Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

Bu dünyada hiç kimse 'lâyüsel' değildir!

Sayın Cumhurbaşkanı yine çok ilginç laflar etmiş. Kendine has üslubu ile genç yaşta evliliği tavsiye etmiş, hâkim ve savcılara talimatla yön vermeye çalışmıştır.

Bu lafları söyleyen kim olursa olsun, Cumhurbaşkanı da olsa eleştiri konusu olacaktır. Ne demek genç yaşta evlilik. Bu konu çok hassas bir konudur. Kaldı ki Türkiye'de uzun zamandır çocuk evlilikleri tartışma konusudur. Bazı kendini entelektül veya hoca zanneden sapkın kişiler zaten 6 yaşından sonra evliliklerin olabileceğini ifade ettikleri bir ortamda genç evlilikleri teşvik etmek pek ala yanlış anlaşılmalara yol açabilecek bir durumdur. Biz öncelikle çocuk yaşta evliliklere, daha çok çocuk gelinler konusunu çözmeden böyle genç evlilikleri teşvik etmenin doğru olmadığını düşünüyoruz.

Bizim Türkçemizde 'Vur deyince öldür anladı' diye bir söz vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu sözünü kendisine referans edecek o kadar sapkın kişi çıkabilir ki, çocuk yaşta evlilikleri meşru sayacaklardır. Bu çok tehlikeli bir açıklamadır. Sayın Cumhurbaşkanı belki çok iyi niyetle söylese bile bu işe teşne o kadar abazan ve sapkın kişiler aramızda dolaşırken bu söz çok yanlış mecralara çekilebilir.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın en manidar açıklaması de hukukçularla ilgili olanı idi. Ne diyordu Cumhurbaşkanı; "Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanınıza kulak verin"

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım derim. Kanunların olmadığı bir yerde dağ kanunları geçer.

Sayın Cumhurbaşkanı genç yaşta evliliği teşvik eden sözünden sonra hukukçulara hitap ederken bize göre çok daha tehlikeli bir cümle sarf etmiştir. Hukukçular, Türk Milleti adına karar verirken ilk müracaat ettikleri merci Mer'i kanunlarımızdır. Kanunlar bir toplumun düzenli yönetilmesi için çıkarılmış kurallar manzumesidir. Eğer siz kanunları hiçe sayarak kendi kurallarınızı uygulamaya kalkarsanız o toplumda kargaşa ve düzensizlikler baş gösterecektir. Kanunlar hepimizin uyması gereken kurallardır. Dahası kanunlar sana göre veya bana göre diye kategorize edilemez. Kanunlar herkese eşit uygulanmak durumundadır.

Hâkim ve savcılara hitaben; 'Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanlarınıza kulak verin' ne demek? Bu laf çok tehlikelidir. Bundan sonra hâkim ve savcılar kendi dünya görüşleri doğrultusunda karar verirlerse, gerekçe olarak da Sayın Erdoğan'ın sözlerini kendilerine paravan yapabilirler. Efendim benim vicdanım böyle diyor, bak Cumhurbaşkanımız da bize vicdanınıza danışın dedi diyebilirler. Bu ise toplumda içinden çıkılmaz bir kargaşanın kapısını aralayacaktır. Kanunlarımız savcı ve hâkimlere yeteri kadar zaten vicdanlarını kullanma konusunda bir tolerans bırakmıştır. Bugüne kadar yasalar bu şekilde uygulanmıştır. Örnek verirsek bir mahkûmun hakkında iyi hal durumunu tayin etmek o hâkimin tamamen vicdanî kararıdır. İsterse iyi hâl durumunu uygulamayabilir. Başka bir şekilde ise; bir suçlunun tutuklanması veya tutuklanmaması konusunda savcı veya hâkim o andaki kanun maddelerine bakar ve vicdanî kanaatini de katarak ya tutuklanmasına karar verir veya denetimli serbestlik maddesini uygulayarak serbest bırakır.

Aynı suçu işleyen iki kişiden birisi tutuklanırken, diğeri serbest kalıyorsa bu o savcı veya hâkimin vicdanî kararından kaynaklanmaktadır.

Son söz olarak tekrar ediyorum; Savcı ve hâkimlerimiz, kanun ve yasaları uygularken yeteri kadar zaten vicdanî kanaatlerini kullanıyorlar. Hâkim ve savcılara siz kanunlara bakmayın, vicdanınızı dinleyin demek, birlikte yaşadığımız topluma yapılabilecek en büyük kötülüktür. Yapmayın Sayın Cumhurbaşkanım. Bu, yaşadığımız toplumda kargaşa demektir. Yasalara itaatsizlik demektir. Bu güzel ülkemize kıymayın.

Ne mutlu Türk'üm ve Müslümanım diyene, ve diyebilene..

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları