Ekonomi bilimi iktidarlar enflasyonist politikalar izlemezse enflasyon olmaz demektedir!

Türkiye'de bu gün görülen yüksek enflasyonun sebebi de Erdoğan iktidarının taammüden uyguladığı enflasyonist politikalardır.

Peki, bir iktidar neden hayatın pahalanacağını ve halktan tepki alacağını bile bile enflasyonist politikalar uygular?

İktidarlar çoğu zaman kötü ve beceriksiz ekonomi yönetimleri ve yanlış tercihleri yüzünden enflasyonist politikalar uygulamaya mecbur kalır. Elbette bazı zamanlarda olağan dışı koşullar örneğin savaşlar, salgın hastalıklar ve büyük afetler de iktidarları enflasyonist politikalar uygulamaya mecbur eder.

Enflasyonun en önemli sebebi karşılıksız para basılması ve dolaşımdaki para miktarının gereğinden fazla artırılmasıdır. Birçok defa söyledim, bu gün itibariyle dolaşımda bulunan bütün kâğıt paralar karşılıksızdır! Bretton Woods sisteminin 1970'lerde çökmesinden beri dolar ve euro dâhil herhangi bir para biriminin altın ya da gümüş gibi bir kıymetli maden cinsinden karşılığı bulunmamaktadır! Kısacası bugün dolaşımdaki bütün kâğıt paralar aslında karşılıksızdır! Bu özellikleri ile de kâğıt paralar ya da kâğıt para cinsinden sayısal paralar aslında devletlerin bir senedi hükmündedir.

Malum hep söylediğim gibi bir kâğıt para değerini dolaşımdaki miktarı ve o kâğıt parayı basma hakkı olan otoritenin itibarından alır. Paranın dolaşımdaki miktarı artar, parayı basan otoritenin itibarı azalırsa kâğıt paranın değeri düşer satın alma gücü azalır, denklem bu kadar basit ve nettir…

Zaten dikkat ederseniz küresel ölçekte yaşanan bu salgın nedeniyle ekonomilerde bir ani duruş ve çöküş olmasını engellemek isteyen hükümetler piyasaya muazzam miktarda para sürdü ve sonuçta bu para bolluğu hem Amerika Birleşik Devletlerinde ve hem de Avrupa Birliğinde bile enflasyonun anında yükselmesine yol açtı.

Türkiye'de de bol miktarda para basıldığını biliyoruz. Bol bulamaç para basılıyor çünkü vergi gelirleri bütçe giderlerini karşılamaya yetmiyor. Hesapsız kitapsız yapılan harcamalar, maceracı dış politika uygulamaları ve yüksek borçlanma seviyesi bütçe giderlerini yükseltiyor, gelirleri yetmez hale getiriyor.

Birkaç örnek vermek durumun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır:

İlk olarak 9 milyon Suriyeliye bakmak çok ciddi bir masraf kapısıdır, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 9 milyon Suriyeliye bakıyoruz dediğinde herhalde hiç kimse Akar'ın bu kadar Suriyeliye kendi cebinden baktığını falan düşünmemiştir, elbette bütçe harcamaları kapsamında bakılıyor bu kadar insana. Sadece 80-90 milyar doların bu kaleme gittiği söyleniyor.

İkinci olarak Yap İşlet Devret projeleri kapsamında yaptırılan dövize endeksli hazine garantili işlere ödenen paralar çok ciddi bir bütçe gideri oluşturmaktadır.

Üçüncü olarak hatalı ve maceraperest dış politika stratejisi sonucunda girişilen askeri operasyonlar son derecede büyük bir masraf kapısı daha yaratmaktadır.

Bütün bunların yanı sıra kamuda görülen yüksek israf ve kazanç getirmeyecek büyük yatırımlar da bütçeye çok ciddi bir yük getirmektedir.

Bütçe gelirleri yetmeyince iktidarın yeni vergi salması yahut da vergi oranlarını arttırması gerekiyor. Bu hem vatandaşlardan büyük tepki alacak bir politika olur ve hem de zaten çok ciddi bir vergi yükü vatandaşın sırtında onu eziyor daha fazla zorlanabilecek bir alan kalmamış. Düşünün bebek mamasından çocuk bezinden bile ÖTV, KDV alınan bir ülkede yaşıyoruz. Borç bulmak iyi de zaten borçlanma limitleri de epeyce zorlanmış. Bu borçlardan önemli bir kısmı ise Yap İşlet Devret projeleri ile maskelenmiş borçlar. Geriye Erdoğan iktidarının elinde tek bir alternatif kalıyor; banknot matbaasını çalıştırıp bol bol para basmak…

Bol bol para basılınca ve iktidarın itibarı ekonomik, siyasi ve sosyal sebeplerden dolayı azalınca paranın değer kaybetmesine de şaşırmamak gerekmektedir.

İşte enflasyonu yaratan gerçek sebep budur, Erdoğan iktidarının uyguladığı bu yanlış politikalardır…