Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Prof. Dr. Atıf Ural

Prof. Dr. Atıf Ural

yazar

Dünyadaki çağdaşlık, bilim, hukuk yarışının neresindeyiz? -3-

2018'de, Dünya Üniversiteleri Sıralaması'na göre; dünyanın en iyi 1000 Üniversitesi, araştırma, öğretim kalitesi, sağladığı iş olanağı ve diğer uluslararası kriterlere göre değerlendirildiğinde, bu sayının içine ülkemizden yalnızca 11 üniversitenin girebildiği görülür. En iyi dereceyi Bilkent Üniversitesi almıştır. Diğer üniversiteler, Koç, Sabancı, ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Hacettepe, Ankara, Çukurova, Gazi ve İstanbul Üniversitesi olarak sıralanmaktadır. Dünyada ilk en iyi 3 üniversitesi, Amerika'da olup; bunlar da Massachusetts (MİT), Stanford ve Harward Üniversiteleridir. Türkiye çok genç ve zeki bir nüfusa ve geniş olanaklara sahip olmasına rağmen, çağdaş eğitime gereken önemi ve değeri, sorumlular bilinçli bir biçimde, dış olumsuz yönlendirmelerinde etkisiyle verememektedirler. Çağdaş, laik bir yaşam biçimi yerine, biat düşüncesiyle dindar ve kindar kullar yetiştiren, imam kafalı elbiseli bir nesil yetiştirilmek istenmektedir. Ama hiç düşünmüyorlar ki, dünyada Bilimsel Yayın sıralamasında (2015-Scientific Journal Rankings) ülkemiz dünyada örneğin, Kimyada 21'inci, Matematikte 29, Fizik Astronomide 27, Tarım Biyolojide 22, Tıpta 14'üncüdür. Genel anlamıyla, dünyada ortalama 18'inci sıradayız. İlginç olan komşumuz İran 16'ncı olup bizi geçmiştir. Bu açığı, bu kafa yapısıyla, kapatmamız olanaksızdır. Pisa verileri daha da korkutucudur. İlk ve Ortaöğretimde uluslararası değerlendirmelerde ilk 50 içinde bile ancak 45-50 arasında bulunabiliyoruz...

Yüksek öğretimde üstlerde neler yapılıyor? Sessiz bir devrim gerçekleştirilmek isteniyormuş! Yapılmak istenilenler:

Bağımsız Kalite Kurulu: Bu kurul idari ve mali bakımdan bağımsız olacakmış. YÖK kararlarını da bu kurul değerlendirecekmiş. Bizde üniversiteler bilimsel, idari, mali özerkliklere sahip değilken, böyle bir kurulun özerk olabileceğine inanmak zor... Ayrıca böyle bir kurula, kimlerin kimler tarafından, hangi koşullar ve nitelikler aranılarak atanacağı çok sorulu bir problemdir! Bilimsel, çağdaş kafa yapısında olmayanların oluşturabileceği böyle bir kurul, üniversitelerde çok daha büyük sorunlar yaratacaklardır...

Üniversitelerin uzmanlaştırılması: Yasal düzenlemeyle, YÖK üniversitelerin ihtisaslaşması (uzmanlaşması) konusunda çalışmalar yapacakmış. Mümkün ise her bir Üniversite bir bilim alanında uzmanlaşacakmış. Bazı köklü yapıdaki üniversitelerde olabilecek bu uzmanlaşma, 134 Üniversitenin yaklaşık %70'inde olamaz gibi. Bu sorunu, en son Bağımsız Kalite Kurulu (BKK) çözümleyecekmiş!..

YÖK Danışma Kurulu: YÖK, Üniversitelerde Fakültelere, Yüksek Okullara, Meslek Y. Okullarına vb. alınabilecek öğrenci sayılarını, kendi başına değil, ilgili kuruluşlarla görüşlerini de alarak belirleyecekmiş. Bu konu Kocaeli Üniversitesi tarafından, Rektörlüğüm süresince (1992-1998) Rektörlük tarafından YÖK'e yazılı olarak sunulmuş fakat bir sonuç alınamamıştır. Önerimize göre; bu sayıyı; YÖK, Devlet Personel Daire Başkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet İstatistik Enstitüsü, Millî Eğitim Bakanlığı ve Üniversitelerden ilgili kişilerden oluşan bir kurul belirlemelidir.

YÖK Koordinasyon Kurulu: Ülkenin yetişmiş personel gereksinmesini, gerçek verilerle saptayarak, buna yönelik özellikle Meslek Yüksekokullarının çeşitlerini ve yerlerini belirlemek üzere çalışacaktır. Bu kurulda; Bilim, Sanayi, Millî Eğitim Bakanlıklarından, Türkiye Odalar ve Barolar Birliğinden temsilciler olacaktır. Bu kurula, Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odasından yetkili kişilerinde davet edilmesi gerekir.

Böyle bir çalışmayı Kocaeli Üniversitesi (1992-1998) sürecinde Kocaeli Bölgesi için yapmış ve büyük bir başarı elde etmiştir. Bölge gereksinmelerine göre kurulan Hereke Boyacılık M. Okulu, Köseköy Lastik Teknolojisi MYO, Karamürsel Denizcilik MYO, İzmit Yangın Teknolojiler MYO vb. çok başarılı olmuşlar ve ülkeye yararlı teknik elemanlar yetiştirmişlerdir, halen de yetiştirmektedirler.

İşyerinde Eğitim: Özellikle Fen ve Mühendislik Fakülteleri öğrencileri için, işyerinde 1-2 yarıyıl Mesleki Eğitim görmelerini sağlayacak düzenlemelerin yapılması. Bu düzenlemeler öğrencilerin yaz aylarında yaptıkları staj dönemlerinde zaten yapılmaktadır. Önemli olan öğretim elemanlarının da Pratik Deneyim kazanmaları için bu programa dahil edilmeleridir.

Not: KOÜ 1992-98'de bunu gerçekleştirmiştir. (Konuya devam edeceğim.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları