Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Yunan donanması Samsun'u bombaladı / 7 haziran 1922

Sözcü gazetesinden tarihçi Sinan Meydan kardeşimin zaman zaman çıkan yazılarını takip ederim. Ancak, birçok yazılarında dikkatimi çeken varsayımlı, hamaset ve destanlar yüklü olanları oldukça fazla. Eğer tarihçi ise buna aşırı dikkat etmesi gerektiğini iyi bilir, sanırım.

Dünya tarihinde, bilhassa yakın tarihimizde olaylar, özellikle savaşların tamamen askeri bilgi ve belgelere dayanması gerekir. Köşe yazımızda öne çıkan "Yunan donanması Samsun'u bombaladı" başlıklı 7 Haziran 1922 tarihli yazı hem de sayfa yazısı oldu. Konu güzel, hamaset yüklü. Ancak, 1934 yılına kadar hiçbir zaman Deniz donanması olmayan Yunan ordusunun Karadeniz'e çıkıp bombalaması hiç olmadı.

Değerli kardeşim eline eski tarihlerde yaşanmışları, yıllar sonra yazan Batılı bazı diplomat kişilerin, varsayımlı kitaplarından almış. Gerçek dünya harp tarihi, Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin harp tarihi kaynaklarının hiçbirinde bu bilgi  mevcut değil.

Dostum yazısında bir de Ali Fuat Cebesoy paşanın yazdığı Milli Mücadele kitabını eklemiş. O Mustafa Kemal'in aynı dönem silah arkadaşı, onun bu kitabında sadece kurtuluş savaşı ve milli mücadele birebir anlatılırken, hiçbir zaman "Yunan donanması Samsun'u bombaladı" demiyor ki. Çünkü zaten donanma yoktu. Bir kere Kurtuluş Savaşı gerçek anlamıyla tam olarak aslında İtilaf Devletleri ordularıyla destekli Yunan Kara Ordusunun 2,5 yıl süren savaşlarıdır. Bunu saptırıp dediler ki, demişler ki varsayımlarla uydurmak yanlıştır. 15 Mayıs 1919'da Ege'den girip İngiliz donanması desteğinde ve 6 İngiliz zırhlısı, sadece İngiltere'nin hediye olarak verdiği Averof zırhlısı ve üç gün süren 86 kadar nakliye gemileriyle Yunan kara ordusu, İzmir'e resmen çıkarma yapıp işgal etti. Bu tarihten sonrası köşe yazımızın konusu değil, zaten bilmekteyiz.

Kurtuluş Savaşı önce Milli Mücadele ile halkın birlikteliğini yaşamış, Osmanlı Ordusu dağıtıldığından yeni bir Kurtuluş Ordusu kurulmuştu. 1,5 yıl sonra dünya harp tarihinin en önemli Meydan Savaşı-Sakarya'da Yunan ordusu yenilmişti. 12.400 ölüm ve 34 bin yaralı alan Yunan ordusu geri çekilmişti. Acilen İzmir'deki komutanlık İngilizlerden tekrar yardım isterken, yaralılarını Yunanistan'a taşırken, yeni bir 14 bin kişilik savaş tümeninin nakledilmesiyle meşgullerdi.

Karadeniz'de durumun gerçeğini gelin beraberce yazalım. Sinan'ın da dediği gibi Mondros sonrasında bu kez İngiliz ordusu İstanbul'u işgal ederken, donanmasında bulunan iki zırhlısını Karadeniz'e yolladı. Karadeniz bölge komutanı Amiral Carltrop başkanlığında.

Adı geçen Amiral, iki yıl boyunca Karadeniz'de gezip bölgeyi kontrol altına alırken, zaman zaman da Trabzon ve Samsun'da demirleyip beklerdi. Bu dönemde Sinan'ın yazdığı gibi hiçbir zaman bahsi geçen Amerikan zırhlısı değil sadece tütün ticareti ile bölgeye gelen Amiral Taboçça şirketinin nakliye gemisiydi.

Sadece Trabzon limanındayken, bölgedeki Rumlar tarafından başlatılan sözde "Rum Pontus" çetelerini görüp notlar halinde Amerika'ya taşımışlardı, kuşkusuz. Bu notları bu sırada İstanbul'da Amerikan elçiliği de alıp çok daha sonra kitaplara yazmışlardı. Fakat hiçbirisinin kitabında "Amerikan zırhlısı, Yunan donanması Samsun'u bombaladı" diye kanıt yoktur.

Diğer taraftan, bilinen tarihlerimizdeki gibi Kurtuluş ordusuna silah temini için, Karadeniz İnebolu'dan halkın kadın-erkek demeden harp malzemeleri taşıdığını biliyoruz. İşte bu geceleri süren Ankara'ya silah yollanması haberini alan Samsun'daki İngiliz zırhlısı, sadece gözdağı verip Anadolu'da büyük taarruza silah gitmesini engellemek için Samsun limanına havadan 4 top atışı yapmışlardı.

Olay, işgal altındaki bir memleket için son derece normal sayılır. 7 Haziran'da yapılan bu top atışları, o yıllarda Ankara'da haftalık yayın yapan Hakimiyeti Milliye gazetesine ulaşmıştır. Ancak o dönemde gerek gazeteciler gerekse halkın bildikleri sadece Yunanistan orduları vardı. Bunun içinde hedef Yunan ordusu olduğundan, Yunan donanması Samsun'u bombalamış deyiverdiler, aslı yoktur.

Zaten milli mücadele günlerinde Ankara'da açılan B.M. Meclisi ve kurtarıcı kadrolar, Mustafa Kemal ve silah arkadaşları en azından gizli ya da açıkça haberleşme için yer altına Yenigün ve Hakimiyeti Milliye adlı gazeteyi basan matbaa açmışlardı.

Üstelik, Hakimiyeti Milliye gazetesi alelacele 8 Haziran'da yazdığı yazının doğruluğunu araştırıp Paşa'ya da sorduktan sonra, 12 Haziran 1922 tarihli nüshasında, bunun Yunan zırhlısı değil oradaki İngiliz zırhlısı olduğunu yazmıştı.

Değerli arkadaşım Sinan'ın yeni bir alıntısında bahsettiği o dönemdeki Samsun Valisi Faik Bey'e "Yunan donanması tehdit notası verip şehri terk etmelerini istedi" sözlerinin de hiçbir zaman doğrusu yoktur. Çünkü Samsun o yıllarda tam olarak uluslararasına açık şehirdi. Üstelik Yunan donanması denilen Averof zırhlısı hiçbir zaman Mondros'tan sonraki dönemlerde Karadeniz'e çıkıp  herhangi bir limanda demirlemedi. Hele 1922 Haziran günleri zaten Atina'dan devamlı yeni savaş askerleri ve harp malzemelerini taşımaktaydılar. Çünkü bildiğimiz gibi iki ay sonra Türklerin Büyük Taarruz ve Dumlupınar Savaşı yaşanacaktı.

Değerli tarihe meraklı kardeşim Sinan Meydan özellikle o yıllarda 1929'lara kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun Arap harfleriyle basılan kitapları ve gazeteleri vardı. Elllerine geçirdiğiniz bu eski yazı ile basılmış gazetelerde, adları yazılı olan paşaları yıllar sonraki tanımıyla örneğin Atatürk diye yazıyorlardı derseniz yanlış olur.

Çünkü Atatürk tanımı bildiğiniz gibi 1934 yılında Meclis kararıyla çıkmıştı. Eğer o günlere o günlerin yazı dili ve sözleriyle araştırıp yazacak olursak, daha doğrularını belgelerle tanıtırız.

Sanırım bu tanımlama biçimini elbetteki sizin ve sempatiklerin çok iyi bildiği aslen gazeteci olan Şevket Süreyya Aydemir ve Enver Behnan Şapolyo'nun  yazmış oldukları abartılı "Atatürk" ve "İkinci Adam" kitaplarının tesirinde kalınmaktadır. Ne olursunuz varsayımlı tarihlerle gerçekleri saptırmayalım.

 

Bundan tam 99 yıl önce 7 Haziran 1922'de bir Yunan Donanması Samsun'u bombaladı

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları