Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Eğitim reformu şart

Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi açılış törenine katılarak bir konuşma gerçekleştirmişti.

Buradaki konuşmasında, "Eğitim ve öğretimde arzu edilen ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum" ve "Ülkemizin geçmişten bugüne eğitim öğretim sistemi çocuklarımıza sadece maddi bilgi yükleme üzerine kuruludur" diyerek de görüşlerini açıklamaya başlamıştı.

Erdoğan'ın eğitim reformu ile ilgili görüşlerini yansıtan satır başları şöyle:

"Her okul seviyesinde öğretime ağırlık verilirken eğitim kısmı ihmal edilmiştir. Özellikle medyanın etkisiyle geleneksel eğitim öğretimin gücü azalırken yerine daha iyisi konulamamıştır. Evlatlarımızın zihinleri Batı'nın popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur, önümüzdeki dönemde önceliğimiz aileden başlayarak çocuklarımızı hakkıyla yetiştirmek olacaktır."

"Bu değişim sıradan müfredat tadilatından ziyade topyekûn eğitim-öğretim reformu gerektirir. Tek ihtiyacımız olan değerlerini iyi bilen, kültürüne, tarihine sahip çıkan insanlar yetiştirmektir."

"Bunu iddialı söylüyorum bugün Batı'nın üniversitelerinde bizim ulaştığımız bu kemiyete onlar ulaşamadılar. Bunun yanında hele hele orta öğretimde hiç mi hiç ulaşamadılar. Biz bunları aştık."

"Samimi bir muhasebeyle geçtiğimiz 18 yılda her alanda, tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum. Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layığıyla hayata geçiremiyoruz. Medyamız en modern alt yapıya sahip ama bizim sesimizi yansıtmıyor.

En haklı olduğumuz konularda bile dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Bunun için de fikri iktidarımızı da hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim."

"Hiç kimsenin bu arayıştan rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışın sona ermesi bir ülkenin veya toplumun felaketi demektir. Bize lazım olan ilhamını gelenekten alan yenilikçiliktir. Ne insanlığın milletimizin ve inancımızın binlerce yıllık birikimine sırtımızı döneceğiz, ne de modern dünya imkanlarını reddedeceğiz."

"Fikri iktidarımızı kökü ve ruhu itibarıyla bize ait olmayan bir medeniyete kaptırmamızın sebebi, bu sapkın akımların önlerinin bilinçli bir şekilde açılmasıdır. Fütüvvet ehli bir nesil yerine amorf bir nesil yetiştirme gayreti, ülkemize ve milletimize oldukça pahalıya mal olmuştur. Geçmişten bugüne yaşadığımız nice acıların, döktüğümüz nice gözyaşlarının, çektiğimiz nice sıkıntıların gerisinde, kuşaklar boyunca maruz kaldığımız bu fikri istila gerçeği vardır."

"Biz her alanda olduğu gibi fikri alanda da üretici olma peşindeyiz, Türkiye kuru kuruya batıcılık saplantısı yanında, pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir."

Okuyucularımın hoşgörüsüne sığınarak bu kadar uzun bir alıntı yaptım çünkü eğitim reformu konusu toplumumuzun geleceği açısından çok ama çok önemli. Erdoğan'ın bu konuşması iktidarın eğitim reformu konusunda kafasının ne kadar karışık olduğunun ve Türk Eğitim devrimi hakkında ne kadar yanlış bilgilere ya da algılara sahip olduklarının, dahası sorunu kavrayamadıklarının açık ve net bir ifadesidir.

Çağdaş bir üretim toplumu yaratmanın sırrını Mustafa Kemal Atatürk keşfetmiş ve buna yönelik gerekli olan eğitim reformlarını zaten yapmış. Çağdaş bir üretim toplumu yaratabilmek için yapmanız gereken tek şey bilim, sanat ve spor eğitimine önem ve öncelik vermenizdir.

Bu üç başlık çok önemlidir çünkü çağdaş üretimin olmazsa olmazı teknoloji bilimsel eğitim, tasarım ise sanat eğitimi sayesinde yetişecek nitelikli insanlar ile gerçekleştirilebilir.

Spor eğitimi de çok ama çok önemlidir, çünkü sınai üretimin gereği olan karmaşık üretim süreçlerinin gerektirdiği takım çalışması, disiplin, kurallara uyma ve zamanı doğru kullanma becerisi ancak ve ancak çocukluk çağında spor eğitimi ile kazanılabilir.

Her üç alanda da eğitim Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim stratejileri ile hayata geçirilmiştir. Türk eğitim sistemi çocuklara hurafe ezberletmekten, bilim, sanat ve spor öğretmeye bu sayede geçebilmiştir.

Sonuç olarak iktidarın atla deve bir çaba göstermesine, tekerleği yeniden keşfetmesine hiç ama hiç gerek yok Mustafa Kemal'in eğitim politikalarını doğru anlayıp, doğru uygulasalar yeter de artar bile.

Şimdi diyecekler ki ama Mustafa Kemal Batıcıydı, işte bu da onların tam yanıldığı husustur! Mustafa Kemal Batıcı değil, Türkçüydü, tam manası ile yerli ve millîydi, Türk kültürü ve tarihini eğitim sisteminin tam merkezine yerleştirmişti. Ne Batıcılıkta ne de Doğuculukta gözü hiç olmamıştı, öncelikle bugünkü Arapperest iktidarın bunu idrak etmesi, kavraması, yerli ve millîlik nedir öğrenmesi gerekiyor, sonrası sonra...

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları