Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Erdoğan'ın gücü vetoya yeter mi?

Konu elbette faşist diktatör Putin''in bağımsız bir ülke olan Ukrayna''ya saldırmasından sonra Finlandiya ve İsveç''in NATO ittifakına katılma isteklerini açıklamaları ve Türkiye''den savrulan veto tehdidi.

Erdoğan, İsveç ve Finlandiya''nın NATO üyeliği hakkında yöneltilen sorulara cevap olarak gazetecilere, "Şu anda İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içinde değiliz" ifadesini kullanmıştı.

İktidarın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de grup toplantısında İsveç ve Finlandiya''nın NATO''ya üye olmak üzere başvurmaları ve veto konusunda konuştu. Bahçeli NATO''ya rest çekerek "Türkiye çaresiz değildir. Eğer şartlar içinden çıkılmaz hale bürünürse NATO''dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır. NATO''yla var olmadık, NATO''suz da yok olmayız" dedi.

Açıklamalar oldukça sert ve iktidar ortakları epeyce de kararlı görünüyor, lakin dış dünyada bu açıklamalar bir pazarlık girişimi olarak değerlendirildi ve açıkçası pek de ciddiye alınmadı.

İşin açığı Finlandiya ve İsveç''in NATO''ya üye olmak için başvurması çok büyük bir siyasi ve askeri olay, Amerika''nın herhangi bir ülkenin bu olaya taş koymasına izin vermesi düşünülemez bile. Bu güç savaşında araya girmek hiç kolay değil, büyük güç ister.

Atalarımız boşu boşuna "borcu olanın derdi olur" dememiş, aşırı miktarda döviz borcu olan ve ağır bir ekonomik kriz altında ezilen, yeni borç bulmakta zorlanan Türkiye''nin savurduğu bu tehdit bu yüzden hemen hemen hiç etkili olmadı.

İşin açığı iktidar mensuplarının kamuoyu önünde böyle bir açıklama yapması, bir taraftan diplomatik acemilik ve diğer taraftan da dış politikayı iç siyasete malzeme yapma girişimi uğruna eldeki kozun harcanmasıdır.

Türkiye eline geçen bu kozu ustaca kullansaydı, diplomasi masasında el altından muhataplarının önüne koyar ve onlardan uzlaşı beklerdi. Şimdi kamuoyu önünde bir rest çekildi ve bu muhataplarca üç beş kuruşluk pazarlık olarak algılandı.

Konu bana yakın geçmişteki Rahip Brunson krizini hatırlattı, hatırlayın Rahip Brunson, Gülen ve PKK bağlantılı olduğu gerekçesi ile tutuklanmış ve "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etmek" suçlamasıyla 35 yıla kadar hapsi istenmişti.

Daha sonra Washington''daki Trump-Erdoğan görüşmesinde Brunson''ın serbest bırakılma talebi gündeme getirilmişti.

Bu istek üzerine Erdoğan bir konuşmasında "Diyorlar ki, papazı bize verin. Bir papaz da sizde var. Siz onu bize verin biz de yargıda gereğini yapalım onu size verelim" ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan''ın "Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi papazı alamazsınız." Resti gündeme damgasını vurmuştu.

Brunson''ın tahliye başvurusu üçüncü kez reddedilince bu karar ABD''li yetkilileri ayağa kaldırmış, Trump, Twitter üzerinden olayı ''rezalet'' olarak tanımlayıp Erdoğan''a çağrıda bulunarak, Brunson''ın serbest bırakılmasını istemiş ve Amerikan Senatosu, Türkiye''ye uluslararası finans kurumlarınca kredi verilmesine engel olmak için harekete geçmişti.

Baskılar ve yaptırım tehditleri artınca casusluk iddiaları ile 35 yıl hapis cezası istenen Brunson''ın tutukluluğu "sağlık sorunları" dikkate alınarak ziyaretçi kabul edebileceği, internet ve tüm iletişim araçlarını kullanabileceği şekilde ev hapsine çevrilmiş ama ABD tarafı bunun da yeterli olmadığını açıklamıştı. Gelişmeler üzerine dönemin Başkan Yardımcısı Pence ve hemen ardından Başkan Trump''tan peş peşe yaptırım açıklamaları gelmişti. Pence, "Erdoğan ve hükümetine ABD Başkanı Trump adına mesajım var: Pastor Andrew Brunson''u hemen serbest bırakın ya da sonuçlarına katlanmaya hazır olun" ifadelerini kullanmış ve "ABD, Türkiye''ye karşı bazı ekonomik yaptırımlar uygulayacak" demişti.

Pence''in açıklamalarının şoku geçmeden Trump Twitter üzerinden "ABD, harika bir Hristiyan, aile babası ve harika bir insan olan Rahip Andrew Brunson''ın uzun süreli tutukluluk hali sebebiyle Türkiye''ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Brunson çok acı çekiyor. Bu masum din adamı hemen serbest bırakılmalı" paylaşımını yapmıştı.

Sonuçta Erdoğan baskılara dayanamadı ve Rahip Brunson serbest bırakıldı, uçtu gitti Beyaz Saray''da Trump ile diz dize fotoğraf verdi.

Bu sefer de muhtemelen Amerikan Başkanı ağır bir markaj yapacak ve el altından yaptırımlar ile tehdit edecek, sonuç aynı Rahip Brunson krizi gibi olacak kimse veto meto etmeyecek.

Haaa demedi demeyin bir de bu veto girişiminin diktatör Putin''in isteği üzerine ve onu desteklemek için yapıldığı kanaati oluşursa yandı gülüm keten helva…

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları