Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Firavun kanalı

Durun durun, hemen kağıda küreğe, telefona sarılıp "reyizimize firavun dedi" diye savcıya, polise şikayete koşmayın, Firavun kanalı derken gerçek bir firavundan, Mısır Firavun'u II. Ramses ve onun Kızıldeniz'i Akdeniz'e bağlayan kanalından bahsediyorum.

Malum bir Süveyş kanalı var, herkes bu kanalı bilir ve lakin bu kanalın bahse konu iki denizi birbirine bağlayan ilk kanal olduğunu zanneder. Oysa bu bilgi eksikliğinden kaynaklanan çok büyük bir yanılgıdır.

Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlama düşüncesi Antik çağda Mısır Firavunları dönemine kadar uzanmaktadır. Firavun II. Ramses zamanında bu düşünce hayata geçirilmiş Kızıldeniz'den Timsah gölüne kadar olan alanda diğer küçük göllerden de yararlanarak bir kanal açılmıştır. Açılan bu kanal gerekli bakımlar yapılmayınca zaman içinde kumla dolarak kullanılamaz hale gelmiştir. Antikçağ Yunan tarihçileri Heredotus ve Diodorus'a göre, Firavun İkinci Neko zamanında da Kızıldeniz'den Nil'e ve Nil havzası yoluyla Tell el-Faram'a doğru Vadi-i Tumilat'tan geçecek bir kanal yaptırılmıştı. Kanal Mısır'ın güçten düşmesi ile zaman içinde terk edilmiş ve çöl kumları tarafından adeta istila edilmişti. Firavunlar döneminde açılan kanalın ana güzergahı Pers İmparatoru Darius ve Roma İmparatoru Hadrianus tarafından tekrar kazılarak kullanılabilir hale getirilmiştir. 

Bahse konu bu kanal, Halife Ömer'in emriyle Mısır valisi Amr bin Âs tarafından tamir ettirildi, Nil Nehri kıyısındaki Babilon ile Kızıldeniz sahilindeki Kulzüm Limanı birbirine bağlandı, bu kanal 8. yüzyıla kadar da kullanıldı.

Kızıldeniz ve Akdeniz arasında böyle bir kanal açmayı Portekizlere karşı ticarî üstünlük elde etmek isteyen Venedikliler de düşünmüştü. Fakat hem Venedik Konsülü hem de Mısır'daki Memlüklü sultanı, çok pahalıya mal olacak böyle bir işe girişmeye razı olmadılar.

Osmanlı döneminde Sokullu Mehmed Paşa da, bugün  kullanılan hat üzerinde Süveyş'e kadar tamamen yeni bir kanal kazdırıp Akdeniz'deki Osmanlı donanmasının gerektiğinde Kızıldeniz'e geçebilmesini ve ayrıca Hindistan, Çin ve Avrupa arasındaki deniz ticaretinin Osmanlı kontrolü altında yeniden canlanmasını planlamıştı.

Napolyon, 1798'de Mısır'ı işgal ettiğinde, yanında getirdiği mühendislerden Le Père'i, Vadi-i Tumilat'ta eski kaynaklarda geçen kanalı bulmak için görevlendirmişti. Le Père, yaptığı incelemelerden sonra yanlış bir hesap yaparak Kızıldeniz'in Akdeniz'den 10 metre daha yüksek olduğunu ileri sürünce böyle bir kanal açma çalışmasından vazgeçildi.

En sonunda 1854'te Ferdinand de Lesseps, Mısır Valisi Said Paşa'dan kanal inşa etmek için ruhsat alır. 1866'da Sultan Abdülaziz kanal projesini onaylayınca inşaat başlar ve süratle tamamlanır, 1869'da da açılışı yapılır.

Hidiv İsmail Paşa eski borçlar ve harcamaları yüzünden iflas edince kanal hisselerini satışa çıkarmak zorunda kalmıştır. Bu hisseleri İngiltere devleti satın alınca İngiltere kanalın en büyük ikinci ortağı haline gelmiş, sonrasında 1882'de İngilizler Mısır'ı işgal ederek kanalın kontrolünü ele geçirmişlerdir.

Durumdan kimse memnun olmayınca yapılan Süveyş Kanalı Konferansı ile kanal, bütün devletlerin savaş ve ticaret gemilerine açıldı. Ogün bu gün parasını ödeyen her gemi Süveyş Kanalından herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan serbestçe geçmektedir.

Şimdi okurlarım, yahu bunca gaile arasında neden uzun uzun Süveyş Kanalı'nın tarihini anlattın diye soracak, anlattım çünkü ekonomik, lojistik ve stratejik gerekçeleri sağlam olunca böyle altyapı işlerine yönelik girişimler binlerce yıl boyunca bir süreklilik gösteriyor, bir sürü akıllı insan bu işe kalkışıyor onu göstermek istedim.

Eğer böyle ciddi bir gereksinim olsaydı bu güne kadar başka akıllı insanlar da İstanbul Boğazı'na paralel bir kanal kazmayı düşünürler, böyle bir işe girişirlerdi değil mi?

Daha önce böyle bir kanal yapmayı düşünen, böyle bir işe ciddi ciddi kalkışan biri oldu mu?

Herkesin oturup neden daha önce koskoca boğazın yanı başına böyle suni bir kanal yapmayı başka kimse düşünmedi, en akıllı ben miyim diye sorgulaması gerekmiyor mu?

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları