Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hasan Balaban

Hasan Balaban

TAKAZA

Cumhuriyet ilan ediliyor...

Meclis'in Cumhuriyeti kabul kararı, 29/30 Ekim 1923 gecesi saat 20.30'da verildi. On beş dakika sonra, yani 20.45'te Cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Durum o gece bütün ülkeye bildirildi. Her yerde, gece yarısından sonra, yüz bir pare top atılarak halka duyuruldu.

Cumhuriyetin kuruluşu bütün ulusu sevindirdi. Her yerde sevinç gösterileri yapıldı.

Yalnız bazı gerici çevreler, ulusun içten gelen sevincine katılmaktan çekindiler, kaygıya düştüler, bu büyük değişime ön ayak olanları yermeye başladılar.

Dirlik ve Düzenliği Sağlama Yasası'nın uygulanması ve İstiklal Mahkemeleri'nin etkili çalışması ile Cumhuriyete yönelen gerici ve tutucu güçler yok edildi. Kısa zamanda, yurtta dirlik ve düzenlik sağlandı.

Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen; canlarını ve alın yazılarını falcıların, büyücülerin, üfürükçülerin, muskacıların ellerine bırakan insanlardan oluşan bir topluluğa, uygar bir ulus gözüyle bakılamazdı. Bunun için yeni yasalar çıkardık. Tekkeler, türbeler ve tarikatları kapattık. Şeyhlik, dervişlik, müritlik; falcılık, büyücülük gibi çağdışı kurumları ortadan kaldırdık. Ayrıca, "Yurttaşlık Yasası"nı çıkararak, kadınlarımızın özgürlüğünü sağladık. Aile hayatını güven altına aldık. Aldığımız olağanüstü önlemlerin yardımı ile, ulusumuzun geri düşünceli ve ortaçağ anlayışlı olmadığını, yaptığımız bu devrimlerle göstermiş olduk.

Ta işin başından beri, bütün yaptıklarımız şu temel ülküye dayandı;

-Türk ulusunu, uygar toplumlar çizgisine yükseltmek,

-Türkiye Cumhuriyetini, sarsılmaz temeller üzerinde, her gün daha çok güçlendirmek; bunun için de, zorbalık ve gerilik düşüncesini öldürmek...

Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.

Bu sonucu Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum.

Ey Türk Gençliği!

Birinci ödevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli güven kaynağındır. Gelecekte de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyen kötücüller bulunacaktır. Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan; ödeve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler. Zorla ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün tersaneleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hainlik de yapabilirler. Daha kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.

Ey Türk geleceğinin gençliği!

İşte, bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Bunun için gereken güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!

NUTUK (Söylev'den)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları