yüzde 96 sının erkek, yüzde 4 ünün kadınlardan oluştuğu ve ilk kullanım yaşının 15-24 yaşları arasında yoğunlaştığı görüldü.
Bu raporlar bize uyuşturucu ile yeterince mücadele edilemediğini, duyarsızlığın devam etmesi durumunda gençlerimizi, yani geleceğimiz kaybetme riski ile karşı karşıya kalacağımızı göstermektedir.
Geçtiğimiz günlerde gördüğümüz bir haber hepimizin içini sızlatmıştır. Antalya’da tinerci denilen ve toplumuzca dışlanan bir gencimiz haber yapmak üzere gelen spikere yalvararak:” Abi nolur bizi bu illetten kurtarın. Her gün bu maddeyi kullanarak kendimizi öldürüyoruz. Biz de akranlarımız gibi okumak, iyi bir meslek sahibi olmak ve iyi yaşamak istiyoruz. Devletimiz ne olur bize sahip çıksın” diye feryat etmektedir. Bu günah hepimizin. Suçlu çocuk yoktur, suça sürüklenen çocuk vardır. Bu çocukları, yani ülkemizin geleceğini kurtarmak hepimizin görevidir.
