AKP seçim kaybetmekten korkuyor, bu malum ama AKP'lileri çok daha fazla korkutan asıl konu yargılanmak.
Bu konuya nereden geldik derseniz, efendim şunun şurasında 2023 seçimlerine 18 ay kaldı, yani seçim kapıda. Yapılan hemen hemen bütün anketlerde AKP ve MHP tarafından kurulmuş bulunan ittifakın epeyce geride olduğu, çok büyük bir olasılıkla 2023 seçimlerini Millet İttifakının kazanacağı da görülüyor.
Eeee bunda ne var kazanırlarsa kazansınlar, bu ülkede iktidar defalarca seçimle el değiştirdi bu ilk olmayacak ki diyebilirsiniz. Lakin bu sefer kazın ayağı öyle değil, iktidar da bulunan ekip ve çevresi bu son dönemlerde öyle ciddi suçlara bulaştılar ki iktidarın gücünü kaybedince soluğu mahkeme kapısında almaları kaçınılmaz görünüyor.
Örneğin sadece FETÖ meselesi bile üstlerine kâbus gibi çökmüş bulunuyor. AKP kadroları başta olmak üzere geçmişte birçok politikacı, iş insanı, bürokratın FETÖ ile iş tuttuğu biliniyor. Her ne kadar iktidar 17-25 Aralık tarihini bir milat kabul ederek bundan önce FETÖ ile iş tutmayı suç kabul etmese de yasalar ve mahkemeler konuya böyle yaklaşmaz. Mahkeme FETÖ örgütünün kurulduğu tarihe ve bu örgütün ne zaman bir suç örgütüne dönüştüğüne bakar. Bu konuda milat ise ilk suçun işlendiği tarihtir. Sonra sen bu örgüte ne zamandan başlayarak yardım ve yataklık ettin onu araştırır öyle 17-25 Aralık falan dinlemez. Zaman aşımı var mı yok mu suça ne kadar bulaştın, ne yarar sağladın, mahkemeler ona bakar, hükmünü ona göre verir.
25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısında, Gülen grubuna karşı bir eylem planı hazırlanması kararı alındığı biliniyor. Kararın altında dönemin Başbakanı Erdoğan'ın ve Dışişleri Bakanı Gül'ün de imzaları bulunuyor, yani hiç kimse çıkıp haberimiz yoktu, bilmiyoruz falan da diyemez.
Sadece bu konu mu? Elbette değil birçok başka konu daha var çözüm sürecinde yaşananlar, Suriye iç savaşı sırasında İŞİD ve benzeri yapılara destek suçlamaları, anayasal düzen ve laikliğe karşı işlenen suçlar, organize suç örgütleri ile ilişkiler ve benzeri daha birçok ciddi suçlama var ortada.
Daha da kötüsü iş burada da kalmıyor yolsuzluk, rüşvet ve benzeri suçlamalar, vergi kaçakçılığı, ihaleye fesat karıştırma davaları pıtrak gibi gelecektir.
Sonuçta partinin en yetkili isimlerinden biri çıkıp "parsel parsel peşkeş çektin" demedi mi? Erdoğan'ın "sadece ne istediniz de vermedik" söylemi bile dava konusu olmaz mı?
Konuyu daha uzatmak, birçok başka ithamı yazmak elbette mümkün ama gereksizdir, birçoğunuz bu suçlamaları zaten biliyorsunuz.
Peki, mahkemeler neden bu gün bu işlerin üstüne gitmiyor?
Mahkemeler bu işlerin üstüne gitmiyor, daha da doğrusu gidemiyor çünkü iktidar bunu engelliyor fakat seçimler kaybedilir, iktidar gücü elden kaçırırsa bu davalar mahkemelerin gündemine gelecektir.
İşte AKP bu riskten ölesiye korkuyor, bu riski önlemenin ya da azaltmanın tek yolu ise çok kapsamlı bir genel af ilan etmekten geçmektedir. AKP tarafından Cumhuriyet'in yüzüncü yılında vatandaşlarımız ile barışıyoruz denilerek bir Genel Af ilan edilebilir.
Terör suçlarını dahi kapsayan her türlü cezai, mali ve idari yaptırımı ortadan kaldıran bir af kanunu ile bu yargılanma riski büyük ölçüde bertaraf edilebilir.
Lakin burada da bir sorun var bu kanun gerektiriyor, bu gün itibariyle AKP ve MHP'nin böyle bir genel af kanunu çıkaracak çoğunluğu var fakat bu genel af kanunu terör suçlarını da kapsarsa MHP PKK'ya da af gelecek diye olumlu oy kullanmaktan kaçınabilir. Bu durumda devreye HDP girer mi girmez mi? APO'ya ve dağdaki kadrolara bile af gelirse HDP'nin buna hayır demesi kolay olmaz. Ayrıca başta FETÖ meselesi olmak üzere meclisteki birçok milletvekilinin yargılanma sorunu ortaya çıkabilir, bu yüzden bir genel af ile beyaz bir sayfa açmak birçok kişi için tercih edilebilir bir seçenek olacaktır.
Bu hareket elbette AKP'ye seçim kazandırmaz, lakin kaybedilecek bir seçim sonrasında yargılanma riskini önler.
Bu teklifin meclise gelip gelmeyeceğini bekleyip göreceğiz. Fakat ben böyle bir teklif gelmeden en azından bir erken seçimi mümkün görmüyorum.
