Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

Güncel bir konu: Sel, yangın ve afet

Sevgili okuyucularım. Ben burada haberlerde geçen sel baskınlarını veya görüntülerini anlatacak değilim. Mesela Karadeniz'de 8 gün arayla yaşanan sel felaketini MGM günler öncesinden haber vermesine rağmen o bölgede hiçbir önlem almayan yöneticilere ne söylemeli?

Karadeniz doğası gereği engebeli arazileri çok olan bir bölgemiz. Aynı zamanda bol yağış alan bir bölgemizdir. Dolayısı ile genelde olsun yerelde olsun idareciler sadece seyirci kalmaktadırlar. Tamam felaket olduktan sonra tüm imkanlar seferber ediliyor. Yaralar kısa sürede sarılmaya çalışılıyor ama önemli olan felaket gelmeden onu önleyici tedbirler alınmıyor.

Ben de bir Karadeniz insanı olarak o yörede bir çok felakete tanıklık etmiş bir kişiyim. Mesela Ordu Perşembe, Fatsa da birçok köprü hemen her sel felaketinde yıkılır ve yeniden yapılma çalışmaları bağlatılır. Bu kısır döngü yıllardır böyle devam eder gider. Hâlbuki yıkılanın yerine yapılan köprüler daha esaslı bir şekilde yapılsa yıkılmazdı. Demek ki müteahhitler çoğunlukla malzemeden çalıyorlar, yaptıkları işleri yapmış olmak için yapıyorlar demektir.

Dünkü Artvin felaketinde gördük ki, eski dönemde yapılmış kemer köprüler yerli yerinde duruyor ve suyu da engellemiyor ama yeni köprüler ise bazıları tıkanmış bazıları ise yıkılmış durumda. Yıllar önce atalarımız bunu düşünebiliyorsa ve teknolojinin bu kadar geliştiği bir ortamda neden yapılanlar hemen yıkılıyor. Bunu hiç sorgulayan oldu mu?

Basiretsiz ve öngörüsüz yöneticiler sayesinde biz ülke olarak bu kısır döngüyü her yıl yaşıyoruz. Ama yaşamak zorunda olmadığımızı da haykırıyoruz. Meteoroloji günler öncesinden felaketin geleceğini haber veriyor ama yönelicilerin kılı kıpırdamıyor. Bu ne aymazlık. Merkezi idare ise yerel yöneticilere kardeşim hangi tedbirleri aldınız diye sormuyor veya sorgulamıyor.

Bu arada iktidara da bir sözüm olacak elbet. Bu ülkede afetlere geçmişte büyük hizmetleri olan ve olaylara anında müdahale eden ve çok örgütlü teşkilat olan Afet İleri Genel Müdürlüğü vardı. Kurumun adını değirmekle bu ileri olmuyor kardeşim. Bu gerçeği hep birlikte görüyoruz. Bir kurumun adını değirdiğiniz anda iğneden ipliğe varana kadar her şeyi değişecek demektir. Bu da yandaşlarına ihale yoluyla yeni ek gelir kaynağı kazandırmaktan öteye gitmeyen bir uygulamadır. Yıllarca bu ülkede afetlere koşmuş bir kurumun adını ve yapısını neden değiştiriyorsunuz? Sadece Afet İleri değil tüm kurum ve kuruluşların adı ve yerleşim yerleri değiştirildi. Bu da yandaşlara ekmek kapısını sonuna kadar açma anlamına geliyor.

Bu vurdumduymazlık nereye kadar?

Ne mutlu Türk'üm ve Müslümanım diyene, ve diyebilene

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları