Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

Doların hızı kesilmezse asgari ücret 5.500 TL olsa ne yazar

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat açıkladığı asgari ücret ilk bakışta güzel bir artış gibi gözüküyor. Ancak, doların artışı ile yapılan bu yüzde 50 zammın kısa sürede eriyeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.

2021 yılı için açıklanan asgari ücret 2825 TL idi. Dolar karşılığı 384 dolar ediyordu. 2022 yılı için açıklanan asgari ücret ise; 4.253 TL. İlk bakışta vay be iktidar ne büyük zam yaptı diye düşünebilirsiniz. Ancak günümüzde her şeyi dolara endeksleyen bir ekonomi politikası ile hesaplandığı zaman yapılan zammın o kadar da yüksek olmadığını göreceksiniz. 4.253 TL an itibari ile 269 dolara tekabül ediyor. Yani geçen yıl açıklanan asgari ücretten 115 dolar daha az olduğunu göreceksiniz. (Asgari ücretin açıklandığı saatlerde fark 102 dolardı. Siz bu yazıyı okuduğunuz da bu fark daha da açılacaktır.)

Asgari ücreti açıklarken Sayın Cumhurbaşkanı asgari ücretin vergi dışı olacağını da ifade ettiler. Bu çok güzel bir gelişme idi. Bundan daha güzeli de asgari ücretin vergi dışı kalmasında en büyük payın muhalefet partilerinin olmasıdır. Yıllardır her asgari ücret görüşmelerinde muhalefet partileri asgari ücretin vergi dışı kalmasını ısrarla istiyorlardı. Sayın Cumhurbaşkanı kesenin ağzını açtığına göre, ufukta erken seçim göründü demektir. Çünkü muhalefet partilerinin yıllardır dillendirdiği asgari ücretin vergi dışı bırakılsın taleplerini dikkate almayan iktidar bu kez seçim öncesi uygulamaya alması başka türlü izah edilemez. Bu arada emeklilerin durumu ne olacak? Emeklilerde asgari ücretin altında maaş alanların durumu ne olacak? Bu kalemlerde de düzenleme yapılacak mı? Dolar kuru belli bir seviyede durdurulabilecek mi?

 

Sorular… Sorular….

İktidar şark kurnazlığı yaparak asgari ücretin açıklandığı anlarda, Merkez Bankası politika faizini de 1 puan indirdi. Gözler asgari ücrete çevrilmişken Merkez Bankasının böyle bir hamle yapması şark kurnazlığıdır. Aslında hiçbir kural ve etik kaidelere sığmayacak biçimde birgün önce Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin kardeşi çıktı basına açıklama yaptı. Politika faizlerinin ancak 1 puan indirilebileceğini söyledi. Cumhuriyet tarihinde görülmüş işitilmiş bir olay değildir. Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin kardeşi Seydullah Nebati çıkıyor hiçbir yetkisi olmadığı halde, Merkez Bankasının alacağı kararı hem de 12'den isabet ettirerek açıklıyor. Sizce tesadüf mü?

20 yıla yakındır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarının Merkez Bankası üzerindeki baskısı son yıllarda hissedilir oranda yükselmiştir. Bu ısrar niye? Merkez Bankası AK Parti öncesinde bağımsız bir kuruluş statüsüne getirilmişti. Ancak son yıllarda özellikle de tek adam rejimine geçtiğimiz dönemde 6 ayda bir Merkez Bankası Başkanı değiştiriliyor, Maliye Bakanı değiştiriliyor. Alışkanlık haline geldi. Halbuki Merkez Bankası başkanları 5 yıllığına göreve gelirdi. Şimdi ise ne özerkliği kaldı ne de bağımsızlığı. Merkez Bankası iktidarın elinde TÜİK gibi, RTÜK gibi her an kullanabileceği bir manivela haline gelmiş durumda. Tüm bu yapılanlar vatandaşın gözünden kaçmıyor. Vatandaş 20 yıldır iktidarda tuttuğu AK Parti'ye bu kez kırmızı kart göstermeye hazırlanıyor. Yeminli taraftarları hariç büyük bir kesim artık yolun bittiğini görüyor ve çıkış yolu için yapılacak erken veya zamanında yapılacak seçimleri bekliyor. Eğer iktidar ekonomi de bir rahatlama getiremezse sonuç ortada gibi...

İktidarın akıl hocası Prof. Dr. İzzet Özgenç, AK Parti iktidarının seçimi kaybedeceğini görünce ekonomik OHAL ilan etmesini istiyordu. Özgenç, yaptığı basın açıklamasında şöyle diyordu: "Kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle OHAL ilânına toplum olarak hazırlıklı olmamız gerekir."

Hoca daha sonra bu açıklamasını tevil etmeye çalışsa da zırva tevil götürmüyor. Türkiye'de ekonomik OHAL uygulanması demek Türkiye'yi 50-60 yıl geriye götürmek demektir. İktidar başarısızlığını vatandaşın sırtına yüklemeye çalışıyor. Ayrıca ekonomik OHAL demek önümüzdeki seçimlerin süresiz ertelenmesi  anlamını da taşıyor olması ayrı bir garabettir.

Ne mutlu Türküm ve Müslümanım diyene, ve diyebilene.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları