Fenerbahçe Beko, bu sezon ligde iyi giderken Eurolague’deki başlangıcını sürdüremedi. Dört maçı üst üste olmak üzere 6 deplasman maçının 5’inden yenilgiyle ayrılarak ligde oldukça geriledi.
Kendi sahasında henüz yenilgi ile tanışmamış olsa da Fenerbahçe’nin önündeki fikstür oldukça zorlu ve bu performansla bu maçlar için de iyimser konuşmak zor görünüyor.
BSL’ye dönecek olursak, Fenerbahçe Beko bu hafta evinde Aliağa Petkimspor’u ağırlarken, Avrupa’da yaşadığı yenilgilerin ardından iyi bir maç çıkararak biraz olsun nefes aldı.
Fenerbahçe bu maçta yabancı tercihlerini Motley, Nigel Hayes, Guduriç, Dorsey ve Calathes’ten yana kullanırken, Wilbekin, Yam Madar, Papagiannis, Sestina ve sakatlığı devam eden Pierre kadroda yer almayan yabancılar oldu.
Uzun süredir sakatlığı bulunan Metecan Birsen bu maçta kadroda yer almazken, kafa travması geçiren Tarık Biberoviç kadroda olmasına rağmen bu maçta süre almadı.
Fenerbahçe Beko, maça oldukça etkili başlayarak ilk çeyrekten itibaren hem skor üstünlüğünü hem de oyun üstünlüğünü ele aldı dersek abartmış olmayız.
İlk çeyrekte çift haneli farka ulaşan Fenerbahçe, ikinci çeyrekte farkı bir ara 20 sayıya kadar çıkartırken devreye de 58 - 40 skor üstünlüğü ile gitti.
Üçüncü çeyrekte farkı bir ara 26 sayıya kadar çıkartan Sarı Lacivertliler, bu çeyreği de 78 - 57 skor üstünlüğü ile bitirdi.
Son çeyrekte maçın kopması ve Fenerbahçe’nin kadroda rotasyona gitmesiyle Petkimspor farkı eritse de maçın galibi 96-85 ile ev sahibi takım oldu.
Calathes ve Guduriç’in sakatlıklar dönüşü rotasyona yeniden girerek hücumda takımın opsiyonlarını artırması elzem duruyor.
Bu maçta da bu iki isim toplam 13 asist üretirken, uzun süredir gösterdiği performansla tepki çeken; Bologna maçında hiç süre almayan Dorsey de bu maçta yaklaşık 30 dakika süre aldı. Bu sürede hem istatistik olarak hem de oyuna kattığı enerjiyle bu takımda var olmak istediğini kanıtlamak istiyor gibiydi. 6 sayı ile skor katkısı kısıtlı kalırken 6 asist ile takımı hücumda rahatlatan bir diğer isim oldu.
Asist yönünden etkili bir performans gösteren bir diğer isim de Şehmus Hazer oldu. 9 sayı, 6 asist ve 2 top çalmayla oynayan Şehmus da lig rotasyonundaki önemini yansıtan bir performans ortaya koydu.
Fenerbahçe’nin Euroleague’de zorlu bir viraja gireceğinden bahsetmiştik. Kısaca bu maçlara da değinerek yazıyı sonlandırmak isterim.
Fenerbahçe, sırasıyla yarın ligin namağlup lideri olan Real Madrid’i kendi sahasında ağırlayacak. Bu maçta iki testiden biri kırılacak dersek abartmış olmayız. Evinde henüz yenilmeyen Fenerbahçe ile ligde hiç yenilmeyen Real Madrid… İki seriden biri bu hafta Ataşehir’de son bulacak. Bu maçta taraftarın tutumu da hem maçın hem sezonunun geri kalanı için oldukça belirleyici olacak.
Olumsuz bir sonuçta taraftarın, kötü performans gösterebilecek oyunculara dönük olası tepkileri takımın kederini belirleyebilir.
Fenerbahçe, Real maçının ardından çift maç haftasında iki İspanyol takımı ile üst üste İspanya’da karşılaşacak. 6 Aralık’ta Baskonia ile oynayacak Sarı Lacivertliler 8 Aralık’ta ise Barcelona ile karşı karşıya gelecek. Şüphesiz bu 3 maçın her biri ayrı ayrı öneme sahipken 3 maçlık seriden galibiyetsiz çıkılması durumunda Fenerbahçe için sezonun finali erken olabilir. Bu kadar yatırım yapılan bir kadronun bu kadar erken şekilde Avrupa’da havlu atmasının da belirli sonuçları olacaktır. Yine de enseyi bu kadar erken karartmamakta da yarar var. Fenerbahçe çıtası yüksek olan ancak kötü gününde de erken şekilde zihinsel olarak maçtan kopabilen bir takım. Sakat oyuncuların dönüş durumlarına göre Fenerbahçe için bir şeylerin değişmemesi için bir sebep yok.
