Değerli okuyucularım HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in İYİ Parti'yi hedef almasının ardından başlayan tartışmalar hâlâ devam ediyor. HDP'li vatandaşların büyük bölümünün İstanbul'da Millet İttifakı adayı İmamoğlu'na oy atmasını AKP'liler ve MHP'liler HDP Millet İttifakı'nın içinde gibi göstermeye çalışıyorlar. Bugün esas kaleme alacağım konu PKK+AKP açılımı dönemindeki ortaya dökülen İmralı tutanaklarındaki Apo'nun, "Tayyip Bey'in Başkanlığını destekleriz" ve "Yaz Sırrı" diyerek AKP'nin PKK ile birlikte yazmaya çalıştığı anayasayı analiz edeceğim.

***

Yukarıdaki sayfa Milliyet gazetesindendi. Milliyet gazetesi İmralı tutanakları diye bir haber yayınladı. Hâlâ internet sitelerinde bu haber duruyor. Açıp detaylı okuyabilirsiniz.

Milliyet gazetesinde yayınlanan İmralı tutanakları sonrasında dönemin Başbakanı Erdoğan hemen gazetenin patronu rahmetli baba Demirören'i aradı. Adeta, yaşlı başlı adamı Erdoğan azarladı. Telefon konuşmasında, "Nereden bu medya işine girdim yahu bu yaştan sonra diyerek..." Baba Demirören ağlıyordu. Bu ses kaydı da Youtube'de var izleyebilirsiniz.

Özellikle de Milliyet'te yayınlanan İmralı tutanakları haberinde bebek katili terörist başı Abdullah Öcalan'ın şu ifadeleri toplumda infiale neden oldu diyebiliriz:

"Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz. ABD tarzı başkanlık olabilir."

***

Bu ifadelerle mi kaldı süreç? Elbette hayır.

O zaman MHP'de olan bir yöneticiyi bir TV programında izliyorum. Tabii ki o zamanın MHP'li yöneticisi AKP'ye sıkı muhalif. Şimdinin MHP'si gibi düşünmeyin. PKK açılımları, Habur, Oslo, Dolmabahçe rezaletleri olmuş.

MHP'li yönetici TV programında şunu diyordu:

Terörist başı Abdullah Öcalan HDP'li Sırrı Süreyya Önder'e anayasa yazılımını kast ederek, "Yaz Sırrı" diyor. MHP'li yönetici bu anayasanın AKP ile beraber yazılmak istenen Başkanlık anayasası olduğunu kast ediyordu. Değerli okuyucularım yazı başlığımdaki 'Yaz Sırrı'nın 'sırrı' buydu işte.

***

16 Nisan'da MHP destekli, Başkanlık anayasasındaki Başkanın kamu tüzel kişiliği kurma yetkisini anayasa hukuku uzmanları eyalet kurma yetkisi şeklinde yorumlamışlardı.

Şimdi bazıları diyecek; HDP HAYIR'cıydı MHP EVET'çiydi.  MHP'nin EVET'e giden yolunu burada yazmayım satırlar yetmez.

Lakin ben yazımda veya yazımın başlığında HDP başkanlığı destekliyor demedim 'APO destekliyor' dedim dikkatinizi çekerim.

***

HDP'nin HAYIR'cı olması o dönemde elbette taktikseldi. İçeri atılan Demirtaş ve Yüksekdağ için olabilirdi. Bir de HDP içindeki Sosyalistleri EVET'e ikna etmek imkânsızdı.

***

Abdullah Öcalan şu anki Başkanlık anayasasını sever mi? Elbette sever. Çünkü yukarıda yazdığım Başkana verilen kamu tüzel kişiliği kurma yetkisi yani eyalet kurma, eski Parlamenter sistemimizde yoktu. Eski sistemimizde sözde Kürdistan eyaletini kurmak imkânsızdı. Çünkü yürütmenin başı Başbakanın böyle bir anayasal veya yasal yetkisi yoktu. En fazla eyaleti kurmak için Meclis'e Başbakanın partisi yasa veya anayasa değiştirme teklifi ile gelebilirdi. Onun da Meclis'ten geçmesi imkânsızdı.

Erdoğan'ın da hâlâ Youtube'de olan Kanal D-CNNTürk ortak yayınında söylediği, "Kürdistan eyaletini kurabiliriz. Osmanlı'da da vardı" ifadelerini de biliyoruz.

"Altı kaval üstü şişhane olmaz diyerek ABD'den alırsak eyalet sistemini de alırız" diyen Erdoğan'ı da biliyoruz.

***

'Vay efendim MHP desteklemez veya destekler miydi böyle bir APO'nun da öngördüğü Kürdistan eyaletli Başkanlık sistemini?' Seslerini duyar gibi oluyorum. Desteklerdi. MHP neleri desteklemedi ki...

Yazımı MHP'li Semih Yalçın'ın o infiale neden olan sözlerini sizlerle paylaşarak bitireyim: