Koronavirüs'ün sağlığımız, sosyal yaşam, ekonomi ve geleceğimiz üzerindeki olumsuz etkilerini çok derinden hissettiğimiz şu günlerde, 2020 yılında iki ay gibi kısa bir süre turizm faaliyeti yaparak sezonu kapatan ve hiçbir yarasını saramayan turizm sektörü, umudunu 2021 turizm sezonuna bağlamış durumda. Sektörün kendini toparlayabilmesi için en az birkaç yıl her şeyin yolunda gitmesi ile normale dönüş söz konusu olabilecektir.
Daha önce hiçbir sektörün hazırlıklı olmadığı bu tür dünya çapındaki "salgın durumu" birçok konunun yeniden ele alınması gerektiğini hemen herkese gösterdi. Devam eden süreçte birkaç sektörün dışında (nakliye, gıda ve internet üzerinden satış yapan firmalar) diğer tüm sektörler durumdan zarar ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Özellikle en büyük sektör olarak dünyada bilinen "hizmet sektörü" ve bunun at başı konumundaki "turizm sektörü" en olumsuz etkilenen sektör oldu.
Virüs salgını ile beraber, kısa süreli de olsa tatil yapma imkânına kavuşan insanların "konaklama tercihlerinde" büyük değişiklikler oluştu ve tatile çıkanlar "büyük otellerde konaklama yapmak yerine, müstakil villalarda konaklamaya" yöneldiler. 2005 yılında bu yana "turizm amaçlı konaklama hizmeti veren villaların sayısında her geçen gün artış olmasına rağmen", turistik amaçlı konaklama için kiraya verilen bu villalar maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından (ne akla hizmettir bilinmez) bir türlü "kayıt altına alınmıyor".
Tatile çıkan insanların turizm amaçlı tatil tercihlerinin değiştiğinden ve müstakil villalara büyük bir talep patlamasının olduğunu 2020 yaz sezonunda gördüğümüzü daha önceki yazılarımda da bahsettim. Ama geçen sürede Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, çok yoğun bir şekilde talep patlaması yaşanan "turizm amaçlı konaklama hizmetinde kullanılan villalarla ilgili bir çalışmasına henüz tanık olmadık".
Devlet etmenin gereği, vatandaşlar arasındaki vergi adaletsizliğini ortadan kaldıracak uygulamalara imza etmekten geçer. Bir tarafta turizm bölgesindeki villasını yaz sezonunda günlük ve haftalık bazda kiraya verip senede, 200-250 bin Türk Lirası gelir elde eden "villa sahibinden vergi almaz iken" diğer taraftan asgari ücretle çalışan vatandaşlardan vergi almak, büyük bir vergi adaletsizliğinin ortaya çıkmasına neden olmakta.
Acilen 2021 yaz sezonu öncesinde "turistik amaçlı günlük ve haftalık olarak konaklama amaçlı kiraya verilen villaların Kültür ve Turizm Bakanlığı denetimine alınması için çalışmalar yapılmalı ve bu villaların rezervasyon, transfer, tur, konaklayanlara ait kimlik bildirimleri TÜRSAB üyesi seyahat acentalarınca yapılacak şekle getirilmelidir". Ancak bu kayıt altına alınma ve sonrasındaki işletme sürecinde seyahat acentalarının yetkilendirilmesi yöntemi ile, "en büyük kayıt dışı turistik amaçlı konaklama sektörü haline gelmiş olan villa turizmi kayıt altına alınmış olacaktır".
Turistik amaçlı konaklama hizmeti veren villaların kayıt altına alınması ile birlikte, devletimizin turizm sektöründen elde ettiği vergi gelirlerinde ciddi bir artış hemen 2021 yılı sonundaki incelemelerde görülecektir. Halihazırda ülkemizde gayrimenkul alan ve bunu 2005 yılından bu yana "kayıt dışı olarak haftalık bazda kiraya veren yabancılar, evlerinin parasını çıkardıkları gibi kendi ülkelerine büyük miktarda parayı da vergisini vermeden kaçırdılar".
Devletimizi uyarmak için daha kaç sene aynı konu hakkında yazı yazmam gerekiyor bir türlü anlamıyorum. Devletimizin soyulmasını engellemek için her fırsatta "turizm sektöründeki kayıt dışılığı açıklayan yazılar yazıyorum ama değişen hiçbir şey olmuyor". Ben duyarlı vatandaş olarak üzerime düşen görevi yapıp devletimizi uyarıyorum, Devlet etme noktasındakilerin de üzerlerine düşen "denetleme ve kayıt altına alma" görevlerini yapmalarını beklememizden daha doğal ne olabilir anlamıyorum.
2021 turizm sezonu için olumlu umutlar besleyen turizmcilerimiz umarım hüsrana uğramaz, her şey yolunda gider, Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerine düşen "denetim ve kayıt altına alma işlemlerini hızlandırır" ve beklediğimiz şekilde bir sezona yeniden kavuşuruz.
