Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

Bu ülkenin bir şeye ihtiyacı var "sevgi ve samimiyet" -1-

Türkiye'nin kim veya kimler tarafından yönetildiğinin pek önemi yok. Sonuçta uzaydan insan getirecek değiliz. Türkiye'nin mevcut yapısı içinde vatandaşa kendisini en iyi anlatan yönetime geçer. Ancak her kim olursa olsun. Miting meydanlarında başka, masaya oturunca başka konuşuyorsa burada bir samimiyetsizlik var demektir. Bu ülkenin samimiyete ve sevgiye ihtiyacı var.

Benim bazen dost sohbetlerinde sıkça kullandığım bir cümle var. Bu Japonlara veya Uzak Doğu'nun o cüce insanlarına kızıyorum. Her şeyi icat ettiler ama samimiyet ölçü cihazını henüz icat edemediler.

Her konuda samimiyet. Ailede, arkadaşlıkta, işte ve yöneticilikte samimiyet. Bunu biraz daha açarsak. Bir ailede eşler ve çocukları arasında samimiyet yoksa o ailede huzursuzluk vardır. Kargaşa vardır. Samimiyetin eş anlamlısı da güvendir. Samimi olmayan kişi zaten eşine ve çocuklarına da güven veremez. Bu kural çalışma hayatımız için de geçerlidir. Eğer bir çalışan amirine kendisini güvendirememişse, samimiyet duygularını işleyememişse ağzıyla kuş tutsa başarılı olamaz. Çünkü samimiyetsiz bir çalışanın, her an bir üst amirinin tüm dikkati o samimiyetsiz kişinin üzerinde olacağı için er veya geç bir yerde tökezleyecektir.

Bu kuralı siyaset ve devlet yönetimi için uyarladığımız zaman yine aynı durumla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Eğer bir siyasetçi meydanlarda başka, kazandıktan ve yönetimin başına geçtikten sonra başka konuşuyorsa burada bir samimiyetsizlik vardır. Artık o kendisine verilen güveni kaybetmiş demektir. Belki bu milleti bir süre süslü sözlerle kandırmaya devam edebilir. Ama bu samimiyetsiz tutumunuz devam ettiği sürece bir noktadan sonra vatandaş eline geçen ilk fırsatta sizi yakasından silkeleyip atacaktır. Bunun geçmişte örneklerini çok yaşadık.

Tarihî ders

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçim meydanlarında çok samimi bir portre çizdi ve seçimleri hem da iki kere kazandı. İmamoğlu isminin ilk aday olarak açıklandığı zaman kimse kendisine şans tanımıyordu. Hatta Cumhur İttifakı'nın lideri ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmamoğlu için kenar mahalle politikacısı diye alay etmişti ve gelip de İstanbul gibi bir Metropol şehrini mi yönetecekmiş diye dalga geçmişti. Kenar mahalle politikacısı 31 Mart'ta seçimi alnının akıyla kazandı ancak bunu hazmedemeyen Ak Parti ve küçük ortağı istemezüük dediler. İktidarın gücünü de kullanarak seçimin yenilenme kararını YSK'dan çıkarttılar. Vatandaş bu samimiyetsizliği ve resti gördü ve gereğini 23 Haziran seçimlerinde 13 binlik farkı 806 bine çıkararak İktidara ve küçük ortağına tarihî bir ders verdi.

İstanbul seçiminin tekrarını Ak Parti'den daha çok küçük ortağı MHP istemişti. Hatta Sayın Bahçeli tüm teşkilatıyla mitili İstanbul'a atacağını ilan etmişti. 50 günde toplam 2 defa İstanbul'a giden Bahçeli orada da teşkilat görüşmeleriyle geçiştirmişti. Kürt vatandaşlarımızı ürkütmemek için kendisine, sen İstanbul'dan uzakta dur denildi. Saray'ın bahçevanı ise bu talimatı harfiyen uyguladı. Seçimlerde gösterdikleri samimiyetsizliklerin cevabını sandıkta aldılar. Sayın Devlet Bahçeli'nin samimiyetsizliği Sayın Meral Akşener'in Genel Başkanlık yarışında da sergilenmişti. Tamam kongreye gidiyoruz dedi ve tarih bile vermişti. Sonra ne oldu. Tosya ve Gemerek ilçe mahkemelerinden çıkardığı kuralsız ve hukuksuz kararlar eline geçince verdiği kongre tarihini de iptal etmişti.

İktidar Dış İşlerinde gösterdiği samimiyetsizliği içeride ekonomi konusunda da göstermektedir. G20 zirvesinde sergilenen rezaleti Türk kamuoyuna bir başarı gibi göstermeye çalışmak samimiyetsizliğin zirve yaptığı noktadır.

Trump ne demişti G20 Zirvesinde;

"ABD Başkanı Trump, Türk heyetine bakarak, 'Bakın, şu insanlara bakın.. Onlarla anlaşmak çok kolay.. Hiçbir Hollywood setinde bu kadar güzel insanı birarada bulamazsınız..' diyerek övdü..."

Övdü mü sövdü mü bunun analizini okuyucularımızın ferasetine bırakıyorum.

Bana göre Trump, Türk heyetiyle resmen alay etmiştir. Yandaş medya ise bu alaycı bakışı Türk kamuoyuna bir övgü olarak lanse etmiştir. Bu samimiyetsizlik iktidarda olduğu gibi iktidarı destekleyen basında da fazlasıyla görmekteyiz.(Devam edecek

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları