Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, Türkiye'de dönen kent ve imar rantının aslan payı İstanbul'da dönmektedir.
Bariz bir örnek olarak İstanbul Başakşehir'de ortaya çıkan tuhaf bir rant hikayesi var, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu KİPTAŞ'ın üzerine bir konut projesi bina etmek üzere almaya karar verdiği bir araziyi satın alıp 4 gün sonra milyonlarca lira farkla KİPTAŞ'a sattığını söylediği şirketin adını açıkladı. İmamoğlu, 'uyanık' diye nitelendirdiği bu şirketin adının Atmaca Gayrimenkul olduğunu söyledi.
İmamoğlu'nun paylaştığı bilgilere göre, 2015 yılının son günlerinde KİPTAŞ Yönetim Kurulu, 300-400 konutluk Başakşehir Vaditepe projesi'nin yapılması yönünde bir karar alıyor. Bu karardan hemen sonra 7 Ocak 2016'da projenin yapılacağı arazinin yarısını Atmaca Gayrimenkul satın alıyor.
Atmaca Gayrimenkul, araziyi satın aldığı Nurol İnşaat'a 49 milyon 566 bin lira ödeme yapıyor. Atmaca Gayrimenkul, araziyi satın aldıktan sadece 4 gün sonra, aynı araziyi 11 Ocak 2016'da 130 milyon 500 bin lira karşılığında İBB iştiraki KİPTAŞ'a satıyor. Aradaki kazanç tamı tamına 80 milyon 934 bin lira. Allah bin bereket versin, dört günde iyi para güle güle harcasınlar ne diyeyim...
Arazinin geri kalanı ise MFA Gayrimenkul'e ait. İBB, bahse konu arazi için MFA Gayrimenkul'e de 130 milyon 500 bin lira ödeme yapıyor.
KİPTAŞ ayrıca, arazinin alımı ve projelendirmesi için de harcama yapıyor. KİPTAŞ'ın yaptığı bu harcama ise, İBB kayıtlarına göre 17 milyon 502 bin lira.
Diğer harcamalarla birlikte o dönem İBB'nin kasasından toplamda 325 milyon lira çıktığı belirtiliyor.
Bu ticaretin çok garip bir iş olduğunu anlamak için allâme-i cihan olmaya falan gerek yok işin içinde bir şeyler döndüğünü herkes kolayca düşünebilir.
Konu hakkında konuşan CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat'da, bu alım satım ile ilgili olarak soruşturulması gereken bir ilişkiler ağı ve muhtemel bir "insider trading" yani içeriden bilgi sahibi olanların ticaretine yönelik suç kapsamında bir eylem olduğunu ifade etmektedir.
Bu arsa ile ilgili anormallikler ne yazık ki burada, bu alım satım anında da bitmiyor.
Malum İstanbul'da yapılan yerel seçimler sonucunda yönetim el değiştiriyor, Büyükşehir Belediye Başkanlığını tekrarlanan seçim sonrasında Millet İttifakının adayı Ekrem İmamoğlu kazanıyor, Meclis üyeliğinde ise çoğunluk Millet İttifakının değil Cumhur İttifakının elinde kalıyor.
İşte tam bu noktada sanırım dünya tarihinde eşi benzeri görülmedik bir tuhaflık ortaya çıkıyor 23 Haziran 2019'de tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin seçimlerinin ardından, yaklaşık 325 milyon lira harcanan projenin bulunduğu arazi, 2019 yılının sonunda İBB Meclisi'nin AK Partili üyeleri tarafından verilen teklifin oylanması ve kabul edilmesi sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde alınan bir karar uyarınca yeşil alan ilan ediliyor...
İnşaat yapmak için alınan ve onca masraf yapılan arazi bir oylama ile anında yeşil alana dönüşüyor.
Dolayısı ile bu arazinin sadece alım satımında bir tuhaflık yok, görünen o ki organize bir sabotaj ile kamu kaynaklarının heder edilmesi ve kamunun zarara uğratılması da var.
Bakın sevgili okurlarım sadece Ekrem İmamoğlu'nun elini kolunu bağlamak, ona iş yaptırmamak ve siyaseten mevzi kazanabilmek için, bile bile kamu zararına yol açmak böyle bir projeyi engellemek kabul edilebilir bir şey değildir.
Türkiye'de kentsel rant üzerinden devşirilen ekonomik ve siyasi güç hem kentlere ve hem de ekonomiye çok ciddi bir şekilde zarar vermektedir.
Bu arazi ile ilgili tuhaflıklar ne yazık ki burada da kalmıyor, görünen o ki ortada bariz bir suç olasılığı var, konunun açık ve şeffaf bir şekilde soruşturulması gerekiyor.
Ekrem İmamoğlu, bir soruşturma süreci başlattıklarını ve bir suç duyurusunda bulunduklarını, fakat bu gelişme üzerine İçişleri Bakanlığı'nın, "Sen buraları soruşturamazsın, ver o dosyayı, ben soruşturacağım" dediğini belirtiyor.
Görüldüğü kadarıyla o dosyalar şimdi İçişleri Bakanlığı müfettişlerinde; bakalım, akıbetleri ne olacak?
