Halkımızın canı burnunda, salgın nedeniyle yaşanan sorun ve sıkıntılar kar topu gibi büyüyor. Bir tarafta iç içe kongre, toplantı  yapanlar, diğer tarafta aylardır burnunu dışarı çıkaramayanlar. Ekonomik sorunlarla boğuşanlar, işsizler. İşini kaybeden, borçlanan, dükkanı kapalı esnaf ve kayıt dışı çalışıp işsiz kalanlar.  Okula gönderilemeyen çocuklarımızın sıkıntısı. Çalışmak zorunda olup, metrobüs, minibüs kalabalığına katlanmak zorunda olanlar ve bunlar yetmiyormuş gibi, yeter artık dedirten, halkın sabrını taşıran zamlar...

Kaç yıldır üzerimize çökmüş kara bulutlardan bir türlü kurtulamadık. Halk gerçekten çok mutsuz. Derdini anlatacağı kimsesi de yok. "Eve ekmek götüremiyoruz" diyenin aldığı cevap; "abartıyorsun" olmuş, keyif çayına kanaat etmek zorunda kalmıştı.

Tuzu kuru olanlar da var mutlaka; ama halkın geneli, sessiz çoğunluk, her bakımdan can sıkıcı sorunlar yaşıyor.

Çarşıya pazara gelen zamlar yetmedi, kış günü elektrik, doğal gaza zam yapıldı. O da yetmiyormuş gibi şimdi de Özel İletişim Vergileri artırıldı.

1999 yılında yaşanan Marmara Depremi'nden sonra hayata geçirilen deprem vergisi olarak bilinen Özel İletişim Vergisi, Cumhurbaşkanlığı kararıyla zamlandı. İletişim hizmetlerine uygulanan Özel İletişim Vergisi (ÖİV) oranları yüzde 7,5 iken 10 olarak tespit edildi.

İnsanların sabrını taşıran zamlardan sonra aklımıza ister istemez Padişah hikayeleri geliyor. Hikaye bu ya...

Padişahın biri yeni vergiler koyduğunda ya da vergileri artırdığında Sadrazamı halkın arasına yollar, "git bakalım halkın tepkisi nasıl, öğren bana bilgi ver" dermiş.

Sadrazam halkın arasına karışıp tepkilere bakıp Padişaha anlatırmış.

Birincisinde "Padişahım halkın yüzü gülmüyor, herkes gergin" demiş.

Padişah, "sorun yok, yeni zamları yapabilirsiniz" cevabını vermiş.

İkincisinde "Padişahım halk homurdanıyor, kimseye bir şey sorulmuyor artık zam yapmasak" demiş.

Padişah, "sorun yok, yeni zamları yapabilirsiniz" demiş.

Üçüncüsünde "Padişahım halktan tek kelime çıkmıyor, derin bir sessizlik var" demiş.

Padişah, yine aynı cevabı vermiş "sorun yok, yeni zamları yapabilirsiniz."

Dördüncüsünde Sadrazam gözlerine inanamamış, bütün halk sokaklarda halay çekip çalgı çengi oynuyormuş.

Sadrazam, Padişah'a "Padişahım yeni zam yapabilirsiniz, halk sokaklarda halay çekip oynuyor, zamlar kimsenin umurunda değil" deyince, Padişah, "aman ha! Sakın zam falan yapmayın, bu halk bundan sonra her şeyi yapabilir, zamları hemen geri çekelim" demiş.

Bence de aman ha!

Vatandaşın sabrı kalmadı...