Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Enflasyon hesabı

Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir bir biçimde artışını ifade eden bir ekonomik olaydır. Enflasyonun hesabı da, nedenlerinin tespiti de oldukça zordur.

Enflasyondan konuşurken ilk olarak tek bir fiyat ya da fiyat grubu değil, fiyatlar genel seviyesi gösterge alınmalıdır. Bu noktada hesap yaparken hangi mal ve hizmetlerin seçileceği ve bu mal ve hizmetlere ait fiyatların nerelerden, nasıl derleneceği gerçek enflasyonu bulabilmek ve doğru hesaplayabilmek için çok ama çok önemlidir.

Diğer yandan enflasyondan bahsedebilmek için fiyatlar genel seviyesindeki artış yönündeki değişimin sürekliliği de göz önüne alınmalıdır.

Fiyatların genel seviyesindeki değişimi ölçebilmek için, ekonomide seçilen belli bir mal ve hizmet sepetinin parasal karşılığının değerlendirilmesi gerekir. Bu parasal karşılık yükseliyorsa enflasyondan, düşüyorsa deflasyondan bahsetmek gerekir.

TARTIŞMALI KURUM

Ülkemizde enflasyon hesabını yapan birçok kurum var ve TÜİK bu hesabı devletin resmî istatistikleri hazırlamakla görevli olan kurumu olarak yapmaktadır. TÜİK’in verileri sadece siyasi iktidardan bağımsızlığı ve özerkliği tartışmalı olduğu, kurum yönetimi iktidar tarafından atanmış personelden oluştuğu için değil, aynı zamanda birçok bağımsız gözlem ile de uyuşmadığı için devamlı olarak tartışılmaktadır.

Geçtiğimiz 2020 yılına ait enflasyon verileri açıklandığı zamanda benzer bir durum oluştu  TÜİK ve ENAG iki birbirinden çok farklı enflasyon verisi açıkladı:

Açıklanan bu verilere göre 2020 yılında, TÜİK hesaplamasına göre yıllık enflasyon yüzde 14,6 ve ENAG hesaplamasına göre ise yüzde 36.72 oranında artmış bulunuyor.

Benzer bir şekilde aralık ayında da Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) TÜİK hesaplamasına göre aylık bazda yüzde 1,25,  ENAG hesaplamasına göre ise yüzde 4.08 artmış bulunuyor.

Görüldüğü gibi aynı ülkede, aynı zaman dilimlerinde, aynı olayı ölçen iki kurum arasında dağlar kadar fark bulunmaktadır, burada bir ölçme, hesaplama ve tahmin sorunu olduğu son derecede açıktır.

TÜİK’in iktidar ile ve özellikle de iktidarın algı operasyonları ile çatışmaktan kaçınan atanmış kişilerce yönetildiğini göz önüne almasak dahi biz ekonomistlerin hesap ve gözlemleri ile de TÜİK’in ortaya koyduğu hesaplamalar örtüşmemektedir.

Ülkemizde enflasyon hesaplamasına dair bu tartışmalar sanırım daha epeyce sürüp gidecek, dileriz ki devletin resmî istatistikleri hesaplamakla görevli kurumu TÜİK en yakın zamanda bağımsız ve özerk bir yapıya kavuşur, siyasi değil bilimsel kaygılar ile yönetilen bir kurum haline gelir de bu tartışmalar sona erer.

NEDENLERİ

Benim bu makalede asıl bahsetmek istediğim konu enflasyonun nedenleridir, enflasyonun en temelde iki nedeni vardır bunlar:

1- Talep kaynaklı nedenler.

2- Maliyet kaynaklı nedenler.

Herhangi bir mal ya da hizmete talepte o ya da bu sebepten ötürü bir artış olursa ve eş zamanlı olarak yeterli arz sağlanamazsa o mal ya da hizmet için ödenmesi gereken bedel yani malın ya da hizmetin fiyatı artar. Tam tersi olur arz artar ve yeterli talep gelmez ise fiyat düşer. Bu iktisat bilimine girişin ilk dersidir ve arz talep kanunu olarak adlandırılır.

Diğer yandan herhangi bir mal ya da hizmeti üretmek için kullandığımız girdilerin fiyatı artar ise doğal olarak üreticiler de fiyatlarını arttırır, buna da maliyet enflasyonu denir.

Lakin enflasyon sadece bu iki nedenden dolayı ortaya çıkmaz, işin bir de fiyatların belirlendiği paranın değeri ile ilgili boyutu vardır.

Malum günümüzde kullanılan karşılıksız kâğıt paraların değeri tamamen o parayı yasal olarak basma imtiyazına sahip olan otoritenin itibarı ile ilgilidir. Kâğıt paralar aynı bir senete benzer, tıpkı bir senet kâğıdı gibi kendi başına herhangi bir değeri yoktur, değerini o kâğıda atılan imzadan alır.

Para basma yetkisine sahip ekonomik otoritenin itibarı büyük ölçüde arkasındaki üretim gücü ile alakalı bir husustur. Üretim gücü yüksek, borçluluğu az, birikmiş varlıkları çok otoriteler tarafından basılan kâğıt paralar daima daha çok itibar ve talep görür daha çok kullanılır.

SEBEBİ DOĞRU ANLAMAK

Aynı zor bela dönen, aşırı borçlu, ödemelerini aksatan, küçük bir işletmenin senedinin daha itibarsız, bankada hesabı kabarık, mal varlığı çok, üretimi yüksek, borcunu harcını zamanında ödeyen işletmenin senedinin daha itibarlı olmasına benzer bir haldir.

İşte enflasyon konuşulurken göz önüne almamız gereken bir unsur da bu paranın değeri konusu olmalıdır.

Fiyatlar genel seviyesini doğru bir değer birimi ile ölçmediğimiz takdirde enflasyonun sebebi talep ya da maliyet artışları mı yoksa paranın itibar ve değer kaybı mı anlamamız mümkün olmaz. Sebebi doğru anlayamaz isek doğal olarak doğru çözüm politikaları da üretemeyiz.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları