Bakın bu salgın bitmedi, kesinlikle rehavete kapılmamak tedbirleri boşlamamak, virüs ortada yokmuş gibi davranmamak lazım.

Araştırma ve deneyler sürmekte olsa da, Covid 19 salgınına karşı etkin bir tedavi yöntemi ve yahut ilaç halihazırda bulunabilmiş değil. Elimizdeki tek silah önlemler ve aşı.

Bütün araştırmalar elimizdeki aşıların hastalığa yakalanma olasılığını belirgin bir şekilde azalttığını ve hastalananların da hastahanelik olmasını çok büyük ölçüde engellediğini açık ve net olarak göstermektedir.

Bir çok kişinin zihninde aşıların etkileri ve istenmeyen yan etkileri hakkında tereddütler oluşmuş durumda. Ne yazık ki ortalık bilgi kirliliğinden geçilmiyor herhangi bir bilimsel bilgi ya da araştırmaya dayanmayan bir sürü iddia ortada uçuşup duruyor insanları tereddüde sürüklüyor. Sadece Türkiye'de değil bir çok ülkede aşıya erişim sorunu çözülse dahi kişilerin aşı yaptırmaya karşı direnç göstermesi yüzünden toplum bağışıklığını sağlayabilecek düzeyde bir aşılama yapılamamış durumda.

Ülkemizde ise zaten bir aşıya erişim sorunu var fakat aynı zamanda randevu sırası geldiği halde aşı randevusu almayan ve yahut da aşı randevusu almış olduğu halde randevusuna gelip aşı vurdurmayan oldukça önemli bir kesim var.

Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Covid Aşı Tablosu verilerine göre, 09 Haziran 2021, itibariyle 2 doz aşısı yapılan insan sayısı sadece 13.337.180 kişidir. Vaka sayısı ise halen günlük 6 bin kişinin üzerinde seyretmektedir.

TÜİK verilerine göre, Türkiye'nin nüfusu yaklaşık 83 milyon kişidir. Ülkemizde yaşayan yabancılar, göçmen ve mülteciler ile birlikte hesap ettiğimizde yaklaşık 90 milyonluk nüfusun sadece 13 milyon 337 bin kişisine çift doz aşı yapılabilmiş bulunmaktadır. Bu seviye nüfusumuzun sadece ve sadece yüzde 15'i civarında bir aşılamaya karşılık gelmektedir. Toplumsal bağışıklık kazanabilmek için bu seviyenin çok ama çok yetersiz olduğu açıktır.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde "Salgını yenebilmek için etkili bir aşılama oranına ulaşmak zorundayız. Sırası gelen vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyorum" demişti. Maalesef o günden bugüne geçen sürede bu sözlerin çok da etkili olmadığını gözlemlemekteyiz.

Aşı karşıtlığı sorunu elbette sadece Türkiye'nin sorunu değil küresel bir sorun. BÜ öğretim üyesi Ceylan Engin'in İtalya'da aşı karşıtlığı üzerine yürüttüğü araştırmaya göre aşıya en çok karşı olanlar daha az eğitimli ve 25-34 yaş aralığında olanlar. Engin, aşı karşıtlığının Covid-19 pandemisinden önce de özellikle gelişmiş ülkelerde yükselmeye başlamış olduğunu vurguluyor.

Sözcü gazetesinde yayınlanan bir habere göre, ABD'nin California eyaletine bağlı Los Angeles şehrinde Dodger Stadyumu aşılama merkezi olarak dizayn edilmişti. Bu merkez ABD'nin bir günde en çok aşı yapılan merkezlerinden biri. Ancak ABD'nin en büyük aşı merkezlerinden biri olan bu stadyum geçtiğimiz günlerde aşı karşıtı protestolara sahne oldu. Protestocuların, hazırladıkları pankartlara, "Covid= Dolandırıcılık, Laboratuvar faresi olma" gibi yazılar yazdıkları görülmüştü.

Amerika'da toplumu aşılamaya yöneltmek amacıyla ilginç kampanyalar da gözlemleniyor Euronews'de yayınlanan bir habere göre, ABD'de Washington eyaleti, nüfusunun daha fazlasını aşılama stratejisinin bir parçası olarak, Covid-19 aşısı yaptıran yetişkinlere yasal işletmelerden ücretsiz esrar almalarına izin verecek. Esrar promosyonu sunan tek eyalet Washington da değil. Geçtiğimiz ay Arizona'da bir klinik de aşı olan 21 yaş ve üstü Arizonalılara ücretsiz esrar sağlayan benzer bir kampanya düzenledi.

ABD'de aşılama hızı nisan ortasında sert bir şekilde düşmeye başladığından beri, eyaletler ve şehirler farklı kampanyalarla nüfusu aşılamaya çalışıyor. New Jersey'de aşı olana bedava bira verilirken, New York ve Ohio'da tam kapsamlı üniversite bursu için çekiliş gibi promosyonlar yapıldı.

Sonuç olarak Türkiye'de hem aşı teminini ve hem de aşılama çalışmalarını hızlandırmalıyız. Aşı karşıtlığını veyahut da aşı ile ilgili tereddütleri giderecek çalışmalar da acilen yapılmalıdır. Demedi demeyin, bu yaz da kaybedilirse başta turizm olmak üzere bir çok sektörün ayakta kalması imkansız gibi görülmektedir.