Geçmiş yazılarımızda da bu konuya değinmiştik. Bazen çok merak ediyorum. Türkiye'de olduğu gibi dünyanın başka hangi ülkesinde yaşadığı ülkenin kurucusuna hainlik ve düşmanlık besleyen başka bir millet var mı diye çoğu kez sorduğumuz bir sorudur. Bilen varsa söylesin. Ben hatırlamıyorum ve araştırmalarım sonucu bulamadım.
Türkiye'de sistemli olarak bu ülkenin kurucu lideri Gazi Mustafa Atatürk'e düşmanlık ve hainlik yapılmaktadır. Atatürk ilke ve inkılapları kanunla koruma altına alınmasına rağmen Atatürk düşmanları zaman zaman görevdeki iktidar mensuplarının da görmezden gelmeleri ve kanunu uygulamamaları nedeniyle şimartılmış ve bazen de taltif edilmişlerdir.
Atatürk aleyhine işlenen suçlarla ilgili 1951 yılında çıkarılmış bir yaşa mevcuttur. Bir yasa kaldırılmadığı sürece uygulamada demektir. Yasa uygulamada ama uygulayıcılar yasayı yeteri kadar dikkate almadıkları ve bu yasaya aykırı yapılan işlemleri görmezden gelince bu rezaletlerin ardı arkası alınamamaktadır.
5816 numaralı, "Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Kanunu" 25 Temmuz 1951'de dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından kabul edilmiş ve 31 Temmuz 1951'de de Resmi Gazete tarafından da yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 5816 numaralı bu kanunda 5 madde bulunmaktadır.
Şimdi burada bu yasaya karşı işlenen suçları saymaya kalksam kalınca bir kitap halini alacaktır. O nedenle daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Ama Atatürk'ün Samsun Onur Anıtı'na yapılan saldırıyı da görmeden geçemeyiz. Samsun Atatürk Anıtına saldıranları yapanlar bir gün önceden saldırıyı nasıl ve ne şekilde yapacakrlarının provasını yapmışlar. Ancak Samsun Emniyeti ve zabıtalar hiç mi görmediler. Burada emniyetin zafiyeti ortaya çıkmaktadır. Bu saldırıların olabileceği önceden öngörülerek tedbirler alınabilirdi. Ama yukarıda da zikrettiğimiz gibi zaman zaman bu meczuplar görevdeki iktidarların bakış açısına göre hareketlerinin dozunu artırabilmektedirler. Maalesef Ak Parti iktidarları da bu meczuplara karşı kör ve sağır kalmayı tercih etmişlerdir.
Gelelik Samsun Onur Anıtı'na yapılan saldırıya. Saldırıyı yapan Celal Rahman Fidan isimli şahıs benim halen ikametim olan Kalkancı mahallesinde Fidan Yapı diye bir yapı malzemeleri satışı yapan ticarethanenin sahibidir. Çok yakın komşumuz olmaktadırlar. Fidan Yapı, 2016 yılında açıldı. Açıldığı günden beri sürekli ilişki ve alışveriş yaptığımız bir işyeri idi. Rahman ve kardeşi L….'la birlikte çok efendi ve son derece saygın bir kişilik olarak tanımıştık. Halim selim kendi halinde müşteriye son derece saygılı beyefendi insanlardı. Özellikle de Rahman'ın böyle bir eylem yapacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. İlk duyduğumda inanamadım. Emniyetin yayınladığı resim maalesef Rahman'dı. Meğer o mazbut görüntünün arkasında başka bir kişilik saklanmakta imiş ama biz anlayamamışız. Emniyetin verdiği bilgiye göre geçmişte işlediği 9 ayrı suçu da bulunmakta idi. Adeta suç makinası olan şahısla çok yakın bir temas halinde olduğumuzun farkında bile olamamıştık. Doğrudur, yanlıştır Rahman'ın Menzilci olarak bilinen cemaate mensup olduğu da verilen bilgiler arasında.
Bu ülkenin kurucu önderine duyulan bu kin ve nefret duygusu duyanlar, Kurtuluş Savaşında mağlup olan İngiliz, Fransız ve Yunan artıklarının Türkiye'de kalan uzantılarıdır. Neyzen Tevfik 'Şerefsiz' şiirinde bu meczuplara ne de güzel seslenmişti.
Ne ararsın tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa sana bir zararı içerim.
İkimizde gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim!
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.
İşgaldeki hali sakın unutma!
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın ama,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz!
Neyzen Tevfik
Atatürk büst ve heykellerine yapılan bu saldırı ne ilkti ne de son olacaktır. Meczuplar zaman ve zemin bulduklarında ilk fırsatta hainliklerini göstereceklerdir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Önemli olan bu meczuplara karşı devletin güvenlik güçlerinin zinde ve uyanık olmaları gerekmektedir.Köpek köpekliğini yapacak, ancak bizler de kendimizi ısırttırmayacağız…!
NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE
