Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

Hukuk mu, gukuk mu?

Sevgili okuyucularım. Kitabın tam ortasından okumak istiyorum. Bir devletin ayakta kalması için en önemli kriteri 'Anayasa'sından daha önce 'Hukuk ve Adalet' anlayışı gelir. Ben hukukçu değilim ama okulda yüzeysel de olsa hukuk okuduk. Yaşımız itibariyle ve Türk siyasetini ve günceli takip eden bir kişi olarak ben dahil, kim olursa olsun Türkiye'de uygulanan hukuksuzluğu mutlaka görmektedir.

Hukukun ve eşit dağıtılan adaletin olmadığı ülkeler er veya geç tarih sahnesinden yok olmaya mahkûmdur. Türkiye'de uygulanan hukuksuzluk ve adaletsizlikler var ama ben hâlâ ümidimi kaybetmiş değilim. Türkiye'nin Osmanlı'dan gelen gelenekleri, Cumhuriyet döneminde edindiği kazanımlar ve içtihatlar nedeniyle hukukun ve adaletin mutlaka yerli yerine oturacağına inancımı muhafaza ediyorum.

Türkiye'de hukuk deyince, guguk diye anlayanlar var. Eğer bir de bunu böyle anlayanların titri hukukçu ise vay halimize. Son günlerde hukuksuzluk tam anlamıyla tavan yapmış durumda. Ben bir Türk Milliyetçisi ve aynı zamanda Ülkücüyüm. Bu vasfımızla bir PKK'lıyı veya bir solcuyu savunacak değilim. Ancak hukuk ve adalet anlayışımız göre bu konuda tarafsızlığımızı korumak durumundayız.

Osman Kavala PKK'lı veya başka bir örgüt üyesi olabilir. Subuta ermiş bir suçu varsa mutlaka Türk adaletine hesap vermek durumundadır. Ancak Osman Kavala hakkında son uygulanan karar hiçbir kanun veya adalet anlayışına sığmıyor. Şöyle ki; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala'nın tahliyesini istiyor. İktidar bunu uygulamıyor. Ancak, nereden icap etti ise bir anda Osman Kavala'nın beraatine ve tahliyesine karar veriliyor. Kavala ve yandaşları bu karar sonucunda bayram havası içinde karardan memnuniyetlerini kutluyorlar. Ama hevesleri kursaklarında kalıyor.

Fakat kazın ayağının hiç de öyle olmadığı aynı gün akşama doğru ortaya çıkıyor. Bir rivayete göre Osman Kavala'nın beraatini Avrupa'dan yansıyan baskılar sonucunda isteyen baştaki irade, 2.5 yıldır açılmayan ve bir bahaneyle FETÖ suçlamasıyla tekrar gözaltı ve tutuklama istiyor. Şimdi hukuk bu olayın neresinde? Bizim burada Osman Kavala'yı savunmak gibi bir niyetimiz yok. Başka bir isim de olabilirdi. Burada önemli olan uygulanan hukukun ve adaletin tutarsızlığıdır. Sen 2.5 yıldır içeride mahkûm olan bir kişi hakkında 15 Temmuz kalkışması ile ilgili bir tek kalem oynatmıyorsun, ama tahliye kararı çıktığı gün savcıları harekete geçiriyor ve bir gün içinde iddianame ve tutuklama kararı çıkartıyorsun. Bu olmadı. Bu olayın Türkiye ve dünya kamuoyunda çok daha tartışılacağı aşikârdır.

Bir de EYT meselesi

Hukuksuzluk sadece bu konuda değil tabii ki; Mesela kısa adıyla EYT denilen Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusu var ki evlere şenlik. 1999 yılında 4447 Sayılı yasa ile getirilen yeniliklere göre; İşsizlik Fonu kuruluyor ve emeklilik yaşı da kademeli olarak yükseltiliyordu. Burada yapılan kanunsuzluk veya hukuksuzluk İşsizlik Fonu veya emeklilik süresinin kademeli olarak artırılması değildir. Genel hukuk kuralına göre bir yasa çıktığı tarihten sonraki iş ve işlemleri bağlar. Eğer o yasa vatandaşın lehine ise uygulanabilir ama aleyhte bir hüküm taşıyorsa geriye dönük uygulama yapılamaz denilmektedir.

Kısaca söylemek gerekirse, 4447 Sayılı yasa 1999 yılından itibaren işe başlayan kişilere uygulanmalıdır. Buradaki hukuksuzluk bu yasanın 1999 yılından önce işe başlayanlara da uygulanıyor olmasıdır. Bu tarihten önce işe başlayanlar ileride böyle bir yasa çıkacağını ve kendilerine de böyle bir yasanın uygulanacağını nereden bilebileceklerdi? EYT'lilere uygulanan bu hukuksuz ve adaletsiz uygulamanın bir an önce kaldırılmasını temenni ediyoruz. Daha önce de yazdık. Türkiye Bir Muz Cumhuriyeti değildir. Yerleşmiş kanun, yönetmelik ve içtihatları ile toplam bir hukuk anlayışımız vardı. Son yıllarda Ak Parti İktidarları döneminde kanun, tüzük ve yönetmelikler bir kenara itildi ve ben yaptım oldu hukuku devreye sokuldu.

Halen Türkiye'de hukuk anlayışı guguk anlayışına dönmüştür. Ben şahsen her şeye rağmen Türkiye'de uygulamaya sokulan hukuksuzluk ve adaletsizliklerin elbet bir gün son bulacağını, yüzyılların imbiğinden süzülerek geçmişte yerleşmiş hukuk kurallarının tekrar bu ülkede hâkim duruma geleceğine inanıyorum.

 Ne mutlu Türk'üm ve Müslüman'ım diyene, ve diyebilene..

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları