Öncelikle iktidara yakın politikacı ve yazarlar olmak üzere birçok kişi en geç bir yıldan az biraz daha fazla bir süre sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakının adayının kim olacağını konuşup duruyor. Millet İttifakının kimi aday göstereceği çok merak ediliyor çok konuşuluyor ama Cumhur İttifakının kimi aday göstereceği neredeyse hiç konuşulmuyor.
Şunu çok iyi biliyoruz anayasamızda yer alan hüküm son derecede net ve açık Cumhurbaşkanı seçiminin esaslarını belirleyen Madde 101 de "Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir." yazıyor.
Bu ifade son derecede açık, net ve yalın tartışmaya mahal bile vermiyor. Üstelik "en fazla üst üste iki defa seçilebilir" bile demiyor bu kadar net. AKP Genel Başkanı Erdoğan, 10 Ağustos 2014 ve 24 Haziran 2018 tarihlerinde iki defa aday oldu ve seçilerek toplamda 2 defa seçilme hakkını kullandı. Anayasadaki bu hüküm değişmediği müddetçe Erdoğan''ın bir daha aday olması sadece ve sadece TBMM''de bir erken seçim kararı alınmasına bağlıdır. Hem Anayasa değişikliği ve hem de erken seçim kararı ise mecliste nitelikli çoğunluk gerektirmektedir ve Cumhur İttifakının böyle bir çoğunluğu yoktur.
Zaten AKP Genel Başkanı Erdoğan da hiçbir şekilde çıkıp ben adayım dememektedir, Erdoğan''ın adaylığını dile getiren sadece Devlet Bahçeli''dir.
Bahçeli bu anayasanın yapım çalışmalarının içinde olan, bu tek adam rejimini sürpriz bir şekilde gündeme getiren kişidir, dolayısıyla anayasadaki bu açık hükmü bilmemesi mümkün değil.
Şimdi bunlar anayasa manayasa tanımaz, YSK zaten ellerinde istedikleri gibi at oynatırlar, Erdoğan''ın adaylığını YSK kabul eder ve kimse de bir şey yapamaz diyeceksiniz. Bu noktada da işler pek öyle değil, bütün anketler Erdoğan aday olsa bile kaybetme olasılığını çok yüksek gösteriyor. Böyle bir durumda YSK üyelerinin bile isteyerek taammüden anayasayı çiğneyerek anayasal düzeni ortadan kaldırma ve bozma suçu işlemeye cesaret ederek bir iktidar değişikliği durumunda yargı önünde hesap vermeyi göze almaları kolay değildir.
Diğer yandan Erdoğan devamlı olarak seçim başarıları ile övünen bir politikacı jübilesini büyük bir seçim kaybı ile yapmak ister mi? Bu soru da çok önemlidir.
Bu durumda AKP''nin önünde bulunan tek seçenek Erdoğan dışında yeni bir ismi aday göstermektir.
Peki, Cumhur İttifakı Erdoğan dışında kimleri aday gösterebilir, bu kadar büyük ve tekil bir iktidar gücünü kime emanet edebilir? İşte esas soru budur.
Hiç şüphesiz Erdoğan öncelikle aileden birine güvenecektir bu gibi durumlarda genellikle en çok eşlere ve çocuklara güvenilir. Emine Erdoğan ve Bilal Erdoğan bu noktada ilk akla gelen isimler olabilir. Sonra Berat Albayrak, Selçuk Bayraktar gibi isimler düşünülebilir. Bu isimlerden herhangi biri seçilebilirse iktidar değişiminin Erdoğan ailesi için bir tehdit oluşturması, ailenin bir iktidar kaybına uğraması engellenebilir. Fakat bu kişilerin seçilme olasılıkları çok düşük, özellikle Selçuk Bayraktar dışındakilerin kamuoyunda hemen hemen hiç taraftarı yok.
Aile dışından biri örneğin Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş ya da Binali Yıldırım da elbette AKP tarafından aday gösterilebilir. Bu noktada iktidar Erdoğan ailesinin elinden kaçar ve sonrası aile için karanlık olabilir, bu kadar mutlak gücü ele geçiren bir isim Erdoğan ile de çatışabilir. Ayrıca bunların Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş gibi anketlerde adları öne çıkan güçlü isimler karşısında hemen hemen hiçbir şansı olmaz ve AKP bir seçim hezimeti daha yaşar.
Bu noktada aslında çok iyi bir seçenek var neticede AKP ve MHP ittifak içinde yapışık ikizler haline geldi. Erdoğan dönüp "Sayın Bahçeli sıra sizde, anayasa hükmü uyarınca ben aday olamıyorum, biz ortağız, ortaklaşa buraya kadar geldik, Cumhur İttifakını başarı ile yürüttük bizim adayımız buyurun siz olun." Derse ne olur?
Bahçelinin kaybedeceği elbette kesin ama bu AKP''nin değil Bahçeli ve MHP''nin kayıp hanesine yazar.
İktidar elbette Millet İttifakına geçer, Millet İttifakı''nın Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş projesi yürürlüğe girer, hatta AKP ve MHP bile bu projeye destek verir.
Bu durumda iki üç sene sonra yenilenecek seçimlerde AKP ve Erdoğan yeniden hükümet kurma ve iktidar olma imkânı kazanabilir.
AKP ve Erdoğan için en makul kaybetme, yenilmeden çekilme, mevzi değiştirme stratejisi bu olmaz mı?
Peki, Bahçeli böyle bir teklifi reddedebilir mi?
