Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

COP26 İklim Değişikliği Zirvesi

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesini 21 Mart 1994 tarihinde imzalayan ülkeler yaklaşık 30 yıldır her sene toplanmaktadır. 194 Tarafı bulunan bahse konu sözleşme, neredeyse evrensel bir katılıma ulaşmıştır.

Sözleşmenin nihai amacı, atmosferdeki sera gazı birikimlerini, iklim sistemi üzerindeki tehlikeli insan kaynaklı etkiyi önleyecek bir düzeyde durdurmaktır. Bu sözleşme kapsamında 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü ise daha somut hedefler içermektedir.

1995 yılında Almanya'da gerçekleştirilen ilk zirveden bu yana COP26 her yıl farklı ülkelerde farklı gündemlerle organize edildi. Bu yıl İngiltere'de yapılacak COP26'da konuşulacak başlıca konular arasında karbon piyasaları, iklim finansmanı, kömür kullanımının azaltılması ve elektrikli araçlara geçiş süreci olacak.

Konferansın öncelikli amacı 2050 yılına kadar net sıfır karbon salınımı hedefine ulaşılması için ülkelerin 2030 hedeflerini belirlemesini teşvik etmek. Bu hedeflere ulaşılması için de ülkelerin kömürü terk etmeleri, ağaç kesimini azaltmaları, elektrikli araba dönüşümünü bir an evvel gerçekleştirmeleri ve yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmeleri gerekmektedir.

Her ülkenin 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu doğrultusunda 2030 yılına kadar emisyon azaltımı hedeflerini detaylı ve kararlı bir şekilde belirlemesi bekleniyor.

2015'te gerçekleştirilen COP21 zirvesinde tüm ülkeler küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlama konusunda bir ön anlaşmaya varmışlardı. Paris anlaşması da COP21'de kabul edilirken karbon salınımının ülke bazında düşürülmesi için öngörülen Ulusal Katkı Beyanları da bu konferansta anlaşmayla beraber kabul edilmişti.

Dünya değişiyor, hem de büyük çok büyük bir hızla değişiyor. Bundan sonra üretim ve tüketim biçimimizde son derecede radikal değişiklikler olacak. Eğer bu radikal değişiklikleri hızla yapmayı başaramazsak bu sefer küresel iklim de o kadar radikal değişiklikler olacak ki gezegenimizde yaşayan tüm insanların hayatı derinden ve olumsuz bir yönde etkilenecek.

Bu değişikliklerin hızla yapılabilmesi içinde küresel ölçekte ekonomik ve siyasi gücü elinde tutan tarafların iş birliği yapması gerekmektedir. Bu sorun tüm insanlığın sorunudur ve çözümü de ancak ve ancak tüm insanlığın katılımı ile olabilir.

Her değişim, dönüşüm gibi bu süreçte tehditler ve fırsatlar içermektedir.

Özellikle ekonomisi petrol, doğal gaz, kömür gibi fosil kaynakların üretimi ve ihracatına bağlı ülkeler ile enerji üretiminde fosil yakıtlara aşırı bağımlı olan ülkeler bu süreçten en fazla etkilenen ülkeler olacaklardır.

Türkiye fosil enerji kaynakları açısından fakir fakat su, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından ise oldukça zengin bir ülkedir. Enerji üretim ve tüketimimizi bu teknolojilere ağırlık vererek gerçekleştirdiğimizde enerjide dışa bağımlılık sorunumuz sona erecektir. Enerji ithalatına son vermek hem dış ticaret ve hem de cari açığımızı, dolayısı ile döviz ihtiyacımızı kontrol edilebilir bir seviyeye çekecektir.

Türkiye eğer yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan teknolojilere yatırım yapar ve elektrikli araç dönüşümünü hızlıca başarırsa hem iklime ve hem de ekonomisine son derecede olumlu bir katkı sağlayacaktır.

Küresel ölçekte bu denli devrimsel dönüşümler her zaman olmaz, fakat olduğu zaman ekonomik, siyasi ve hatta askeri güç dengelerini dahi değiştirebilecek kadar derin ve kalıcı etkiler ortaya çıkar.

Umarım Türkiye'de iktidar iç siyasete yönelik ve seçim kazanmaya endekslenmiş kayıkçı kavgalarını bir yana bırakır da bu dönüşüme odaklanır, ülkemizi bu dönüşümün getireceği tehditlerden koruyacak, fırsatlardan yararlandıracak önlemleri almayı, politikaları uygulamayı başarır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları