"Bireysel bir eylem olarak göremeyiz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısına ilişkin, "Yeni Zelanda'da bir ırkçı, mülteci düşmanı, sapık terörist, Müslüman kardeşlerimiz cuma namazı kılarken onlara saldırdı ve kardeşlerimizi ibadet esnasında şehit etti. Maalesef dünyada ırkçılık, İslamofobi artış gösteriyor. Her gün din kardeşlerimize, dindaşlarımıza yapılan yeni bir saldırıyı haberlerde okuyoruz." dedi.
Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen "Sektörel sorunlar ve çözümler" konulu toplantıda konuşan Varank, Yeni Zelanda'da yaşanan saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
İslamafobinin gün geçtikçe arttığına işaret ederek, teröristin saldırı öncesi yaptığı paylaşımları değerlendiren Varank, şöyle konuştu:
"Yeni Zelanda'da bir ırkçı, mülteci düşmanı, sapık terörist, Müslüman kardeşlerimiz cuma namazı kılarken onlara saldırdı ve kardeşlerimizi ibadet esnasında şehit etti. Maalesef dünyada ırkçılık, İslamofobi artış gösteriyor. Her gün din kardeşlerimize, dindaşlarımıza yapılan yeni bir saldırıyı haberlerde okuyoruz. Bu sapık terörist, bu saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir manifesto bırakmış. Bu terörist şöyle yazmış, 'Bizim en eski düşmanımız Türkler'in lideri Erdoğan'ı öldürmemiz lazım' diyor. Yine bu kişi, 'Türkler, Müslümanlar boğazın doğu tarafında yaşayabilirler ama boğazın batı tarafına geçerlerse biz gelip onların tüm camilerini, minarelerini yıkacağız ve bir gün gelecek, Ayasofya'daki o minarelerden kurtulacağız.' diyor. Buradaki ırkçılığı, düşmanlığı hissediyorsunuz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sık sık dile getirdiği "beka" meselesinin önemine dikkati çeken Varank, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız sıklıkla bir beka meselesinden bahsediyor. Bazıları 'bu beka meselesi' neymiş diyorlar. Ama işte bugün bunun ne olduğunu görmüş olduk. Bizim buradaki mesuliyetimizden, bu topraklardaki mevcudiyetimizden yüzyıllardır rahatsız olanlar var. Onun için, yerli yersiz ülkemize ve Cumhurbaşkanımız'a saldırıyorlar. Ama ben biliyorum ki sizler her zaman devletimizin, milletimizin, bayrağımızın yanında olacaksınız ve her zaman Sayın Cumhurbaşkanımız'a sahip çıkacaksınız."
Nevşehir'in Acıgöl ilçesinde halka hitap eden Varank, Yeni Zelanda'da 49 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Uzun yıllardır Filistinli vatandaşlara İsrail'in uyguladığı zulmü anımsatan Varank, Türkiye'nin tüm mazlumlara destek olmaya çalıştığını dile getirdi.
Batılı devletlerin zulümler karşısındaki sessizliklerine dikkati çeken Varank, şöyle konuştu:
"Bu eylemi bireysel bir eylem olarak göremeyiz. Dünyada maalesef İslamofobi düşmanlığı, ırkçılık çok yaygın bir şekilde artarak devam ediyor. Bunu körükleyen Batılı devletler, Batılı ideologlar var. Neredeyse her gün dindaşlarımıza yapılan saldırıları okuyoruz. Sözüm ona demokrasi havarisi Batı'dan bu zalim saldırılara karşı herhangi bir tepki görmüyoruz. Bunları durdurmak üzere bir aksiyon göremiyoruz. Yeni Zelanda'daki bu terörist saldırısı öncesi bir manifesto yayınlıyor. O belgede şunları ifade ediyor. 'Bizim ezeli düşmanımız Türklerin lideri Erdoğan'ı öldürmemiz lazım. Bizim Ayasofya'yı tekrar kendimize alarak o minarelerden kurtulmamız lazım. Türklerin boğazın doğu tarafından yaşamaya hakkı var ama eğer boğazın batı tarafına yani Avrupa'ya geçerlerse, biz gideceğiz onların minarelerini, camilerini yerle bir edeceğiz.' Burada hastalıklı bir zihinle karşı karşıyayız."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tüm mazlumların liderliğini yaptığını, sessiz yığınların sesi olduğunu dile getiren Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye nasıl bütün dünya coğrafyalarında mazlumlara sahip olmak için elinden gelen gayreti gösteriyorsa, ceddimiz bu uygulamaları yüzyıllardır bu topraklarda uyguladılar. Bize tarihimizle övüneceğimiz bir miras bıraktılar. Dolasıyla bu hastalıklı ruh halinin, bu İslam düşmanlığının bizimle sorunu var. Bu topraklarda bizim bayrağımızın dalgalanmasıyla, bu topraklardaki minarelerle, ezan sesiyle zoru var. Ama ben biliyorum ki sizler bu topraklarda ezanı susturmayacak, bayrağı indirmeyeceksiniz. Sayın Cumhurbaşkanımızın arkasında dimdik duracak ve ona sahip çıkacaksınız. Çünkü biz bayrağımız için, vatanımız için gözümüzü kırpmadan canımızı feda etmeye hazırız. Bunu zaten sizler 15 Temmuz'da gösterdiniz. O hain darbe girişiminde yine sizler sokağa çıktınız. Sayın Cumhurbaşkanımızın arkasında dimdik durdunuz. O da darbe yapmaya çalışan teröristlerin hakkından geldi. Allah sizlerden razı olsun."
