Değerli okuyucularım artık Çarşamba günleri de sizlerle birlikte olacağım. Yani Cumartesi ve Çarşamba olmak üzere haftada iki sefer bu köşeden sizlere sesleneceğim.
Bir ülke düşünün 31 Mart'ta İstanbul seçimlerini 15 bin küsur ile İmamoğlu kazansın. Sonra YSK kumpası ile seçimler iptal olsun. O ülkeyi düşünmeye devam edin ve AKP Genel Başkanı Erdoğan hakkında 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde denilenleri aklınıza getirin. 'İmamoğlu kazansa da Erdoğan koltuğu vermez', 'Erdoğan kazanamayacağı seçimlere girmez', 'Kayyum atar' vb... Say say bitmez. Kalkıp AKP yetkilileri bu iddialara diyorlar ki 23 Haziran sonrası: Bakın algı yönetimi tutmadı. Unutmayın Sayın AKP yöneticileri her algının altında bir gerçeklik payı vardır. Bu algılara hizmet eden Erdoğan'ın 10 dakikada yüzde 49 oy alan Başbakan Davutoğlu'nu görevden almasını unutmayın. Artı Ankara ve İstanbul belediye başkanları Topbaş ve Gökçek'i görevden alan Erdoğan'ı hiç unutmayın. 7 Haziran seçimleri sonrası koalisyon görüşmeleri devam ederken anayasaya göre 1 hafta süre varken hatta Kılıçdaroğlu'na hükümeti kurma görevini vermesi anayasal zorunluluk iken Erdoğan'ın erken seçimlere gidiyoruz açıklamasını aklınızdan hiç çıkarmayın. Böyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasete müdahalelerini sayın sayabildiğiniz kadar...
***
Ama ne oldu? İstanbul 23 Haziran seçimlerinde yüzde 54 ve 800 bin küsur oyla İmamoğlu zafer kazandı. Kazandı ve bu sonuçlar üzerinde AKP'nin demokrasi dışı tavırları bırakması beklenirken küt diye belediye şirketlerinin yönetimine atama yetkisini bakanlıklara devretmesine yönelik bakanlık kararnamesini gördük. Yüzde 50'nin üstünde oyla seçilmiş Yavaş ve İmamoğlu'na sivil darbe diye adlandırılan bu kararnameyi şükür ki Ticaret Mahkemesi iptal etti.
***
Şimdi gelelim ana konumuza. 31 Mart sonrası ilk yazımda Türkistan'a selam çaktık şeklinde yazmıştım. Hâlâ Günboyu gazetesinin sitesinde duruyor okuyabilirsiniz. Özeti Parlamenter Rejime geçiş ve bu rejimi Türk dünyasına ihraç etmekten bahsetmiştim. Şimdi İstanbul seçimlerindeki Millet İttifakı'nın adayı Ekrem İmamoğlu'nun tarihî zaferi ile Türkistan'a ikinci defa Parlamenter Rejime tekrar Türkiye'de geçmek ve sonrasında Türk dünyasına Parlamenter Rejimi ihraç etmeye selam çaktık. Buna, Türk yurtlarına demokrasiyi ihraç etmek de diyebiliriz.
***
MEDYA İĞNESİ!..
İBB 23 Haziran'da AKP'den gitti, havuzun musluğu kesilecek medya yapılanması değişecek. Çünkü, AKP veya havuz medyasının tamamına yakınının sahipleri ve özellikle de inşaat şirketlerinin İBB'den beslendiğini kıyak adrese teslim ihaleleri gördük. Bu ballı ihaleler kesilince iflas eden havuz medyasını ve merkez medyanın da muhalefete geçeceğini ilerleyen günlerde görebiliriz.
Günboyu gazetemizin internet sitesinden bir haber:
THY'den Demirören ortaklığı!
Airporthaber Genel Yayın Koordinatörü Ali Kıdık, Türk Hava Yolları'nın yüzde 50 ortak olduğu OPET ile anlaşmasını bitirdiğini, yeni ortağın ise Demirören'e bağlı olan TOTAL olacağını açıkladı.
Doğan Medyanın nasıl Demirören Medyası olduğunu eski CNNTürk çalışanı gazeteci Ayşenur Arslan, Halk TV'den Aydın Doğan'ın, "Bu yaştan sonra hapiste yatamam" şeklindeki açıklamasıyla söylemişti. Fazla söze gerek var mı?..
