Türkiye, savaşın ilk günlerinde Rusya''nın Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınması konusunda "çekimser" oy kullandı.
"Acaba mı?" diye düşündüren bu karar sonrası BM''de Rusya''nın kınanması için yapılan oylamada Moskova''yı kınamaya yönelik kararın tarafı olurken, NATO zirvesinde Ukrayna''nın komşusu NATO ülkelerine asker konuşlandırılmasına dair de "evet" oyu kullanarak Batı ile aynı cephede yer aldı.
Sırada boğazlar yani Montrö vardı. Ukraynalı yetkililer ve Batı''daki birçok yetkili, Türkiye''nin Montrö konusunda adım atması konusunda ''baskı'' yapmaya başlamıştı.
Türk kamuoyu bile Montrö''nün devreye sokulmasını, savaş gemilerinin boğazlardan Karadeniz''e girmesini istemiyordu. Rusya''nın işgali sonrasında Türkiye''nin ilk resmi açıklaması "saldırı" şeklindeydi. Üç gün sonra ise Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, krizin "savaş" olarak tanımlandığı sonucuna varıldığını ve bu kapsamda Montrö''nün yetkilerini kullanacaklarını açıkladı. Kararı ABD de destekledi.
Türkiye''nin Batı cephesinden ayrıştığı önemli nokta "yaptırımlar". Rusya''ya uygulanan yaptırımlara NATO üyesi olan Türkiye ''ilkesel'' olarak katılmadı. Ama ne AB ülkeleri ne de ABD, bu tavrı çok sık gündeme getirip Türkiye''yi eleştirmedi.
Sadece NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, yaptırımlara NATO üyelerinin tamamının katılmasını istedi ancak aynı konuşmada Türkiye''nin hem diplomasi trafiğinde hem de SİHA''larla sahada kilit rol oynadığını dile getirdi.
Batı ülkeleri, şu anda hem AB hem de ABD''nin farklı alanlardaki yaptırımlarına muhatap olan Türkiye''den daha fazlasını bekleyemeyeceğini anladı.
NATO üyesi olmasına rağmen tarafsızlığını koruyan Türkiye, bulunduğu konumunu Ukrayna''ya da Rusya''ya da kabul ettirmiş gibi görünüyor.
Öyle ki Ukrayna, ABD, İngiltere ve Türkiye''nin Rusya''ya karşı garantör ülke olmasını isterken, Rusya da yaptırımlara karşı tavrından dolayı Türkiye''yi "dost olmayan ülkeler" listesine dahil etmedi.
Son 5 yılda Ukrayna''ya en fazla yatırım yapan ülke olan Türkiye''nin şu anki konumu, Avrupa ülkelerinin bile Türkiye''ye yönelik yaklaşımını değiştirmiş görünüyor. Ne bir ileri ne de geri, şu anki politikamız yerinde ve iyi.
Çanakkale Zaferi''nin 107. Yıl Dönümü
