İYİ Partili vekil, Rusya-Ukrayna savaşını değerlendirdi!

İYİ Partili vekil, Rusya-Ukrayna savaşını değerlendirdi!
İYİ Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, Rusya-Ukrayna savaşını değerlendirdi.

Ukrayna yaşanan olayları ve Ülkemizde yaşanan olayları  Gazi Meclisinde dile getiren İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli  ‘’Genel Kurulumuzun gündeminde bulunan uluslararası anlaşmalara ilişkin kanun tekliflerinin devletimize, milletimize hayırlar getirmesini dilerim. İYİ Parti olarak ülkemizin güvenliğine fayda sağlayacak, ticaret hacmini artıracak uluslararası anlaşmaları destekliyoruz. Aynı sağduyu ve yaklaşımın ülkemizde yatırım yapan kendi sanayicimize, çiftçimize, esnafımıza, büyük özveriyle çalışan doktorumuza, hemşiremize, öğretmenimize, polisimize, emeklimize, mülakatla hakları yenen gençlerimize de gösterilmesini ümit ediyoruz’’ dedi. Konuşmasında ’’Uluslararası anlaşmaların gündemimizde olması vesilesiyle ülkemizin dış siyasetine ilişkin görüşlerimi Genel Kurulumuzla paylaşmak isterim. AKP iktidarının dış siyaset için, iç siyaset malzemesi hâline getirmesiyle ülkemize yaşattığı irtifa kaybının, güven eksikliğinin sonuçlarını uluslararası güncel gelişmelerde sıklıkla görüyoruz. Unutulmamalıdır ki siyaset bir akıl işidir, dış siyaset de bir akıl işidir. Dış siyaset, güven üzerine kurulu, hassas dengeleri gözeten onurlu bir vatan görevidir. 

"DÜNYANIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA UKRAYNA''YA GİRDİ"

Ülkemizin yüzyıllardır güvene dayalı dış politikası son on beş senede sorgulanır bir hâl almıştır.  Artık bölgemizde bile arabuluculuk teklifleri ciddi karşılık bulmamaktadır. Karadeniz''in diğer yakasındaki kuzey komşularımız arasında savaş başlamışken, Amerika''dan Çin''e tüm ülkeler teyakkuz hâlinde, birbirleriyle görüşüyorlarken, ülkemizi yöneten kadro Afrika''da adeta safari seyahatinde. "Türkiye''ye ha geldi ha gelecek; ha görüşüldü, ha görüşülecek." denen Putin, dünyanın gözünün içine baka baka Ukrayna''ya girdi bile. Gerek Batı''da gerekse Doğu''da tartışılır ülke hâline gelmemiz değerli yalnızlık kandırmacasından öte bir basiretsizliktir.’’

Ülkemizin tarımda ve gıda güvenliğinde Rusya ve Ukrayna''ya en bağımlı bırakıldığı dönemdeyiz. Turizm gelirlerimizde de en büyük payı yine Rusya ve Ukrayna oluşturuyor. Enerjide Rusya''ya yine bağımlıyız. Savunma sanayisinde Ukrayna ile yapılan önemli iş birlikleri temelinde en büyük zararı yine ülkemiz görebilir. Bu nedenle, böyle bir dönemde Türk ekonomisine, tarıma, turizme ve diğer etkilenme ihtimali olan sektörlere devlet ciddiyetiyle yaklaşılmalı, yetişmiş doğru kadrolarla akıllar başlara devşirilmelidir. AK PARTİ seçimlere kadar hiç olmazsa bu sorumluluğunu devlet ciddiyetiyle taşımalı, etrafını değil, ülkesini ön plana alarak görev üstlenmelidir. Artık bu işin günlük siyaseti, yandaşı ve etrafı mutlu etme ciddiyetsizliği ve şakası kalmadı. Tarihe nasıl geçileceği böyle zamanlarda belli olur.’’ dedi

"MENFAATLERİMİZ ÇATIŞMAKTADIR"

Ukrayna-Rusya meselesinde bugünlere nasıl gelindiğine gelince, en büyük sebep Batı''nın Doğu''yu, Doğu''nun da Batı''yı bir türlü anlamamakta ısrar etmeleridir. Bir diğer sebep de, Amerika ve Rusya''nın Ukrayna üzerinden kendi hinterlantlarını terbiye etme çabalarıdır. Doğu mantıklı ülkelere yapılan Batı mantıklı yaptırımlar, yaptırım yapılan ülkelerin otoriter yöneticilerini güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Biraz önce de ifade ettiğim gibi, Allah korusun, bölgemizi de içine alan olası bir savaş ortamında hele ki taraflar Rusya ve Ukrayna ise en çok etkilenecek ülkelerin başında maalesef ülkemizin geleceğini unutmamalıyız. Yine hatırlayalım ki AKP''nin öngörüsüz, iki adım ötesine hesap etmeyen, sözüm ona oyun kurduğu dış politika hataları sonucunda Rusya artık yalnızca kuzey komşumuz değildir, Rusya aynı zamanda güney komşumuzdur ve menfaatlerimiz çatışmaktadır. Daha önce bu kürsüden ifade etmiştim tekrar söylüyorum: Ekonomi ve tarım millî güvenlik meselesidir.

"HUBUBAT ÜRÜNLERİNİN ÜRETİMİ ARTIRILMALI"

Her ikisi için de akıllar başlara alınmalıdır; hiçbir Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetiminin aziz milletimizi kıtlıkla imtihan ettirmeye hakkı yoktur, bunu ne Allah affeder ne de millet affeder. Savaş şartları bir tarafa, ülkemizde zaten olağanüstü ağır ekonomik kriz şartları hüküm sürmekteydi, bu süreç pandemi öncesinden başladı. Bu sürecin kaybedeni milletimiz, kazananı ise milletin kutsal emanetini almış olan AKP''nin ak elitist kadrosudur. En hafif tabirle yapılan devletin imkânlarını, milletin emanetini suiistimal etmektir. Bu yıl girdi fiyatlarındaki fahiş artıştan dolayı çiftçilerimiz gübresiz ekim yapmak zorunda bırakıldılar. Hububat hasadına yaklaşık üç ay varken fiyat ve rekolte rakamları yine bir bilinmezlik içinde. Çiftçimiz malını kaça satacağını bilmiyor. Küstürülmüş çiftçimizin moralini daha da bozmak veya panik yaptırmak gibi bir niyetim yok, aksine Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim eğer milletimizin ve devletimizin ihtiyaçları göz önünde tutularak değerlendirilir ve tarıma hak ettiği önem verilirse ülkemiz tahıl pazarında söz sahibi bir ülke hâline tekrar gelebilir. Bölgede Rusya ve Ukrayna''yla benzer avantajlara ve ekosisteme sahip bir ülkeyiz, hatta daha fazla tarımsal çeşitliliğimiz bulunuyor. Rusya-Ukrayna gerilimi bir fırsat olarak görülmeli ve hububat ürünlerinin üretiminin artırılması için çalışılmalıdır.

"HANGİ GİZLİ HESAPLAR SONUCU..."

Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerindeki büyük sorunlar olarak sıralayabiliriz. Türk-Amerikan ilişkilerinden bağımsız düşünemeyeceğimiz Türkiye-İsrail ilişkilerini de akılcı, soğukkanlı bir biçimde, şahısların yararına değil, Türkiye''nin yararına politikalarla kurumsal iletişim içinde sağlıklı yürütmektir aslolan.
Bir gün "hain", "darbe destekçisi" dediğiniz, bir gün "terörist", "İslam düşmanı" dediğiniz, bir gün "darbeci" dediğiniz, bir gün "Haşa, görüşmem, aynı masaya oturmam." dediğiniz ülkelerle büyük bir pişkinlikle, hangi gizli hesaplar sonucu olduğunu bilmediğimiz şartlarda U dönüşüyle masaya oturmanız ne aziz milletimizin ne de dünya kamuoyunun gözünden kaçıyor. Bu yapılanı dış politika zannediyorsanız aldanıyorsunuz. "Neden bize güvenilmiyor?" diye AKP  yönetimi merak ediyorsa, son birkaç senede yapılan laubali bocalamalar bile cevabı bulmak için yeterlidir. Düşünebiliyor musunuz, ülkemiz öylesine bir hâle sürüklendi ki paramızla silah alamayacak, hatta verdiğimiz parayı kurtaramayacak duruma geldik? 1999 senesinden beri kurucu ortağı olduğumuz ve 1.015 parçasını ürettiğimiz F-35 Projesi''nden çıkarılmış olmak bir Türk vatandaşı olarak benim kanıma dokunuyor.

"TÜRKİYE EN İDEAL ÜLKEDİR"

Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi öncülüğünde, İYİ Parti olarak Uygur Türklerine yapılan büyük mezalimi 4 dile çevrilmiş detaylı bir rapor hâlinde Türkiye gündemine ve uluslararası kuruluş kuruluşlar nezdinde dünya kamuoyu gündemine getirmeyi borç bildik, bunu geçtiğimiz ay gerçekleştirdik.
Türkiye altyapısıyla, yetişmiş genç insan gücüyle, pazara yakınlığıyla en ideal ülkedir.  Hem istihdam yatırımı hem de teknoloji olarak düşünecek olursak büyük bir fırsat önümüzde duruyor. Bir doğu bir batı arasında bocalayan iktidarın doğru bir siyasetle bu yatırımları Türkiye''ye çekmesini dilerim. Dünyanın böylesine zorlu bir süreçten geçtiği dönemde ülkemizin cumhuriyet tarihinin en zayıf yönetici kadrosuyla yakalanması büyük bir talihsizliktir. Ülke ve dünya şartları daha da ağırlaşmadan milletimizin sağduyusu ve hakemliğine başvurmak üzere ülke menfaati için derhâl seçime gidilmelidir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar