Yazımın başlığını okuyan AKP'lilerin hemen ayağa kalkıp "Vay ırkçı vay, Müslüman ırkçı olmaz, Ensar-muhaciri bilmiyor musun? Peygamberimizin veda hutbesinden haberin yok mu?" ifadelerini kullandıklarını kulaklarım duyar gibi oluyor. Bakın inanın bu yazımı ön yargıdan uzak okuyun. Yazımın başlığı da benim ifadem değil milletimizin ifadesi. Türk Milleti'nin Suriyeli dramını bir gazeteci gözlemiyle tek tek yazıp analiz edeceğim.
Önceki yazılarımda bir haber kaynağımın mahallesindeki Suriyelilerden kaynaklanan cinayet ve asayiş olaylarına değinmiştim. Şimdi bundan bahsedeyim.
Cinayet haberlerini haber ajansları tam yansıtmıyorlar veya asayiş haberleri diyebiliriz. Nedeni, AKP hükümetinin oylarını düşüren Suriyeli sorununa aman millet daha fazla tepki göstermesin zihniyetidir. AKP'liler buna halkı kin ve düşmanlığa sevk edilmesin diye ifade ediyorlar. Hâlbuki alakası yok. Millet için haber ajanslarının para ile haber yapıp sattıkları medyanın önemi yok ki. Sosyal medyada zaten bu haberler tez yayılıyor. Video veya resim çekip sosyal medyaya atmak kâfi oluyor.
Asayiş olaylarının tüm nedeni elbette Suriyeliler değil. Ama ciddi anlamda asayiş olaylarında Suriyeli parmağı vardır.
Milletimizin zaten bu konuda sinirleri gerginken örneğin küçük bir kızı Suriyeli taciz etmiş haberi bir duyulsun o mahalle ayağa kalkıyor. Bunun da halkı kin ve düşmanlığa teşvik etme ile ilgisi yok. Anlık refleks.
Bir esnaf dükkânına girdiğimde diyor ki, kardeşim bu Suriyeliler yüzünden kira fiyatları uçtu. Bakkal dükkânım resmen kiralık ev ilanı asılması yüzünden emlakçıya döndü. Gelen soruyor burası bakkal mı emlakçı dükkânı diye?
Emlakçılık yapan esnafa girdiğimde de şu ifadeleri kullanıyor: "Ev kirası fiyatları yüzünden insanlar emlaklarını kiraya vermiyorlar, işler kesat"
Ya sade halk veya konu komşu eş dost ne diyor? Yazımın başlığını diyorlar: İşgalci Suriyeliler!..
"Bu ülkenin sahibi biz miyiz yoksa Suriyeliler mi" ifadelerini kullanıyorlar.
Nedenini de "Biz günde 8-9 saat çalışıyoruz asgari ücret veya biraz üstü maaş alıyoruz, Suriyeliler ise devletten aldıkları paralar ile asgari ücret alıyorlar, onlar mı Türk vatandaşı yoksa biz mi Suriyeliyiz" şeklindeki ifade ediyorlar.
Milletimiz elbette ırkçı veya halkı kin düşmanlığa sevk etmiyor. Çünkü en sert Suriyeli karşıtı vatandaşımız bile, "Yaşlıları, kadınları, çocuklarına lafımız yok ama gençler gitsin ülkelerini korusunlar savaşsınlar" diyor.
AKP'li vatandaşımızın bile dediği, "Bizim askerimiz Suriye'de savaşıyor, Suriyelilerin genç olanları da bizim sahillerimizde güneşleniyor. Onların vatanları için askerimiz şehit oluyor onlar Türkiye'de yan gelip yatıyorlar" ifadelerini kullanıyor.
Bakın gazeteci olarak vatandaşlarımızın Suriyelilere yönelik ortak ifadelerini aynen aktardım.
Benim analizim ise, Suriyeli meselesi, Türkiye'nin en büyük sorunu oldu daha da derinleşiyor.
AKP'nin ise İstanbul ve Ankara'yı kaybetmesinin de en büyük nedenidir. Hatta ilerisini söyleyeyim AKP'nin olası erken veya zamanında seçimlerde iktidardan düşmesine neden olma ihtimali yüksek...
Yapılması gereken yaşlı, çocuk ve kadın Suriyelilere bulundukları şehirlerin dışlarında özel konteyner yerleşim yerleri kurulmasıdır. Gençlerin ise ülkelerine, vatanlarını müdafaa için yollanmasıdır.
Allah'ını seven söylesin, bayramlarda Suriyeliler evlerine döndüklerine göre demek ki temelli dönebilirler. Dönmeme nedeni, AKP'nin bunlara bedava bakmalarından memnunlar ondan olabilir mi?
