Malum, Ulusal Genç İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı'na (2021-2023) ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Genelgede, nitelikli iş gücünün oluşturulmasının, kayıt dışılığın azaltılmasının ve iş gücü piyasasında yerel ve sektörel ihtiyaçlar karşılanırken değişen, gelişen ekonomik ve sosyal şartların dikkate alınmasının önemli olduğu vurgulandı.
Bahse konu genelgede Türkiye'nin genç nüfus yoğunluğu açısından çok az ülkenin sahip olduğu önemli bir potansiyeli ve genç nüfustan kaynaklanan imkânlar bakımından demografik fırsat penceresinde bulunduğu belirtildi. Türkiye'nin bu üstünlüğünün ekonomik üretim sürecine katkı sağlayabilmesi için gençlerin bilgi ve beceri düzeylerinin artırılması ve iş gücü piyasasında aktif olarak yer almalarının önem arz ettiği dile getirildi.
Genelgede ayrıca Türkiye'nin yüksek gelir düzeyine sahip ekonomiler arasında hak ettiği yeri alabilmesi için iş gücü piyasasının etkinliğini daha fazla artırmak gerektiği belirtildi. Ayrıca bu piyasada kırılgan bir yapı sergileyen gençleri özel, orta ve uzun vadeli politikalarla desteklemek, nitelikli iş gücü yetiştirerek bu iş gücünün üretimde yer almasını sağlamak gereği de dile getirildi. Genelgede istihdam oranları ile iş gücü verimliliğini daha da yükseltmek amacıyla güçlü ve etkin istihdam stratejilerinin belirlenmesi ve belirlenen hedeflere ulaşılmasını sağlayacak eylemlerin uygulanması gerekmektedir de denilmektedir.
Görünen o ki seçimlere gidilirken gençler arasındaki işsizlik ve gelirsizliğin yarattığı yoğun tepkiler sarayın sağır duvarlarını bile aşıp, muktedirlerin kulağına ulaşmış ve önlem almaları gerektiğini düşünmeye başlamışlar.
Niyet iyi olsa bile, ne yazık ki içerik boş!
Gene de bu iyi niyet beyanına istinaden daha öncede yazmış ve söylemiş olduğum yapılması gerekenleri şimdi bir defa daha hatırlatayım:
Ekonomik üretim süreçlerine katkı sağlayabilecek nitelikli iş gücü yetiştirmenin tek yolu nitelikli eğitimden geçer!
Nitelikli bir eğitim için ise:
1- Nitelikli bir bilim eğitimi vereceksin ki; teknoloji geliştirebilecek ve kullanabilecek iş gücü yaratılabilsin
2- Nitelikli bir sanat eğitimi vereceksin ki; tasarım geliştirebilecek ve kullanabilecek iş gücü yaratılabilsin
3- Nitelikli bir spor eğitimi vereceksin ki takım halinde çalışabilecek, disiplinli ve kurallara uyan iş gücü yaratılabilsin.
Takdir edersiniz ki sanata ve bilime düşman, dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek gayesi ile açılan bazı okullardan bu niteliklere haiz iş gücü falan yetişmiyor, dolayısıyla yöntem yanlış. Bu kafa ile gidilirse, asla ekonomik üretim süreçlerine katkı sağlayabilecek nitelikli iş gücü yetiştirilemez.
Yöntem belli; Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği rotaya girmek, rasyonel aklın ve bilimsel yöntemin eşliğinde, aydınlanma felsefesine uygun bir eğitim modeli ve müfredatı uygulamak, yoksa ne yaparsan yap boş.
Ayrıca bakın burası çok önemli; ne kadar nitelikli insana sahip olursan ol üretim için gerekli toplumsal iklimi yaratamazsan sorunu çözemezsin, sonuçta elinde bir sürü nitelikli işsiz olur!
Üretim için gerekli toplumsal iklim yaratmanın tek yolu ise demokratik bir toplum yaratmaktan geçer.
Hiç kimse keyfi kararlar alınan, ülkenin kaderinin tek bir adamın iki dudağı arasından çıkacak kararlara bağlı olduğu, hukukun işlemediği, öngörülemez bir ülkeye yatırım yapmaz ve yatırım yapılmayan bir ülkede de üretim falan olmaz.
Netice olarak Erdoğan bu sorunu çözmek istiyorsa genelge değil, bir istifa mektubu yayınlamalıdır.
Erdoğan istifa etmeli, seçimlere gidilmeli yeni seçilecek güvenilir bir iktidar eli ile ülkede demokratik parlamenter sistem, bağımsız ve tarafsız yargı ile denge ve denetleme mekanizmaları yeniden kurulmalıdır. Eşzamanlı olarak yapılacak bir eğitim ve müfredat reformu ile sorunları çözmek için ilk adım atılmış olur.
Demedi demeyin bunlar yapılmadıkça, bin tane genelge de yayınlasan da bu sorun çözülmez…
