Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

Çığ, Kızılay, Pegasus, Devenin boynu!

Van'ın Bahçesaray'da meydana gelen çığ felaketi tüm ülkeyi yasa boğmuştur. Çığ da deprem gibi bir doğa olayıdır. Tedbir alınmadığı sürece çığ da deprem gibi can almaya devam edecektir. Doğa olaylarına karşı gerekli tedbirleri almak, kişisel olarak hepimizin görevi olduğu gibi birinci derecede de devletin veya siyasi otoritenin işidir.

Van'ın Bahçesaray ilçesi yakınlarında bir minibüsün üzerine çığ düşmesi üzerine 5 kişi ölmüş, 9 kişi de yaralanmıştı. Çığ altında kalan iki kişinin aranmasına giden ekiplerin çokluğu ve tedbirsizliği sonucunda ikinci bir çığ felaketi yaşanmıştır. Toplamda çığ felaketinde 41 vatandaşımız çığ altında kalarak hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu olay da tedbirsizliğin sonucu olduğu apaçık ortadadır. Organize eksikliği, her grubun farklı yöntemlerle kurtarma çalışmalarına katılması can kaybının artmasında neden olmuştur.

Kızılay hadisesi de en az çığ felaketi kadar siyasi bir felakettir. Burada can kaybı yoktur, ama yasa ve kural tanımamazlık vardır. Kanuna arkadan dolanma vardır. Vergi kaçırma vardır. Velhasıl bu olayda her türlü dalga dubara mevcuttur. Kızılay'a şartlı bağış yapılabilir mi? Evet yapılabilir, ama vergi kaçırmak için şartlı bağış yapılamaz. Bir hayırsever vatandaşımız Kızılay'a şartlı bağış yapabilir. Bu şart ise şöyle olmaktadır: "Filanca yöredeki depremzedelere...", "Filanca okulun yapımında kullanılmak üzere...", "Filanca hastanenin yapımında kullanılmak üzere..." diye şart koyulabilir. Ama "Sen bu parayı filanca vakfa aktar..." diye şartlı bir bağış yapılamaz. Bu kanuna arkadan dolanmadır ve usulsüzlüktür. Yolsuzluğun başka bir çeşitidir.

Pegasus olayı ise ülkemiz için ayrı bir garabettir. Şöyle ki; Pegasus uçağının pist dışına çıktığı günden bir gün önce Ulaştırma Bakanı basın açıklamasında; Sabiha Gökçen Havalimanı'nın tek olan pistinin yorgun olduğunu açıklıyordu. Açıklamadan bir gün sonra da bu olay meydana gelmiştir. Sabiha Gökçen Havalimanı'na ikinci bir pistin yapımı adeta yılan hikayesine dönmüştür. Üçüncü Havalimanı yapılana kadar Sabiha Gökçen Havalimanı'nın ikinci pisti bitirilmiş olsaydı belkide bu kaza önlenebilirdi.

Pegasus olayına tekrar dönersek burada da bir skandal durum sözkonusudur. Tamam uçak kazası zaman zaman değişik nedenlerle olabilmektedir. Ancak Pegasus Hava Yolları'nın iki yıl içinde karıştığı üçüncü kazadır. Önceki günkü kazada 183 kişiden sadece 3 kişinin ölmesi büyük bir şans eseridir. Bu son kazada büyük bir ihtimalle pilotaj hatası olduğu görülmektedir. Henüz karakutu deşifresi yapılmamış, kaza kırım raporu çıkarılmamış ama kule ile pilot arasındaki konuşmalar basına yansıtıldı. Bu konuşmalardan anladığımız kadarı ile pilotun pisti pas geçmesi ve daha sakin bir havalimanına inmesi gerekirdi. İniş için kuyruk hava ölçümünün en üst limiti 15 NAT düzeyinde olması gerekirken kaza anında burada kuyruk hava ölçümünün 22 NAT düzeyinde olduğu açıklanmaktadır. Bu da bir pilotaj hatası olduğu fikrini kuvvetlendirmektedir.

Türkiye hiç haketmediği gibi olaylara düçar olmaktadır. Türkiye iyi idare edilmemektedir. Katılırsınız katılmazsınız. Bu benim şahsi görüşümdür. Her konuda, ama her konuda Türkiye'nin sinir katsayısı artmakta, devenin boynu gibi hiçbir konu doğru dürüst yapılmamaktadır. Hani deveye sormuşlar; "Boynun neden eğri?" O da "Nerem doğru ki" demiş. Aynen o hesap, neremiz ve hangi işimiz doğru ki?

Ne mutlu Türk'üm ve Müslümanım diyene ve diyebilene..

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları