Özellikle muhalif kesimde ciddi bir hayal kırıklığı gözlemliyorum. Neredeyse oturup karalar bağlayacaklar.

Bakın bu gerçekten de son derecede şaşkınlık verici bir durum!

Öncelikle şunu söyleyeyim Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazananı muhalefet blokudur. Kemal Kılıçdaroğlu, Sinan Oğan ve Muharrem İnce'ye yani muhalif bloka verilen toplam oy yüzde 50+1 seviyesini tutturmuş bulunmaktadır.

Hâlbuki durmadan girdiği her seçimi kazanmakla övünen Recep Bey, yüzde 50+1'i bulamamış ve girdiği bu seçimi kazanamamış bulunmaktadır.

Üstelik sadece cumhurbaşkanlığı seçimini en azından ilk turda kazanamamış da değil, AKP olarak hem Meclis çoğunluğu yok ve hem de AKP oylarında son derecede ciddi bir düşüş var.

Tamam, belki beklendiği kadar büyük bir düşüş yok velakin düşüş var mı var.

Unutmayın AKP, Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığındaki 2015 Kasım seçimlerinde yüzde 49,50 oranında bir oy almıştı ve bu oy oranı bize AKP'nin zirvesini göstermektedir.

2018 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Recep Tayyip Erdoğan ilk turda 26.330.823 oy ve yüzde 52.59 oy oranıyla cumhurbaşkanı seçilebilmişti. Bu da Erdoğan'ın rekoru olmuştu.

Bugün Erdoğan'ın oyu ilk turda yüzde 49.42'ye düşmüş bulunmaktadır.

2018 yılına göre yaklaşık olarak yüzde 3,17'lik bir düşüş var.

Şu anki verilere göre AKP'nin Milletvekili Seçiminde aldığı oy ise yüzde 35,42 seviyesindedir. Bu 2015 Kasım zirvesinden yaklaşık yüzde 14 daha düşük bir orandır.

Bu makalenin yazıldığı saat itibarıyla seçim ikinci tura kalmış bulunmaktadır ve seçim ikinci tura kaldığında yarışacak iki adayın Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu da kesindir.

Lakin Erdoğan'ın yüzde 50+1 oy elde edebilmesi için hem kendi seçmeninden aldığı oyu koruyup hem de ilk turda muhalefet blokuna oy vermiş kesimi ikna etmesi gerekiyor.

Oysa Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapması gereken aslında çok daha kolay. Kılıçdaroğlu sadece kendine ilk turda oy veren kitleyi korumak ve zaten ilk turda Erdoğan iktidarına ve bugünkü tek adam rejimine itiraz eden muhalif ama o ya da bu sebeple, diğer muhalif adaylara oy vermiş kesimi ikna etmek, o kesimden oy almak zorunda.

Bir de elbette seçimlere katılmayan yaklaşık yüzde 13'lük kesim var. Bunlar seçimlere katılmıyor ama bunların yüzde 1 ya da 2'si fikir değiştirirse dengeler çok ama çok değişmez mi?

Recep Tayyip Erdoğan kampanya boyunca muhalif seçmene demediğini bırakmadı değil mi?

Muhalif seçmenin hassas olduğu mülteci sorunu, Türk Milliyetçiliği hassasiyetleri vesair konular da dikkate alındığında Erdoğan'ın muhalif bloktan oy istemesi ve istediği oyu alabilmesi ne kadar mümkün olabilir? İşte aslında herkesin bu konuya odaklanması gerekmektedir.

Önümüzdeki 12 gün oldukça çekişmeli geçecek fakat ilk turda iktidarın onca gerginlik yaratma çabasına karşın bu tuzağa düşmeyen, çok büyük bir sağduyu ve soğukkanlılıkla seçimlere katılan Türk Milletinin bundan sonrada kaos planlarına boyun eğmeyeceği aşikârdır.