Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Avrasyacılık ve Batı Düşmanlığı

Avrasyacılık kavramı ilk olarak 20. yüzyılın başında 1917 Ekim Devrimi ve  Rus İç Savaşı sonrasında Rus İmparatorluğu''ndan göç eden ve dönemin Bolşevik yönetimine muhalif olan Beyaz Ruslar için kullanılan bir terimdi. Birçok Rus Beyaz Ordu''ya katılmış ya da desteklemiş olup bu terim rejimin değişmesi nedeniyle ülkeyi terk eden herkes için yaygın olarak kullanılmıştır.

1917 Ekim Devrimi ve  Rus İç Savaşı sonrasında Beyaz Rus olarak adlandırılan göçmenler arasında ortaya çıkan bu siyasi harekete yani Avrasyacılara göre Rus toplumu ve uygarlığı Avrupa''nın değil, Avrasya''nın jeopolitik konseptine aittir.

1991''de SSCB''nin çöküp, komünist rejimin sona ermesi ve Varşova paktının dağılmasından sonra, Avrasyacılık Rus Politikacı Aleksandr Dugin tarafından kurulan Avrasya Partisi adını taşıyan yeni bir siyasi hareketin ideolojik çizgisi oldu.

1990''ların sonundan bu yana Avrasyacılık, Türkiye''de de özellikle ulusalcı çevreler arasında ciddi manada taraftar kazanmıştır. Türkiye''de de bu görüşü savunanların önde gelen ismi Dugin''le ilişkili en tanınmış politikacılardan olan Vatan Partisi''nin lideri Doğu Perinçek''tir. Doğal olarak burada bahse konu olan toplum ve uygarlık Türk toplumu ve uygarlığıdır bu görüşe göre Türk toplumu ve uygarlığı Avrupa''nın değil, Avrasya''nın jeopolitik konseptine aittir.

Yakın dönem Türk siyasetini inceleyen birçok uzman, Ergenekon davasında adı geçen Türk ordusunun üyeleriyle de bağlantılı olan milliyetçi ve laik seçkinlerin Avrasyacılarla yakın ideolojik ve siyasi bağları olduğunu düşünmektedirler.

Avrasyacılar Amerika''yı batı uygarlığını ve NATO''yu şeytanlaştırarak her kötülüğün arkasında bu kesimin olduğunu öne sürerek Türkiye''nin batı blokundan koparak ve NATO''dan ayrılarak Avrasya''daki başat güçlerle ittifak yapmasını önemser ve savunurlar. Türkiye''nin AB yerine Şanghay İşbirliği Örgütü gibi kurumsal yapılara üye olmasını isterler. Batı bloku yerine Rusya, Çin, İran gibi ülkeler ile bir arada hareket etmesi gerektiğini söylerler.

Türkiye''de Kemalist, ulusalcı, laik ve modern kesimde bu görüş düşünüldüğünden daha yaygındır. Bunun birçok sebebi var ama en önemli sebebi ABD''nin yıllar boyunca, Türkiye''de Siyasi İslamcıları iktidara getirmek ve burada tutmak için gösterdiği ve Türkiye''nin çağdaşlaşmasına engel olduğu, laikliğe tehdit teşkil ettiği düşünülen faaliyetlerdir. Bu faaliyetlere tepki duyan birçok Kemalist ve Ulusalcı Siyasi İslamcı sağ iktidarlara olan tepkisini doğrudan Amerika ve NATO''ya yöneltmektedir.

AB üyeliği sürecinde Türkiye''nin ötekileştirilmesi, Kıbrıs Harekâtında yaşananlar, PKK ve YPG gibi örgütlere Amerika ve batının verdiği destekler bu kesimde hep tepkiye neden olmuştur.

Aslında bir manada düşmanımın düşmanı dostumdur zihniyeti ile hareket eden ya da yönlendirilen bu kesimde ortaya çıkan Amerikan ve batı karşıtlığı Rus Diktatörü Putin''in Ukrayna''ya saldırısında bile saldırıya uğrayan tarafta yer almalarını engelleyecek düzeye ulaşmıştır.

Avrasyacı kesimde gözlemlenen bir diğer düşünce biçimi ise aşırı devletçi olmaları ve demokrasiye mesafeli durmalarıdır. Dikkat edilirse batı demokrasilerini küçümseyen ve suçlayan görüşleri iş doğu diktatörlüklerine geldiğinde büyük bir çifte standarda dönüşmektedir. Konuşmalarında doğu diktatörlüklerinin insan hak ve özgürlüklerini vahim miktarda ihlal eden eylem ve söylemlerini mazur ve meşru gösterecek söylemler ortaya atılmaktadır.

Örneğin batı için sık sık suçlayıcı bir şekilde kullanılan emperyalizm kavramı iş Rus ya da Çin emperyalizmine gelince tavsamaktadır. Mesela Rusya''nın büyük bir kesimini oluşturan Türk coğrafyasında Rusların emperyalist işgal ve ilhakı hiç eleştiri konusu yapılmamaktadır. Amerika''nın Kızılderilileri nasıl katlettiğini, topraklarını nasıl işgal ettiğini anlatarak eleştiren bu kesim iş Rusya''nın Türk topraklarını işgaline gelince sessizliğe bürünmektedir.

Sonuç olarak Avrasyacı düşünce biçimi demokrasiye ve batı değerlerine düşman diktatörlüklere hayran tepkisel bir etki yaratmaktadır ve bu Türkiye''nin Türk demokrasisinin geleceği için son derecede tehlikelidir.

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları