Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, uzaya gidecek kişi için "Uzay yolcumuzun bize has unsurları oraya götürmesini arzuluyoruz, mesela Türk yemekleri gönderilebilir" dedi.

Ben durur muyum? Hemen hangi yemekler gönderilebilir diye araştırma yaptım.

İlk aklıma gelenler şunlar…

Müsiajlı denizlerimizden çıkan balık konservesi.

Bu konserve öyle "Al" diye verilmez uzaylı abilerime, ablalarıma, verirken "İyilik yap, uzaya at, balık bilmezse müsilaj bilir" dedik mi uzaylılar neye uğradığını şaşırır.

Bir diğer ürün "Ejderha içeceği".

Bu çok strateji bir üründür ve mesaj içerir.

Deriz ki bu içeceği verirken "Bizimle iyi geçinin, biz sizler gibi arkamızdaki dayıya değil, ejderhaya güveniyoruz" deriz. Yemin ederim tırım tırım tırsarlar.

Mercimek de çok önemlidir.

Genç bir uzaylı çifti görüp "Ay yazık ya, bunlar gezegen gezegen el ele tutuşup gezen çift değil mi? Daha mercimeği fırına veremediniz mi? Ama siz de haklısınız, fırınınız yok ki. Fakirler" deyip onları eziklemek yoluna gitmeliyiz ki bize boyun eğsinler.

Şimdi bu uzaylılar meraklı olur. Densiz bir tanesi çıkıp da "Hoş geldiniz gezegenimize. Biz çok seviyor Türk halkı. Ülkenizde hayat nasıl, halkınız ne yer, ne içer?" diye sorarsa hiç panik yapmayalım.

Hemen oradan bir gök taşı kapıp, üzerine dolma tenceresinin kapağını koyup, bir tür çanak anten gibi kullanıp ülkemize canlı bağlantı yaparız.

Halkımızın pazarda, yere eğilerek seçtiği çürüklüğe göz kırpan "çıkma" domates, "çıkma" salatalık görüntüleri gösterilir. O zavallı uzaylı "çıkma" nedir diye anlayana kadar biz çoktan vııın turizm!

Ama son bir husus var ki bu çok hayati.

O uzaylı garibanlara "Bizim olmazsa olmazımız vardır, her evde mutlaka vardır ve her öğün yenir" diyerek ucu açılmış, sivri hatta çok sivri uçlu bir kurşun kalem gösterelim.

"Ülkemiz mutfağında buna -Kazık- denir ve bunu yemezsek kendimizi doymuş hissetmeyiz" demeyi unutmayalım ki sunumumuz eksik kalmasın.